Arabada üç erkek vardı. Sürücüsü orta yasta olsada diger ikisi gencti. Hatta arka koltukta oturanın yeni yetme bir ergen oldugunu soyleyebilirim. Biz arabaya binince ön koltukta oturan adam zaten son seste oldugunu düsündügüm müzigin sesini mümkünmüş gibi dahada açtı.
Camları kapalı olan arabadaki sigara kokusunun üzerime sindigine emindim. Cok yogun bir kokusu vardı çünkü. Hatta sigaranın dumanı arabanın icini gri bir sis bulutu gibi kaplamıştı. Arabayı incelemeye başladım. O kadar araba varken neden bu arabayı durdurdum diye düsünmeden edemedim. Sabah gördügüm ve Savaş'ın oldugunu tahmin ettigim arabadan sonra hic bir arabayı begenmeyecektim sanırım. Görgüsüzlügümü bir kenara bırakıp gözlemime devam ettim. Genellikle apaci diye adlandırdıgımız kisilerin kullandıgı modifiye yaptırmaya çalıştıkları şahinlerdendi sanırım. Ayagımın altındaki paspaslarda sigara külleri vardı. Ve ön koltugun altına ittirilmeye çalışılan ama başarısız olunan iki bira tenekesini görünce sigara dumanının bile örtpas edemedigi alkol kokusunun kaynagını anladım. Ucuz parfum dışında tanımlayamadığım kötü bir koku daha vardı. Bir kaç saniye geçince anladım: Ucuz parfümle karışan ter kokusu.
Bu da yetmezmiş gibi sürücü bir sigara daha yaktı.Kendimi koku almak için yetiştirilen K9lar gibi hissettiğim an etrafı koklamayı bıraktım. Giray'a camı açtığı için içimden teşekkür ettim. Çünkü arabanın ortamı çocuğa çok zararlıydı.
"Yengemizde güzelmiş Allah sahibine bağışlasın abi." dedi ön koltukta oturan çocuk, değişik konuşma tarzıyla. Giray'la beni birlikte sanmıstı. Yok daha neler!
Ben sessiz kalmayı tercih ederken ön koltuktaki adam sarhoş gibi konusarak "yengemiz degilse eger bir kaç gün verde takılalım be abi." dedi.
Serefsiz! Ne demek takılalım. Piçkurusu ! "Eger sizinle takılmamı istiyorsanız bana sormanız lazım başkasına degil. Kendimle ilgili kararları kendim veririm beyinsiz! Ayrıca sizinle takılırım. Ancak güneş tersten dogdugunda !" dedim. Aklıma ilk gelen sey buydu cünkü benimle takılmak istemelerinden çok Giray'ın malıymışım gibi konusmaları canımı sıkmıstı.
"Vay kızımız sertmiş." dedi bu sefer sürücü koltugunda oturan adam. Yanında ki ise kafasını iyice arkasına yani bana dogru cevirdi. Ve dişlerinin arasından nefes aldıktan sonra "bayılırım sert kızlara." dedi yüzüme dogru. Dogruyu söylemek gerekirse bu hareketiyle cok havalı görünmüştü. Bu havasını yerle bir etmek için yüzüne iyice yaklastım. "bende suan bayılmak üzereyim, ağzın leş gibi kokuyor." dedim ve uzaklaştım. İste simdi oldu. İrem 1 leş kokan adam 0.
Girayın solunda oturan ve arabaya bindigimizden beri hic konusmayan çocuk kücük bir kahkaha atınca ön koltukta oturan adamın öldürücü bakışarına maruz kaldı. Başından beri sinirli yüz ifadesi değişmeyen Giray'ın dudaklarının kıvrıldıgını görür gibi oldum. Ama tabi beyefendinin buz dolabından farksız yüz ifadesi değişir miydi hiç? Acaba ne zaman güldüğünü görecektim? Neyse şuan Giray'ın gülmesinden daha önemli bi sorunum vardı: 3 tane tanımadıgım erkekle aynı arabanın icindeydim. Neyime güvenerek bu arabaya binmistim ki? Bir köseye cekseler beni kime duyurabilirdim ki sesimi?
Bir saniye.
Ben az önce üç tane tanımadıgım erkek mi dedim? Giray'ı sanki çok tanıyordum. Beni bir kez kurtardı ama bu ikinci kez yapacagı anlamına gelmezdi ki. Bu adamlar bana çesitli iskenceler ederken oda bir sigara yakıp sıraya geçebilirdi.
"Hadi ama güzelim. Daha önce defalarca o işi yaptıgına eminim. Ama bu cok farklı olacak emin ol. Benimle bir gece geciren bir kız ikincisi icin kapımda köpek olur." az önce döndürdügü basını tekrar bana cevirerek "pişman olmayacaksın." deyip bir gözünü kırparak bana gülümsedi ön koltuktaki adam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sessiz çığlık
Mistero / ThrillerÇok sey ögrendim. Hiç bir seyin göründüğü gibi olmadığını ögrendim. Kimsenin verilen hic bir degeri haketmedigini öğrendim. Her gülüşün arkasında bi sahteligin oldugunu öğrendim. Biri sana "bana güven. derse asla güvenmemen gerektigin kisinin o oldu...