BÖLÜM 9

32 3 0
                                    

Merhaba sevgili okuyucularım. Arayı fazla açmadığımı umuyorum.
Iyi okumalar...

DİCLE'DEN

Ömer abiyle kavgalarının üstünden bir ay geçmişti. İlk hafta bittiğini kabullenmemiş, arama dememe rağmen aramıştı. Babamın tepkisinden çekindiğinden kafeye gelmemişti ama ilk birkaç gün okul çıkışıma gelmişti. Katı bir dille bittiğini söylememden sonra yıkılmış bir vaziyette gitmişti. Aradan üç hafta geçmişti. Koskoca üç hafta boyunca onu görmemiştim. Benim için de zordu; ona alışmıştım, onu sevmiştim. Ama kuruntudan öteye gitmeyen söylemleri gına getirmişti artık. Ancak buna rağmen onu özlemiştim. Düşüncelerimi rafa kaldırdım, bu hafta sonu sınavım vardı. Odaklanmam lazımdı, hataya mahal veremezdim. Müziğin sesini biraz daha açtım ve önümdeki teste döndüm.

Sınava girip çıkmıştım. Evde herkes rahatlamış, bayram havasına girmişti. Sınavım çok iyi geçmişti, bunu ona da söylemek istiyordum. Bir süre düşündükten sonra sade bir mesaj yazmaya karar verdim.

Gönderilen: Mustafa
Sınavdan çıktım. Merak edersin diye söylüyorum. İyi geçti.

Anında yanıt geldi.

Gönderen: Mustafa
Çok sevindim birtanem. Emeğinin karşılığını alacağına emindim zaten. Sınavdan çıktığına göre seni görebilir miyim?

Buna ne diyeceğimi bilmiyordum. Ya tekrar aynı şeyleri söylerse? Aklıma şüphe tohumları eken düşünceleri hoşuma gitmiyordu. Ben düşünürken bir mesaj daha geldi.

Gönderen: Mustafa
Son kez? Madem ayrıldık, bari son kez göreyim seni... Bunu bari çok görme bana.

Okuduklarım kalbimde ince bir sızı bırakırken düşündüm. Son söyledikleri olmasaydı onunla asla kopmazdım. Kıskançlık raddesine gelen kuruntusu bizi bu raddeye getirdi. Ancak onca yaşananın hatrına onunla son kez görüşebilirdim. Evet, bunu yapabilirdim.

Gönderilen: Mustafa
Tamam. Yarın okul çıkışı uyar mı sana?

Ondan onayı aldığımda içim pır pır etmedi değil. Düzelebilir miydik acaba? Pazartesi çıkışa kadar bunu düşünüp durmuştum. Çıkışta ise bir heyecan içimi kaplamıştı. Ebruya hiçbir şey demedim çünkü bana tepki gösterebilirdi. Abisiyle Mustafa'nın benim yüzümden kavga ettiğini öğrenince belli etmese de tepki göstermişti. Kimseye görünmeden çıktım.

Arabaya yaslanmış beni bekliyordu. Beni gördüğünde gözleri parladı. Özlenmiştim, en az özlediğim gibi. Ama belli edemezdim. Yüzümün ifadesini bozmadan yanına gittim.
"Merhaba sevgilim." Basit bir gülümseme peyda oldu yüzümde.
"Merhaba." Durdu, durdu, durdu. Birden bana sarıldı.
"Seni çok özledim. Sensiz yapamıyorum. Özür dilerim yaptığım her şey için! Lütfen affet beni." Sözleri gözlerimi doldururken ifademi korumaya çalıştım. Bir karar vermiştim, arkasında durmalıydım.
"Mustafa yapma böyle. İnan böylesi daha iyi." Boynumda derince soluyup benden ayrıldı.
"Ama beni dinlemiyorsun, anlamıyorsun. Dediklerim kuruntu değil yemin ederim!" Gözlerimi yumup derin bir nefes aldım. Ellerimi kaldırdım.
"Yeter artik! Aynı şeyi daha ne kadar tekrarlayacağız? Bitti Mustafa, kabullen artık! Aynı şeyleri tekrarlarsan ben gidiyorum!" Gitmeye yeltendiğimde kolumu tuttu.
"Tamam birtanem özür dilerim. Seni eve bırakayım gel." Arabaya bindim. O da binince yola koyulduk. Yolculuğun bir kısmı sessiz geçerken Mustafa'nın garip tavrı gözümden kaçmamıştı. Nitekim bir sure sonra arabayı sağa çekti.
"Beni buna sen mecbur ettin birtanem." Kaşlarım çatıldı. Elimi kapının kulbuna götürdüm ama açılmadı. Kilitliydi. Gözlerim şaşkınlıktan açılmış bir şekilde ona döndüğümde elindeki bezi gördüm.
"Ne yapıyorsun Mustafa?! Manyak mısın?" Ama o gözünü kararmıştı. Bezi bana yaklaştırırken ondan uzaklaşmaya çalışıyordum ama küçücük arabada nereye kadar gidebilirdim ki?
"Çekil şuradan, aç şu kapıyı inmek istiyorum. Yardım edin! Im-" Bezi ağzıma bastırdığında nefesimi tutmaya çalışsam da bir yandan debelenirken çok zordu. Eline vurup cimdikliyor, onu itiyordum ama nafileydi. Tüm nefesim tükendiğinde o yakıcı kokuyu içime çekmek zorunda kaldım. Birden tüm bedenim hissizleşti, gözlerim buğulandı ve bilincim kapandı. Son duyduğum yine oydu.
"Özür dilerim sevgilim. O ırz düşmanı yüzünden seni kaybedemezdim. Sen benimsin, sadece benim!"

YAZAR'DAN
Genç adam üç haftadır sevdiğini görmediği için ayrı, o pisliğin sevdiğine kendinden daha yakın olmasına ayrı sinirleniyordu. Ancak plan yapmıştı. Diclesini yanına alacak, her şeyi anlatacaktı. Dinlememe anlamama gibi bir şansı olmayacaktı. O inatsa Mustafa da inattı. Özgür'e hazırladıkları eve geçmeleri için mesaj atıp yanındaki baygın güzele son kez bakarak arabayı çalıştırdı. Ciğeri beş para etmez biri yüzünden sevgilisini bırakmayacaktı. Kararlıydı. Dicle'yi alnından öpüp yola koyuldu. Dicleyle o birbirlerine aittiler. Bunu kimse değiştiremez, aralarına giremezdi. Mustafa izin vermezdi.

Selaaam! Kısa olduğunu biliyorum küfretmeyin pls. En kısa zamanda devamını atacağım. Upuzun ve bol aksiyonlu olacak.
Fikirlerinizi belirtmeyi ve çıraklık eserim olan "ANLAŞMA"yı okumayı unutmayın.
Öpüldünüz...

VAZGEÇEMEM...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin