Jisoo'dan
Dudakları dudaklarımdayken başka birşey düşünemiyordum. O şu anda beni gerçekten öpüyor muydu? Ah tanrım ne olur bu bir rüya olmasın. Dudakları dudaklarımdan ayrıldığında konuşmuştum."Gerçektende gerçek olamayacak kadar güzel bir rüyasın, umarım gerçeksindir." dedim.
"Sende gerçekten gerçek olamayacak kadar güzel seversin, umarım gerçeksindir, umarım kirli ellerimi temizleyebilirsin..." dedi.
"Temizleyebilir miyim bilmiyorum ama eğer beni kirletecek olan kirli eller senin ellerinse ben kirlenmeye razıyım..." dedim.
...
"Kahve ister misin?" sorduğu soruyla bakışlarımı ona çevirmiştim."Tabikide." dedim benim kahveye hayır deme gibi bir lüksüm yoktu.
"Tamam ben suyu koydum hemen bi duş alıp ineceğim geri." dediğinde kafamı 'tamam' anlamında sallamıştım. Oda koridordaki merdivenlere yönelmiş ve yukarı çıkmıtı. Ben o öpücükten ve sonrasındaki konuşmadan dolayı hala utanıyordum gerçi onunda benden pek bir farkı yoktu ama suyun kaynama sesi ile ayaklandığımda fincanları arıyordum ama lanet olsun ki bulamamıştım. Bu yüzden tae'ye sormaya kararverip yukarı çıkmıştım. Odasının kapısının önünde durmuştum. Ya müsait değilse? Ya üstünü giyorsa? Aman canım çıplaksada açmazdı herhalde kapıyı. Kapıyı tıklatıp açılmasını bekledim ama kapı açıldığında onu şortla görmeyi beklemiyordum. Aman Tanrım bacakları çok güzeldi! Yaptığım şeyin farkına varıp yüzüne baktığımda sırıtığını görmüştüm.
"Aaa şey ben fincanları bulamamıştımda nerdeler acaba?" diye sormuştum tek nefeste.
"Bir dakika." diyip kapıyı tekrar kapatıp açtığında altına bir eşofman giyimiş olduğunu gördüğümde derin bir nefes verdim. Yani bütün gün altında o kısacık şortla gezdiğini hayal etsenize! Tamam bence eteyelim.
"Ben genelde kahvaltı pek yapmam." derken bana uzattığı kahveyi almıştım.
"Eğer birşeyler istersen hemen hazırlaya bilirim." dediğinde konuştum.
"Gerekmiyor, bugün pek istemiyorum." dedim bende gülümseyerek.
"Pekala." demişti oda cevap olarak 10 dakika boyunca öylece oturmuş ve kahvelerimizi içmiştik.
"Ben eve gideyim artık." dedim kahve fincanını lavaboya koyarken.
"Tamam seni ben bırakıcam demiştim." cevap vermişti. Kapının açıldığını duymamla kafamı oraya çevirmiştim. İçeriye orta yaşlarda takım elbiseli ve yaşına göre oldukça genç bir adam girmişti. Taehyung'da benim baktığım yere baktığında konuşmuştu.
"Hoşgeldin baba!" demişti gülümseyerek. O çok güzel gülüyordu. Onu ilk defa bu kadar içten gülerek gördüğüm için şaşkındım. Babasını gerçekten seviyor olmalıydı benim gibi..
"Hoşbuldum oğlum. Misafirin mi vardı?"dediğinde hafif öne eğilerek selam vermiştim.
"Bu jisoo baba." demişti ve benim hakkımda başka bir açıklama yapmamıştı ki adam gülmeye başlamıştı.
"Ha bu o hiç dilinden düşürmediğin jisoo mu yoksaaa" demişti alayla. Kaşlarımı çatıp
"Hiç dilinden düşmeyen derken?" dedim ve taehyung'a baktım bana bakmıyor olduğunu gördüm.
"Sorma kızım bu oğlan senin ismini hiç ağızından eksik etmiyor gerçekten abiside bende yorulduk." demişti adam hala gülüyordu. Bi abisi mi vardı yani? peki ben bunu neden şimdi öğreniyordum?
"Tamam babaa yeter. Hem biz şimdi çıkıyorduk jisoo'yu evine bırakacağım." dediğinde adam sonunda susabilmişti.
"Tamam paşam." demişti ve arkasını dönüp yatak odası olduğunu düşündüğüm odaya gitmişti. Taehyung bana dönmüştü.
"Gidelim mi?"
...
19.07
Babamın daha doğrusu annemin baban dediği adamın gelmesine sadece dakikalar vardı ve benim midemde atlar koşuşturuyordu. Çok korkuyordum doğrusu daha bu sabah ne kadar mutluydum oysaki. Zilin sesi ile irkildim. O adam o kapıdan içeri girdi ve bir daha çıkmak bilmedi..._________
Byby<3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Touch //vsoo
ChickLitBen izin vermeden bana dokunamazsın jiss" ... Taehyung küçüken geçirdiği tramva sonrası kendine kimsenin dokunmasına izin vermezdi ama jisoo ona dokundu. Düzyazı+angst