3

584 26 10
                                    

Ertesi gün yeşil gözlü çocuk uykulu bir şekilde uyandı. Gece geç saatlere kadar Dişsizle beraberdi. Bu yüzden yorgundu. Kahvaltısını yaptı ve demirci dükkanına gitti. Esnemesi bir türlü durmuyordu ve fazla yorgundu.

"Günaydın Geğirik." Esneyerek konuştu. Geğirik oğlana döndü "Evlat tüm gece uyumadın mı? Şu haline bak."

"Önemli değil. Biraz yorgunum o kadar."

"Aslında bu gün yapılacak fazla bir iş yok. Eve git Hıçkıdık."

"Pekala sanırım buna hayır demem."

Yeşil gözlü oğlan eve doğru yürürken yolu, mavi gözlü kız tarafından kesilmişti. Astrid ile koy dışında ve dükkan dışında konuşmazlardı. Bu yüzden garip garip kıza baktı.

Kız etraftaki vikinglerin duymaması için sessizce kızmaya başladı "Tüm gece ne yaptın sen?!" Oğlan esnedi "İşim vardı. Bu gün ders olmayacak demiştim zaten."

"Evet ama-"

"Benimle konuşuyorsun..." dedi oğlan.

"Anlamadım?"

"Kasabanın ortasındayız ve Astrid Hofferson, sen benimle yani işe yaramaz Hıçkıdık ile konuşuyorsun."

Kız şaşırdı ilk başta. Düşündü biraz. Evet bu diğerlerine garip gelmiş olmalıydı. Kafasına dank etti. O Hıçkıdık idi. Zayıf olduğu için nefret ettiği ve küçümsediği çocuktu. Belki artık araları o kadar berbat değildi ancak tüm olaydan habersiz vikingler buna şaşırırdı.

Ama o zaman neden kendisi bu konuda hiç endişelenmemişti. Hıçkıdık ile konuşmak eskiden sandığı gibi değildi. O an fark etti kız. Herkes oğlanı hala eski zayıf Hıçkıdık olarak görüyordu.

Madem kasaba ortasında konuşmaları oğlana ve diğer herkese garip geliyordu o zaman başka bir yerde konuşabilirlerdi. Hıçkıdık'ı kolundan tuttuğu gibi ormana sürüklemeye başladı.

"Şimdi yalnız olduğumuza göre konuşabiliriz değil mi?"

"Konuşacak bir şey olduğunu sanmıyorum."

"Hadi ama ben senin öğrencinim. Dişsiz ile neler yaptığınızı merak ediyorum. İlerde bende size katıl-"

"Orda dur bakalım. Bize katılamazsın."

"Ha? Nedenmiş o?"

"Sana sadece bir ejderha verip ona bakmayı ve binmeyi öğreteceğim, daha sonra kendi işime döneceğim. Sadece Dişsiz ve ben."

"Dişsiz'i sonsuza kadar saklamayı mı düşünüyorsun. Üstelik bu bahsettiğin iş de neyin nesi?"

"Hayır onu sonsuza kadar saklamayacağım. Biz sonsuza kadar ortadan kaybolacağız. 'Ejderha kurbanı olan, şef Kayıtsız Zebella'nın zayıf oğlu' bence harika."

"Sen neyden bahsediyorsun?"

"Diyorum ki Berk'ten ayrılacağım. Dişsiz'i sonsuza kadar saklayamam. Babam ejderhaları kabul etmez. Ben de gideceğim."

"Tamam o zaman bende gelirim."

"Berserker adasına mı geleceksin. Dengesiz Hançur'un adası?"

"Ne? Hıçkıdık sen kafayı mı yedin? Hançur seni ve Dişsiz'i öldürür."

"Hayır. Hançur bunu yapmaz. Dişsiz'den sonraki arkadaşım diyebileceğim iki kişi var. Hançur ve kardeşi Heather. Üstelik onlar da bizim gibi ejderha binicileri."

"Ne? Dengesiz Hançur? Nasıl?"

Yeşil gözlü oğlan ejderhasıyla uçmaya başlayalı bir kaç ay olmuşken yeni bir adaya gelmişti. Adada gezinirken bir anda karşısına siyah saçlı bir kız çıkmıştı. Kız, oğlanı görünce şoka girmişti. Çünkü ikisi ejderhalarının üstündeyken karşılaşmışlardı. Beraber iyi anlaşan ikili mektuplaşmaya başladılar. Heather'ın, Hançur'un kardeşi olduğunu öğrendiğinde şaşırmıştı genç oğlan.

Httyd / FanFicHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin