36. BÖLÜM

78K 6.2K 2.2K
                                    

36. BÖLÜM: İKİNCİ ŞANSLAR

Ben geldimm, nedense bu bölümü yazarken Vural'dan yazmak istedim. Biraz da onun gözünden Zeynep'i okuyalım🥹 umarım bölümü beğenirsiniz🤍

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen👉🏻👈🏻

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen👉🏻👈🏻

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

#Tuğkan Derya
Model Bitmesin Hikayemiz

🌱

Öfke bir avuç ufak iğne gibi teninin altına saplanıp kalmıştı. Hareket ettikçe daha derine iniyordu. Genç adam başını yukarı kaldırıp görmeyen gözlerini, yıldızlarla süslenen gökyüzüne doğru çevirdi ve temiz havadan derin bir nefes aldı. Aldığı nefesi içinde tutarken birkaç saniye bekledi, fakat sakinleşmedi. O ahlak yoksunu şerefsiz adamın yaptığı teklif asabını bozmuştu. Aklına sözleri gelince boynunu yana doğru yatırıp kütletti. Adam akıllı dövemediği için öfkesini de dışarı atamamıştı. Bu yüzden bir türlü sakinleşmiyordu. Cebinden sigarasını çıkarıp yaktığında ileriye doğru birkaç adım attı. Zeynep'e bağırdığı an aklına geldikçe öfkesinin yönünü kendine doğru çeviriyordu. O piç yüzünden karısına bağırmıştı. "Siktiğimin ibnesi," diye homurdandı.

Sigarasından derin bir nefes daha çekti. Genzini yakan dumanı yavaşça üfledi. Zeynep sakinleşmeden gelme demişti. İyi de ona sarılmadan çabuk çabuk sakinleşemezdi ki... "Sokarım böyle işe."

Sıkıntıyla ofladığında bir dizi küfür daha savurdu. Sigarası bittiğinde bile ruh halinde pek değişim olmamıştı. Ellerini cebine yerleştirip yürümeye başladı, henüz birkaç adım atmıştı ki ingilizce konuşarak yürüyen küçük bir grup gördü. Yeşil gözlerini kıstığında içlerinden birini saniyesinde tanımıştı. Öfkeli gözlerle şerefsiz herife baktı. Elindeki kanlı peçeteyi burnuna bastırıyordu. İzlendiğini hisseden adam gözlerini, Vural'a çevirdiğinde şaşkınca elini indirdi. Yüzündeki korkuya rağmen "Medeniyet yoksunu herif," diye konuştu.

Vural aralarındaki mesafeye rağmen dudaklarını okuyabilmişti. "Ulan ben senin medeniyetini sikmez miyim bu defa?"

Ağzının içinde homurdandığı cümlesinin ardından ok gibi fırladı. Yabancı adam yumruğun nasıl geldiğini bu defa görememişti. Üstüne gelen yıldırım hızında bir adam görmüştü sadece. Bir sonraki an yerde baygınca yatıyordu. "Karıma senin yüzünden bağırdığım içindi bu. "

Arkadaşları korktuğu için geri çekilmişti. Vural yerde yatan adama bakıp rahat bir nefes aldı. İşte şimdi sakinleşmişti. Onu izleyen şaşkın gözlere aldırmadan üstünü düzeltip otelin içine girdi. Artık karısının yanına gidebilirdi. Zeynep'in öfkesini hayal bile edemiyordu. Ama bu düşünce üzerine dudaklarında ufak bir gülümseme oluştu. Karısı öfkelendiğinde daha güzel oluyordu. Zeynep'in gözleri ceylan gibiydi ve kahverengi toprak rengindeydi. Vural o gözlere her baktığında kalbi ısınırdı. Öfke, göz bebeklerinin içinde bir ateş yaktığında ise daha parlak bakardı. Gülümsemesi büyüdü. Zeynep'in öfkeli hallerini sevse de hamilelik döneminde bundan biraz çekiniyordu. Çünkü her an gözyaşlarına boğulabillirdi. Zeynep biraz sulu gözdü ve sebebi ne olursa olsun gözyaşları Vural'ın içini acıtıyordu. Zeynep geçmişinde yaşadıklarına rağmen dik durmaya çalışsa da olanlar onu derinden etkilemişti. Bunun sonucu bir yanı çok hassastı. Hamilelik bu yanını tetikliyordu.

SEHER YELİ (Tamamlanmak Üzere)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin