Kabul

624 49 5
                                    

Ryujin, Jisung ve ben yaklaşık yaklaşık yarım saattir cafede oturmuş gelecek kişiyi bekliyorduk. İce americanom ve ben resmi olmasada biraz daha zaman geçerse resmi bir aşk yaşayacaktık. Yer yüzüne dair en sevdiğim 1. şey işte bu!

"Çocuklar! İşte o. Buraya geliyorlar." dedi Ryujin heyecanına yenik düşerek. Oturduğu yerden kalktı ve yüzüne kocaman bir sırıtış yerleştirdi. Bense americanomu dudaklarımdan zar zor ayırarak gelenlerin kim olduğunu görmeye çalılıyordum.

Baktığım yönün tersi yönünden gelen sandalye sesleri tüm odağımı sarsmış, biraz da korkmama sebep olmuştu. Gördüğüm yüz ile oldukça afallamıştım. Hadi ama bu bana yapılan bir şaka olmalıydı! Karşımda duran mavi saçlı adam, aşina olduğum yüzüyle beni süzüyordu.

"Selam!" dedi Ryujin sarı saçlı çocuğa sarılırken. İkisi aynı anda Ryujin'in selamına karşılık verdiler. Chris gözlerini benden ayırmadan karşımdaki sandalyeye oturdu. Uzun süren bakışları sonucu rahatsız olup yerimde kıpırdanmaya başlamıştım. O ise bu hareketime sırıtıyordu.

"Bunlar Chan ve Felix." dedi Ryujin bizi tanıtma ihtiyacı duyarak.

"Bunlar ise Hyunjin ve Jisung." dedi aynı şekilde bizi göstererek.

"Aynı okuldayız. Chan üst dönemlerden, felix ise sizinle beraber." dedi Ryujin. Chan'ın üst dönemlerden olması oldukça iyi bir şeydi benim açımdan. En azından aynı dersleri almazdık diye düşündüm. İşte bu sevinmeme yeterli olmuştu.

"Naber Hyunjin?" dedi Chan gülüşünü sanki daha fazla olabilirmiş gibi yüzüne yayarak.

"İyi ya Chan. Senden naber?" diye  sırıtarak karşılık verdim. 

"İyi bende." dedi daha da keyiflenerek. Rahatsız olmam neşesini daha da arttırıyordu sanırım.

Zamanın asla geçmediği bir buluşmaydı. Sinirim giderek artıyordu ve yaklaşık bir saat sonra tahammül edememeye başladım.

"Kusura bakmayın, patronum mesaj attı acilen elemana ihtiyaç varmış. Gitmeliyim." dedim Jisung'a acil durum bakışlarımdan atarak. Sorun olmadığını söylediler ve oradan 3. bardak kahvemi alarak ayrıldım.

"Hiç iyi bir yalancı değilsin Hyunjin. Daha geçen hafta tazminat alarak işten ayrıldığını bilmiyorlardır bile." dedi kendinden emin bir şekilde karşıma dikilerek. Bunu nasıl biliyordu?

"Özel hayatımla da mı ilgileniyorsun?" diye sordum alaycı bir şekilde.

"Direkt olarak seninle ilgileniyorum." dedi bir adım daha yaklaşarak. Chris'in söylediğine karşı şaşkınlığımı gizleyemeden ağzım kocaman açıldı. Şaşkın ifademi hızla toparladım ama bu durum onu güldürmeme sebep oldu.

"İş teklifim senin için hala geçerli. Bunu iyice düşünmeni isterim. Yoksa yapamayacağından mı korkuyorsun?" dedi alaycı gülüşü hala yüzündeyken.Kışkırtmaya çalıştığını anlayabiliyordum. E salak değiliz yani.

"Ne? Korkmak mı? Ben Hwang Hyunjin basit bir direk dans işçiliğinden korkmak mı? Hiç sanmıyorum." dedim. Sırıtmaya devam ediyordu.

"Bir avuç parayla geçinemezsiniz. Çok iyi bir fiziğin var Hyunjin. Eminim çokta iyi dans edersin." dedi kararlı bir şekilde. Bu güne kadar tabii ki fiziğimin farkındaydım ama bu işi yapabileceğime emin değildim.

"Hemen sahneye çıkmazsın. Ortama alışmaya çalışırsın ardından dilediğinde sahneye çıkabilirsin. Yoğun ilgi göreceğine de eminim. Başına bir şey gelmesinden de korkuyorsan, orası benim barım Hyunjin. Kimse sana ne o barın sınırları içinde ne de dışında rızan olmadan elini dahi süremez. Bunu. garantisini sana verebilirim." dedi beni ikna etmeye çalışarak.

Querencia | HyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin