he is he

93 12 64
                                    

(Bara gittikleri gece Hoseok'tan)

Planımızın işlemesi için elimden geleni yapıyordum. İşlerin uzaması için birkaç dosyayı yanlışlıkla(!) silmiş ve geri yüklemiştim.

Bu sırada Jimin ve Tae de akşama herkesi barda toplamak için harekete geçmişti. Birkaç saate gruba barda toplanmak için mesaj atacaklardı.

Onu karanlıkta çatı katına nasıl çıkaracağımı düşünürken daha fazla plan yapmama gerek kalmadan sakar Namjoon elindeki su şişesini üzerime düşürmüştü.

Sweatimi çıkardım ve kuruması için çatıdaki ipe sereceğimi söyleyip stüdyodan çatıya çıktım.

Elimi hızla atan kalbimin üzerine koydum ve derince nefeslendim.

Çok değil birkaç saat sonra gerçekten o olup olmadığını öğrenecektim.

Yani... Umarım.

Onu (eğer gerçekten O ise) ilk gördüğümde bu çatıdaydı ve kenarıdan aşağıya bakıyordu.

Aslında o gece çatıda birisinin olmasını beklemiyordum.

Çünkü o gece herkes adıma düzenlenmiş doğum günü partimdeyken kendimi o çatıdan aşağı bırakmayı planlıyordum.

Ama çatıdaki azrail gibi siyah giyinmiş sarı saçlı ve beyaz tenli küçük beden bu girişimime zarar vermişti.

O an her şeyden vazgeçmiş gibi parlayan gözlerini gördüm birkaç saniyeliğine sadece.

Sonrasında kendini tamamen karanlığa çekip benimle hiçbir şey yokmuş gibi konuşmaya başladığında ben de olduğum yere ay ışığının altına çöküp onunla konuşmuştum.

Ama tüm bunların dışında hissettiğim bambaşka bir detay daha vardı.

Sanki birbirimize bir iple bağlıymışız gibi hissettim o benle konuşurken.

Sanki iki ucu bizde bağlı bir kırmızı ip vardı aramızda.

Çatıda bir süre bunları düşündükten sonra aşağı indim ve hiçbir şey olmamış gibi çalışmaya devam ettim.

Birkaç saat sonra Namjoon plana göre yanımızdan ayrılınca işleri hızlıca bitirmek için elimden geleni yapmıştım.

İşlerimiz bitip stüdyodan çıkarken heyecandan terleyen ellerim ve maraton koşmuşum gibi atan kalbimin beni ele vermeyeceğini umarak Yoongi'ye döndüm.

"Sweatimi çatıdan almam gerekiyor da..."

Konuştuktan sonra kısa bir süre sessiz kaldım. Sorarcasına yüzüme bakınca gülümseyerek devam ettim.

"Karanlıkta yalnız kalmayı pek sevmem. Benimle gelir misin?"

Bir an yüzünde afallamış bir ifade oluşsa da hızlıca kafasını salladı.

"Ş-şey tabi olur gelirim."

Gözlerini kaçırıp utangaçça ensesini kaşıdı.

Bu haline gülümseyip kolundan hafifçe çekiştirerek hızlı adımlarla çatıya çıktım.

Sweatimi alıp arkamı döndüğümde sanki o geceye geri dönmüş gibi hissettim.

Çünkü çatıdaki azrail gibi siyah giyinmiş sarı saçlı ve beyaz tenli küçük beden o günkünün aynısıydı.

+++++++

aglim mi ben napayim o zaman

cok seviyorum sapsallari

sizi de seviyorum

optum

Wish You [Yarı Texting][Sope]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin