26. BÖLÜM

140K 9.1K 5K
                                    

26. BÖLÜM: "YENİLGİ"

Nihayet ben geldimm, bu bölümü yazmaya bir türlü fırsat bulamadım. Oruçta çok etkiliyor ne yazık ki 🥺 Keyifli okumalar dilerimm

Satır arası yorumlarınızı ve votelerinizi bekliyorum 3 bin yorumu geçelim lütfennn

Öpüldünüz


#İkiye On Kala Al Beni Bas YaralarınaEmir Can İğrek Gönül Davası

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


#İkiye On Kala Al Beni Bas Yaralarına
Emir Can İğrek Gönül Davası

🌱

Sözlerinin ağırlığı altında kalbim kambur kalmıştı. Bu yüzden sadece susmuştum. Bazı anlarda elimden hiçbir şey gelmiyordu. Bu da o anlardan biriydi. Tekrar doktorun yanına gittiğimizde ilk aylarda bulantının normal olduğu gibi şeyler söylemiş, birkaç tane de vitamin ağırlıklı ilaç yazmıştı. Dikkatim dağıldığı için Vural doktorla iletişimi sürdürmüştü. Hastaneden çıktığımızda ikimiz de kendi dünyalarımıza çekilmiş gibiydik.

Ama Vural elimi o kadar sıkı tutuyordu ki onun dünyasına karanlık çöktüğünü biliyordum. O karanlıklara yenilmemek için elimi sıkı sıkı tutuyordu. Belki de yalnız olmadığını anlamak içim yapıyordu bunu. Arabaya binince elimi bıraktı, yoksunluk karşısında parmaklarım sızladı. Yanına oturup kemerimi bağladım.

Araba evin olduğu yolu es geçerek başka yoldan ilerledi. Bunu fark etsem de sessiz kaldım. Araba durduğunda ne kadar zamandır yolda olduğumuzu bilmiyordum. Vural'ı beklemeden arabanın kapısını açtım. Tabiat parkı gibi bir yere gelmiştik. Midem bulanmaya başlamıştı, temiz havadan derin derin nefesler aldım. Arabanın kaputuna yaslanıp etrafı izledim. Her yer yemyeşildi ve hafta içi olduğundan sanırım etrafta pek kimse yoktu. Hafif bir rüzgar saçımı geriye doğru savurduğunda Vural da yanıma geldi. Sigara içeceğini düşünüyordum ama o beni şaşırtarak elinde tuttuğu elmasından bir ısırık aldı.

"O nerden çıktı?"

Gözlerini karşıya dikmişti. "Sema teyze verdi."

Elindeki yeşil elmaya dik dik baktım. Resmen kokusu buraya gelmişti. Ağzım sulandığında "Bana yok mu?" diye sordum.

"Sen sevmezsin ki."

Haklıydı, pek elma sevmezdim ama şu an canım istiyordu. Koca bir ısırık daha aldığında yüzüme baktı ve ciddi olduğumu gördü.

Onu izlerken ağzım sulanmıştı. İki ısırık aldığı elmayı bana uzattı. "İster misin?"

Onu ikiletmeden uzanıp elmayı aldım. Kısaca "Teşekkür ederim," deyip büyük bir ısırık aldım. Damağımda bıraktığı ekşi tad çok hoşuma gitmişti.

Elmayı daha önce neden sevmiyordum acaba? Artık favori yiyeceklerimden biriydi. Son zamanlarda hiç olmadığım kadar büyük bir iştahla elmayı yiyip bitirdim. Hem de kısacık bir sürede. Mide bulantımı bile unutmuştum.

SEHER YELİ (Tamamlanmak Üzere)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin