4.Bölüm

103 72 9
                                    

Heellööö!!! Oy ve yorum yapmayı unutmayıınnn.💖

Medya: Ekim Şimşek.

🌺

"Döndüm arkamı sana, sen sırtımdan vurmayı seversin. Yüzüm ağır gelmesin."
-Atilla İlhan

            "Ben yara izini öpendim ya,
            Neden vurdun, değer miydi?"

🤍
Dalgın gözlerimi dumanı tüten sigaramdan alıp ona bakmam için çırpınan Uçurum'a diktim. Son bir nefes çekip sigaramı söndürdüm. Eğilip Uçurum'u kucağıma alıp başını okşadım. Tasmasında bir kağıt asılıydı. Boş gözlerle kağıda baktım. Ellerim titremeye başladı. Gözlerim ve kalbim ne kadar boş olursa olsun, ellerim durmak bilmiyordu. Acilen durması gerekiyordu! Derin bir nefes alıp kağıdı alıp Uçurum'u özgür bıraktım. Uçurum oyuncaklarıyla oynamaya başladığında keşke dedim; keşke onun kadar umursamaz olsaydım. Tek derdim oyun ve yemek olsaydı. Ya da bir kuş olsaydım ve özgürce kanat çırpsaydım. Kimse bana dokunamasaydı. Kimse benimle uğraşamasaydı. Kağıdı alıp açtım.

"Alper ile ne güzel bir iş çıkardınız. Hayran kaldım doğrusu... İlk görev başarılı! Sıradaki görevin için hazır mısın Ekim? Ama önce vedalaşman gereken biri var..."

Kağıdı buruşturup cebime koydum.
Kapım tıklandı. Yüzümü sıvazlayıp kapıyı açtım. Annem kapıdaydı. Niye gelmişti? Yine nasıl bir canavar olduğumu mu söyleyecekti?

"Girebilir miyim kızım?"

Dalga geçercesine dudağım yukarı kıvrıldı. Kenara geçip içeriye girmesi için izin verdim. İçeriye girip koltuğa oturdu. "Nasılsın, Ekim?"

Gözlerimi devirip camın önüne oturdum. "Niye geldin? Nasıl bir canavar olduğumu mu vuracaksın yüzüme, yine?"

Derin bir nefes aldı. "Ekim, ben, özür dilerim kızım. Çok sinirliydim ve-" Lafını kestim.

"Hayır, anne. Sen sinirli değildin. Sen orada bana içinden geçen her şeyi söyledin. Bütün öfkeni kustun bana. Ve haklısın. Gerçekten haklısın anne. Senin beni suçlamana da inan kızmıyorum. Çünkü, sen beni her zaman suçlu gördün ki. Kötü olan her şeyin suçlusu bendim anne. Sen bana böyle öğretmiştin: "Sakın, Ekim. Sakın bir suç işleme. Eğer sen yapmış olmasan bile, o suçtan seni sorumlu tutarım ve cezalandırırım. Sakın, bir suç işleme ve suç işleyen birinin yanında bulunma. Unutma, her zaman benim gözümde suçlu sen olursun." diyerek annemin yıllardır bana aşıladığı şeyi ona hatırlattım.

Sol gözünden bir damla yaş düştü. "Biliyorum, Ekim. Ben iğrenç bir anneyim. Sana o küçük yaşında neler yaptım. Seni mahvettim Ekim. Özür dilerim. Özür dilerim, kızım. Ben beceremedim. Bende çok küçüktüm, Ekim. Her şey annemin yüzünden oldu. Annem benim, ben de senin hayatını mahvettim. E-ekim-"

Gözyaşlarını tutamayarak hızlıca odadan çıktı. Evet hayatımı mahvetmişti ve iğrenç bir anneydi. Bunları bilmesi güzeldi. Ne demiş atalarımız geç olsun güç olmasın. Atalarımız mı demişti bunu? Neyse önemi yoktu.

Odamdan çıkıp Suna ablanın yanına gittim. Sandalyeye oturmuş ellerini başına koymuş sessiz sessiz, içine içine ağlıyordu. Bu halde olmasının sebebi bendim.

Yanına gidip elimi omzuna koydum. Korkarak sıçradı. "Sakin ol abla, benim." Gözyaşları daha da çoğaldı, artık hıçkırarak ağlıyordu.

"Kızım, Bahar'ım! Ekim, nasıl, nasıl olur aklım almıyor. Sana bunu nasıl yapar anlamıyorum, kendine nasıl yapar anlamıyorum! Hiçbir şey anlamıyorum, kızım. Ben-" Sözünü kesip sarıldım.

UÇURUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin