27. BÖLÜM

130K 8.8K 3.4K
                                    

Bildiğiniz üzere burun ameliyatı olmuştum, sonunda iyileştim ve bölümü yazabildim keyifli okumalar dilerimm 🤍

Yorum yapmayı unutmayın

Madrigal DipGökhan Türkmen Mahşer

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Madrigal Dip
Gökhan Türkmen Mahşer

🌱





Ailemi kaybettikten sonra yalnızlık kemiklerime kadar işlemiş, şifası olmayan bir hastalık gibiydi. Sadece bir günde kimsesiz kalmış ve hayatın en kötü en acı yüzüyle tanışmıştım. Ailem her şeyimdi. Her şey bitmişti. Ta ki Vural'a kadar...

Vural o yalnızlığı kemiklerimden sıyırıp atmıştı. Yavaş yavaş bazen de acıtarak yapmıştı ama yapmıştı işte. Fakat sonra acılarına yenik düşmüş ve her şeyi ateşe vermişti.

O kadar yalnızlıktan sonra tam onu bulmuşken terk ettiğim için tamamen kaybetmekle yüz yüze gelmiştim. Bu yüzden kızgındım hem ona hem kendime. Vural'ı anlıyordum, o kadar iyi anlıyordum ki affedemiyordum. Bu hayatta tek sahip olduğum insandı, bu yüzden beni yüzleştirdiği ölümü, nedeni ne olursa olsun aşamıyordum.

Ya onu kendim yüzünden kaybetseydim? Bunun nasıl bir acı nasıl bir yıkım olduğunu hiçbir zaman anlatamayacaktım. Bu yüzden öfkem bencilliğimi besliyordu. Bu defa Vural'ı değil kendimi daha çok düşünüyordum. Bu yaptığım iki ucu da keskin olan bıçağı aramızda tutarak ikimizin de kalbine saplıyordu. Onu kırdıkça kendimi kırıyordum onu acıttıkça benim canım daha acıyordu. Ama elimde değildi bu defa öyle kolay geçmiyordu.

Yine de sabah uyandığımda sözünü tutup gittiğini görmek canımı yakmıştı. Bunu ondan ben istemiştim ama yatakta yalnız olduğumu görünce pişmanlığın yanık tadı damağıma yayılmıştı.

Keşke sözünü tutmasaydı...

Çünkü tüm olanlardan daha ağır basan bir sevgim vardı. Vural'a duyduğum sevgi terazinin ağır koluydu. Ne olursa olsun o tarafın kazanacağını kabul etmeyi öğreniyordum. Çünkü günün sonunda geriye sadece ona olan hislerim kalıyordu. Aşk biraz da çaresizlikti işte. Vural benim en güzel çaresizliğimdi.

Yataktan doğrulup saçlarımı geriye doğru attım. Mide bulantım gittikçe artıyordu. İstemeyerek de olsa yataktan kalkıp banyoya gittiğimde uzun bir kusma seansı beni bekliyordu. Sabah bulantılarının biteceği günü sabırsızlıkla bekliyordum. Sabahları güne böyle başlamak tatsızdı. Titreyen bacaklarımla doğrulup dişlerimi fırçaladığımda aklımdan geçen şeyleri durduramıyordum. Neyi bahane edip de çağırabilirdim acaba?

Kısa bir duş aldığımda hâlâ aklıma bir şey gelmemişti. Yatak odasına geçtiğimde telefonu elime alıp instagramda öylesine gezinmeye başladım. Keşfette bir sepet dolusu yeşil elma görünce ağzım sulandı. Canım o kadar çok çekmişti ki o an... Keşke dünkü elmadan olsaydı.

SEHER YELİ (Tamamlanmak Üzere)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin