get sad

218 24 24
                                    

Hayal kırıklığı... 

İçimdeki hissin doğru tarifi bu mu bilmiyorum ama hayal kırıklığı elle tutulur bir şekil almış gibiydi.

Beni görmesinin imkanı yoktu. Beni sevmesinin imkanı yoktu. 

"Hyung..." 

"Yoongi..."

Kookienin ve Seokjinin cılızca çıkan sesiyle gülümsedim. Endişeyle bana bakıyorlardı.

Zamanında toksik ailem ve sağlıksız arkadaş çevrem yüzünden nasıl en dibe battığımı en iyi ikisi biliyordu. 

Ve nasıl tam vazgeçtiğim esnada Hope'u gördüğümü. Onun beni tanımıyorken bile bana çok iyi davrandığını...

"İyiyim. Sadece bu konuda ne kadar hassas olduğumu biliyorsunuz."

İkisi de üzgünce başını salladı. 

Seokjin her zamanki gibi ortamın havasını değiştirmek için dışarıya çıkmayı teklif etti. Açıkçası canım hiçbir şey yapmayıp sadece boş boş tavanı seyretmek istiyordu.

"Ben gelmeyeceğim. Biraz başım ağrıyor, uyusam iyi olur." 

Bu sözleri söyleyip ayaklandığımda ikisinin de arkamdan üzülerek baktıklarını biliyordum. Bazen benim için bu kadar çok endişelenmelerine üzülüyordum.

Üzülüyordum çünkü o kadar endişelenmelerini hak etmediğimi düşünüyordum.

Odama girip yatağıma uzandım ve telefonumu elime aldım. Hope'a ait olan dosyanın üzerine basıp öylesine bir fotoğrafını açtım.

Nefes kesiciydi...

İnsan ona her baktığı zaman gülümsemek istiyordu.

İnsan ona her baktığı zaman yaşamak istiyordu.

Ne kadar mükemmel olduğunu sürekli söylemek istiyordum. Aslında beni tutan hiçbir şey yoktu. Ona yazabilirdim. Kook yüzünden açtığım yan hesabımdan yazabilirdim.

Ona ne hissettiğimi hiç utanmadan söyleyebilirdim. 

Ne de olsa milyonlarca hayranının arasından benim yazdıklarımı görecek değildi. 

Wish You [Yarı Texting][Sope]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin