"Beyefendi ben sadece dans ediyorum! Eğer birini sikmek istiyorsanız gidip sahnenin aşağısından bulun!" diye bağırdım adama. Saatlerdir onunla neden birlikte olmam gerektiğini anlatıyordu. Anlamadığı tek şey var ben sadece dansçıyım!
"Güzelim fazla naz yapıyorsun." dedi saçıma uzanmaya çalışırken. Elini tutup ittim.
"Biraz daha ısrarcı olursanız patronumu çağırmak zorunda kalacağım." dedim adama gülümsemeye devam ederek.
Koluma yapışıp beni kucağına çekti. Dengemi kaybettiğim için dizlerinin üzerine oturdum. Kalkmaya çalışırken belimi kavradı. Kapının önünde duran Chris'e kaçamak bir bakış attım.
"Bırak!" diyip hızla oturduğum yerden kalktım. Chris yanında güvenliklerle yanıma geldi.
"Bir sorun mu var Hyunjin Bey?" dedi Chris.
"Onunla birlikte olmam için oldukça ısrarcı." dedim adamı göstererek.
"Burası nasıl ülkenin bir numaralı barı anlayamıyorum. Parasıyla değil mi? Parasını vericem o bacaklarını benim için açıcaksın o kadar zor olmamalı." Chris sinirle dudaklarını ısırdı.
"O bir dansçı ve bir daha bu konuda ısrarcı olup, kirli konuşmaya devam ederseniz sizi dışarıya almak zorunda kalıcam." dedi.
"Sen ne sanıyorsun kendini!" diye bağırdı adam. Fazlaca içmiş kendini kaybetmişti.
"Benimle sesinizi yükseltmeden konuşun! Etrafta insanlar var ve rahatsız oluyorlar. Eğlencelerinden mahrum etmeyelim daha fazla. Çocuklar siz ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz." dedi yanındaki güvenliklere dönerek.
Güvenlikler hızla adamın koluna girip onu mekandan dışarıya çıkardılar.
"Sana işin zorluklarından bahsetmiştim." dedi belimi kavrayarak.
"Biliyorum ama sürekli böyle olması beni yoruyor." dedim boynuna kafamı yaslayarak.
"Sana asılan her adamı dövemem. Bu kadar güzel olma." dedi kulağıma fısıldayarak. Bu cümlesi ile kafamı omzundan kaldırıp gözlerimi gözlerine kilitledim. Dudaklarına doğru uzanırken kendini geri çekti.
"Prensiplerimi biliyorsun Hyunjin." dedi dudaklarıma doğru.
"Sana ihtiyacım var." dedim gözlerimi dudaklarından ayırmadan.
"Bu gün iş günü. Sahneye yürü bakalım." dedi beni itelerken.