1.Bölüm

273 128 195
                                    

Öncelikle hepinize merhaba. Umarım seversiniz. İyi okumalar.<3

***
Medya:Ekim Şimşek//
Zamanla diğer karakterlerimizi de göstereceğim.

🌺🌺🌺

Maruz kaldığım dumandan kurtulmak ve nefes almak adına bahçeye çıktım. Şuan da içeride yeni yıl kutlanıyordu. Fakat ben şuan asla mutlu değildim. Ben ailem ve arkadaşlarımın yanında olmayı tercih ederdim. Derin derin nefesler alırken sırtımda bir ceket hissettim. Arkamı döndüğümde içtenlikle gülümsedim.

Elindeki kutuyu bana uzattı ve "İyi bir sene geçir hayatım." Dedi. Burnuma küçük bir öpücük kondurdu. "Teşekkür ederim..."

Kutuyu açtığımda içinde bir bileklik vardı. Bu bilekliği tanıyordum. Mert'in vefat eden ablasının bilekliğiydi. Üzerinde 'E.D' yazıyordu. "Mert... Ben bunu kabul edemem. Yani sonuçta bu ablanın. Lütfen bunu saklamaya devam et." Mert gülümsedi ve "Edersin hayatım. Hem sende bir gün 'Demir' olacaksın. Bu bileklikte senin ismini temsil edecek."

İçimde bir yerlerde bir şeylerin uçuşması normal miydi? Ben şaşkınlıkla gülümserken Mert kutuyu elimden aldı ve bilekliği bileğime taktı. "Umarım bu sene senin senen olur sevgilim." Dedi ve bana sarıldı. Bende aynı karşılığı verdim.

"Ekim!" Bana seslenen Alper'in sesini duyduğumda arkamı döndüm. "Buraya bi' baksana fıstık." Dedi. Mert'e dönüp 'hemen geliyorum' bakışı atıp Alper'in yanına gittim. "Ne oldu Alper?"

Elinde bir zarf vardı. Zarfı göstererek "Bu sana geldi. Bir tane adam getirdi. 'Bunu Ekim Hanım'a verin.' Deyip gitti. Herifi de tanımıyorum. Böyle iri yarı bir şeydi. Kim o herif?" dedi sorgulayıcı bir tavırla.
Gözlerimi devirip "Ne bileyim oğlum? Belki yılbaşı hediyesi falan göndermiştir fakülteden biri falan. Eve gidince bakarım." Dedim.

Alper 'oldu canım başka' der gibi baktı ve zarfı bana uzattı "Aç hadi bakalım." Dedi. Ofladım ve "Tamam, şuradan çıkalım. Gel dışarıda açalım." Dedim. Alper başını 'tamam' anlamında salladı ve nazikçe omzumdan bana yön vererek dışarıya çıktık.

"Al aç bakalım." Dedi ve zarfı bana uzattı. Zarfın üzerinde 'Bir Dost...' yazıyordu. Küçük bir kahkaha attım. "Alper bunu kim gönderdi Allah aşkına? Bir dost yazmış bir de. Kim acaba?" Alper sabırsız bir tavırla "Ay ne bileyim kızım? Aç da bakalım işte. Fazla gizemli geldi bana." Dedi. Onun bu haline ufak bir kahkaha attım. "Çok fazla aksiyon filmi izliyorsun ablacığım." Dedim. "Of. Ne ablası kızım alt tarafı beş ay büyüksün. Abartma." Dedi. Omuz silktim. Ondan beş ay büyüktüm. Ablası sayılırdım. "Hadi hadi. Aç şu zarfı." Dedi. Zarfı açtım. Bir kağıt vardı.

Zarfı açtım. Bir kağıt vardı. Kağıtta "İki senedir aldatılıyorsun Ekim. Çok sevdiğin sevgilin ve çocukluk arkadaşın. Bunu ben sana göndermemiş olsaydım hala kandırılıyor olacaktın muhtemelen. O zaman artık öğrendin. Bu da benden sana yeni yıl hediyesi olsun. Mutlu yıllar!" yazıyordu.

Fotoğrafları elime aldım. Gözlerim yanlış mı görüyordu? Yoksa biri bana oyun mu oynuyordu? Fotoğraflar elimden düştü. Alper'e baktım. Bana bakıyordu. Yerdeki fotoğraflara baktım. Yere eğilip elime aldım. Mert ve Bahar. Yutkunamıyordum. Bir fotoğrafta öpüşüyorlardı. İğrençti. Bir diğerinde gülüyorlardı. Bu da iğrençti. Bir diğerinde sarılıyorlardı. Bu da çok iğrençti. Boğazımda iğrenç bir acı vardı. Bu hepsinden de iğrençti. Alper'e baktım. İnanamaz bir şekilde bana bakıyordu.

UÇURUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin