İnsanlar sadece konuştukları şeylerden değil sustuklarından da sorumludur.
(Uğur Mumcu)GERÇEK
Annem "Gerçeklerin her zaman gün yüzüne çıkma gibi bir huyu vardır." dediğinde bunun doğru olmadığını sanmıştım çünkü ondan gizli yediğim çikolataları hala farketmemişti. Çocuk aklımla "Hayır anne! Daha yediğim çikolataları farketmedin." dediğimde bana manidar bir şekilde gülümsemişti. O gülünce bende gülmüştüm. Beraber yıldızlara bakıyorduk. "Bazen gerçekler ortaya geç çıkabilir bebeğim ama hep çıkar."demişti. Yere serdiğimiz sofrada otururken babam elindeki sıcak patatesli böreklerle bahçeye girdiğinde annemin yüzündeki gülümseme daha da artmıştı.
"Ne konuşuyormuş bakalım benim çiçeklerim?"
"Kızımız gizlice yediği çikolataları yediğini bilmediğimizi sanıyormuş!"
Kollarımı bağlayıp dudaklarımı büzdüğümde ikisi birden yanaklarımı öpmüşlerdi. O güzel patatesli böreği yedikten sonra arkada çalan müzikle beraber dans etmiştik.
Ertesi gün ise bunun onlarla geçireceğim son güzel anı olduğunu bile bilmiyordum .
26 . 09 . 2004
Yazar Anlatımıyla;
Belgin hemşire hiçbir zaman kıskanç biri olmamıştı. Elindekilere her zaman şükreder, istediği bir şey gerçekleşmezse bu işte bir hayır vardır derdi. Ne yazık ki kızı Duru onunla aynı fikre sahip değildi. Yıllarca çocuğu olsun diye didinip durmuştu. Eşinin onu aldattığını bildiği halde bir bebeği olursa onu kendine bağlayacağını düşünecek kadar aptalı oynuyordu.
Belgin hemşire kızını defalarca kez uyarmıştı. Yetmemişti. Bir keresinde kızına "Kendine niye bunu yapıyorsun!" diye hiddetle bağırdığında bile Duru buna tepki vermemişti.
Bir gün Duru hamile olduğunu öğrendi ve bu üç ailenin hayatını değiştirdi.
Herşeyi doğumunun 8. ayına kadar idare etti. Herşeyin mükemmel ilerleyeceğini düşünüyordu. Kendini böyle kandırıyordu. Kader ise çoktan ağlarını örmüştü onun için. Daha doğrusu onlar için...
26 Eylül 2004 bir pazar günüydü. Gökyüzü sanki her şeyi biliyormuş gibi gözyaşlarını toprağa dökmeye başlamıştı. Duru evde yalnızdı. Tıpkı annesinin bildiği gibi o da karnında ki bebeğin onu değiştirdiğini biliyordu. Hakkı'dan boşanacaktı. Sadece bebeği ve annesi onu ilgilendiriyordu. Karnındaki o bebekle beraber o da büyüdüğünü hissediyordu.
"Mercan'ım" dedi gülümseyerek. İçinde büyüyen bu bebek son iki saattir çok rahat durmuyordu. "Sakin mi olsan annem?" Sıkıntıyla ayağa kalktığında ayağındaki kanları gördü. "Hayır!" dedi. "Hayır! Çok erken annecim!"
O da biliyordu. Gidiyordu Mercan'ı ondan. Diğer bebekleri gibi... Arabanın anahtarlarını aldı. Arabasını hızlıca sağlık ocağına sürdü. Yakında sadece bir sağlık ocağı vardı. Şehir merkezine uzaklık bir saatti. Dayanılmaz bir acıydı bu. Defalarca düşük yapan biri olmasına rağmen bu seferki acı, öbür acıları ona katlardı. Acilin önüne geldiğinde kapıdan girdiği anda gördü annesini. İki aile vardı Belgin'in önünde.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GERÇEK
Genel KurguAnnem "Gerçeklerin her zaman gün yüzüne çıkma gibi bir huyu vardır." dediğinde bunun doğru olmadığını sanmıştım çünkü ondan gizli yediğim çikolataları hala farketmemişti. Çocuk aklımla "Hayır anne! Daha yediğim çikolataları farketmedin." dediğimde b...