BÖLÜM 7

28 3 0
                                    

Hepinize tekrardan merhaba canlarım. Yorum yapmayı unutmayınız efenim...

İyi okumalar...

Aklıma onun benden isteyebileceği hiçbir şey gelmiyordu. Çatılan kaşlarımı görünce devam etti:

"Kötü bir şey değil isteyeceğim şey. Bana şans verdiğini ve hoşlandığını biliyorum. Bunun için teşekkür ederim güzelim. Ama ben sevgili olalım istiyorum. Şu flört evresini atlasak mı artık?"

Bunu illa ki dile getireceğini biliyordum. Ama bunu para karşılığında istemesi kendimi garip hissetmeme neden olmuştu. Kimi kandırıyordum; ondan hoşlansam da sevgili olmak fikri beni geriyordu. Ama o bana aşıktı ve ben de ondan hoşlanıyordum. Hem bana büyük iyilik yapan birini nasıl reddederdim? Gülümseyip elimi elinin üzerine koydum.

"Haklısın çok uzadı bu flört dönemi. Ama baştan söyleyeyim bana yamuk yaparsan külahları fena değişiriz." Gözlerinin içi parladı ve derin bir nefes koyuverdi. Birden bana sarıldığında "Oh, Allah'ım sana şükürler olsun!" diye haykırdı. Bana bu kadar bağlanması yanlış gibi geldi. Ama sevilmek düşüncesi çok güzeldi. Güldüm, kahkaha attım. O da katıldı bana. Benden ayrılıp alnını alnıma yasladı.
"Seni çok seviyorum Dicle'm." dedikten sonra alnımdan öptü. Gülümsedim.
"Teşekkür ederim. Ama baştan söyleyeyim acele etmek yok! Yavaş yavaş, ağırdan alacağız. Birbirimizi bunaltıp kalp kırmak yok." Ciddileşti:
"Emredersin hayatımın anlamı." Gülüp kafasına vurdum. Saçlarını karıştırırken "Deli" diye mırıldandım.
"Delimin delisiyim" diye yanıtladı beni, saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırırken. Gözlerime çok yoğun bakıyordu. Derken gözleri dudaklarıma kenetlendi ve fısıldadı:
"Bir kere öpsem dayak yeme ihtimalim nedir?" Ben de fısıldadım.
"Nereden öpmek istediğine göre değişir." Güldü.
"Şimdilik o tatlı yanaklarından. Seni zorlamak istemem. Yavaş yavaş gideceğiz. Hem o bile yeter, şimdilik." Anlayışına gülümsedim ve yanağından öptüm. Bu benim 'evet' deme şeklimdi. O da beni öptüğünde para aklıma daha yeni düşmüştü. Parayı aldım ve acilen eve vardım. Annem Mustafa'yla sevgili olduğumu bilmiyordu. Bir süre sonra söylerdim nasıl olsa. Olayın çözülmesiyle annem ve babam rahatladılar. O haftanın diğer günlerinde Mustafa'yla ders çalışmış, sohbet etmiştik. Bana değer verdiğini her hareketinde belli ediyor, şansını güzel kullanıyordu. Cuma akşamı annemden Ebru'da kalmak için izin almıştım. Ebru'yla Ömer abide buluştuk. Ona her şeyi anlattım. Şaşırsa da olayın çözülmesine sevinmişti. Ama bize kulak misafiri olan Ömer abi çok kızmıştı. Acaba babamın tefeciden borç aldığına mı yoksa benim Mustafa'yla sevgili olmama mı kızmıştı? Buna takılmadım; sonuçta o bir avukattı kanunları biliyordu. Ayrıca beni Ebru'dan ayrı tutmuyordu, iyiliğimi düşündüğünü kendisi söylemişti.

Ertesi gün eve döndüğümde anneme Mustafa'nın söylediklerini ve sevgili olduğumuzu söyledim. Benim adıma sevindiğini, pazartesi kafeye gelirse onu görmek istediğini söyledi. Ben de bunu ona ilettim. Karşı koymak bir yana aşırı mutlu olmuştu. Yanlış şeyler düşünmesini istemezdim o yüzden annemin onu sadece teşekkür etmek için çağırdığını hatırlattım. Pazartesi okul çıkışımdan sonra kafeye gittiğimde oradaydı. Annemle onu tanıştırdıktan sonra onlar konuşurken ben çalışmaya başladım. Onları dinlemeye çalışsam da ne yazık ki ya yanlarına yeterince yaklaşamıyordum ya da duyamıyordum. Ben de pes edip uzaktan izleyerek jest ve mimiklerinden ne konuştuklarını anlamaya çalıştım. Annem ellerini sallayarak güler yüzle bir şeyler anlatıyor, Mustafa ise sadece başını sallayıp dinliyordu. Bir süre sonra söz sırası ondaydı ve annem onu ellerini kavuşturmuş bir şekilde gülümseyerek dinledi. O ise arada bana bakarak anneme muhtemelen bana nasıl aşık olduğunu anlattı. Yarım saat geçtiğinde konuşmaları bitmişti. Mustafa bana göz kırpıp gülümsedi ve iyi günler dileyip çıktı. Ne konuştuklarını deli gibi merak etsem de annemin rahatlamış ifadesi bir sorun olmadığını belli ediyordu. Mustafa'ya attığım mesajlarda da soruma cevap alamıyordum. O akşam ben ders çalışırken odaya gelen annem yatağıma oturup eliyle yanına vurdu.
"Gelsene biraz sohbet edelim. Meraktan çatlıyorsun o çocukla konuştuğumdan beri." Hemen yanına gittim.
"O kadar belli oluyor mu ya?" Annem güldü.
"Çok belli oluyor kızım." Yerimde sabırsızca kıpırdandım.
"E anne söylesene o zaman ne konuştuğunuzu!"
"Çok efendi bir çocuk, seni de çok seviyor belli. Ona seni üzmemesini, üzerse başta senin sonrasında bizzat kendimin onun canına okuyacağımı söyledim. Gözdağı verdim yani." Anneme sarıldım. Bana destek olması çok değerliydi.
"O ne dedi?" Annem başımı okşadı.
"Sana nasıl aşık olduğunu anlattı. Seni üzerse boynunun bizim önümüzde seve seve eğileceğini söyledi. Hakkınızda hayırlısı olsun güzel kızım." Beni öpüp odadan çıktı. Ben de Mustafa'ya mesaj attım.
'Uyku da tutmuyor ders çalışma isteğim de yok.'
Anında cevap geldi;
'O zaman bu gece biraz tembellik yapabiliriz. Ne dersin?'

VAZGEÇEMEM...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin