Ruelle, MonsterBea Miller, Making Bad decisions
Sabrina Claudio, Zayn, Rumors
🎶
''Yalnızlığın zehri girdi mi bedenine;
Susturamazsın içeridekileri öldürsen de.''
Hayat; sana anlatılan her masalın yalan olduğunu bile bile o yalana inanmakmış. Ve hayat, gerçekleri kovalayıp masalların peşinden koşmakmış acıların sona erebilsin diye. Bu yüzden büyüdüm ben. Bunu anladığım gün büyüdüm. O gün de geçti, geç olmuştu bazı şeyler için.
Aslında her şey için.
Hayatın sana biçtiği rol iyi olmuyordu daima. Bana daima iyiyi biçmemişti, çünkü hiç iyiyi biçememişti. Bugün emin olmuştum bir kez daha; benim hayatım yalanın kuklası, gerçeklerin esiriydi.
Gazı körükledim düşünceler beynimin içine zehir gibi nüksederken. Kafam karmakarışıktı. Neydi kafamı karıştıran bilmiyordum ancak karışıktı. Bu karışıklık canımı yakıyordu.
Onca yıl, onca gün, onca saat, onca dakika... Ve onca yapılan plan.
Ne olmuştu peki şimdi?
Hiçbir şey.
Kırmızı ışık yandığında bile umursamadım. Yiyeceğim ceza da umurumda değildi, yalnızca gitmek istiyordum, buradan, şehirden, ülkeden. Hatta tüm dünyadan. Yok olmak istiyordum; görünmez olmak, tek bir kişinin bile ayak basmadığı bir yerde olmak...
Özlemiştim. Tek gerçeğimi özlemiştim.
Belki yarım saat belkide bir saat yolda dolaştım zehir düşüncelerle. Gideceğim yolu uzatmış bile olabilirdim ara sokaklara dalarak, çünkü bu yol bu kadar uzun değildi. Yani en son değildi.
Sonunda durdurdum arabayı. Göğsüm sıkışıyordu tam anlamıyla, hem acı, hem nefretti beslediğim; büyüttüğüm. Şimdi ise o büyüttüğüm hissin kuklasıydım.
Arabadan indim yavaşça, hava kararmaya başlamıştı. Özellikle havanın kararmasını beklemiştim çünkü kimsenin ben akademiden çıkarken beni görmesini istememiştim.
Çantamın içine elimi daldırıp rengi solan anahtarı çıkardım. Hep çantamdaydı bu anahtar, hiç ayırmamıştım yanımdan şimdiye dek ancak hiç gelememiştim de bu kapıya. Belki bir belki iki kez cesaret edebilmiştim. Çünkü acılar ve anılar... Güzel anılar vardı, o güzel anılar doğurmuyor muydu ki zaten acıyı?
Giydiğim topuklu botların tok sesini işitiyordum yalnızca içeri girdiğimde. Kapıyı arkamdan kapattım. Uzun holün ışığını açtım, yıllar koku saklar mıydı bilinmez ben hâlâ aynı kokuyu alıyordum.
Boğazıma acımtırak bir tat tırmanırken gözlerimin dolmaya başladığını ve bunu engelleyemeyeceğimi de biliyordum artık. Bu yüzden gelmek istemiyordum ya zaten buraya. Her defasında aynı sebepten ağlamaktan nefret ediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜLDEN KAR TANESİ
Fiksi RemajaKoynunda sarıp sarmaladığın yılan, şimdi göğüs kafesine düşman.