Anastasia, Nikolay'ın Alpagut'un üzerine yürümeye başladığını görünce O da Nikolay'ın üzerine doğru yürümeye başladı ve "yeter!" diye bağırdı. Onun çığlıyla herkes geriye doğru savruldu. Hatta bazıları yerlere kapaklandı. Nikolay da her ne kadar çığlığa bir müddet dayanabilse de sonra Anastasia'nın büyüsüyle taştan bir heykele dönüştü.
"Bu komedya yeteri kadar sürdü bence. Alpagut'un hayatı bu kadar ucuz değil."
Bo Bing, ayağa kalktı. Öne atıldı ve "herkesin hayatı ucuzdur." dedi. Kılıcını çekti.
"Seninki de ucuz. Şimdi bu gösterinin devam etmesine izin vermezsen Aquilaes Krallığına savaş ilan edeceğim ve seni öldüreceğim."
Bo Bing, Anastasia'nın büyü yapacağını anladı ve kılıcını ona savurdu, Anastasia'ya kılıcını savurduğu anda kılıcı bir kılıçla karşılaştı. Çeliğin sesi ölüm sessizliği olan salonu doldurdu. Bo Bing'in kılıcının karşısına çıkan kılıç, Aquilaes Krallı Abay'ın kılıcıydı. Anastasia'nın büyü yaparak kendisini korumasına gerek bile kalmamıştı.
Abay, "savaşsa savaş!" diye hırladı Bo Bing'in gözlerinin içine bakarak.
"Sana hiçbir vatandaşımı ezdirtmeyeceğim Bo Bing. Bunca zamandır savaş çıkarma çabaların sonunda meyvesini verdi. Savaşmak istiyorsan savaşacağız ama bu halklarımız arasında değil, seninle benim aramda olacak. Gösteri istiyorsan bu gösteri de ikimiz arasında olacak."
Bo Bing, geri çekilerek güldü ve kolunu iki yana açarak "savaş isteyen kim?" diye sordu. Bir hayli korkmuştu ve bunu belli etmek istemiyordu.
"Ben sadece bir gösteri izlemek istemiştim o kadar. Hem Alpagut benim savaşçılarımı öldürürken hiç ses çıkardım mı?"
Abay, "işte sen böyle omurgasızsın." demek istedi ama demedi. Savaş çıksın istemiyordu. Savaşa daha zaman vardı. Kendi istediği yerde ve zamanda olmalıydı savaş. Bundan dolayı "istediğin gibi olsun." dedi ve kılıcını kınına soktu.
"Savaş olmayacak ama bu gösteri de burada bitmiştir."
Anastasia, Alpagut'un yanında diz çöktü ve bir büyüyle omzundaki buzun çözülmesini sağladı. Onu ayağa kaldırdı ve "iyi misin?" diye sordu.
Alpagut, gülümsedi ve "sayende evet." dedi.
"Az daha köşeye sıkışıyordum. Teşekkürler."
Anastasia, gülümsedi ve "rica ederim." dedi.
"Artık gitsek mi? Çünkü biz burada kaldıkça kralların savaşı körükleyesi geliyor nedense."
Alpagut, başını salladı ve neden sonra Abay'ın kendilerine yaklaştıklarını fark etti.
Abay, Alpagut'un kulağına eğildi ve fısıldadı.
"Bu Bo Bing'e ağzının payını vermeme yardım ettiğiniz için teşekkürler. Bu korkak artık bir süre savaş isteğinden vazgeçer diye tahmin ediyorum. Hoş, savaş isterse en büyüğünü, en kanlısını alır da neyse."
Alpagut, güldü ve "umarım vazgeçer." dedi.
"Biz artık gidebilir miyiz Kralım?"
Abay, gülümsedi ve "tabi." dedi.
"Yaptığınız her şey için çok teşekkür ederim. Tabi bir kartalı öldürmek dışında."
Alpagut, Abay'ın sözleriyle ne diyeceğini bilemedi. Kabahatliydi çünkü. Bir süre sessiz kaldı ve ardından başıyla selam verdi. Anastasia, ile birlikte kaleden çıktı ve geldikleri at arabasına tekrar bindiler. Onunla hana geri döndüler.
Bölüm Sonu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALPAGUT "Kartalın Laneti" (Erotizm) (Devam ediyor ve Düzenleniyor)
AventuraAlpagut adında bir avcı, bir kartalı öldürür ve büyücü Anastasia'nın lanetine uğrar. Böylece heyecanlı serüveni başlar.