Bu gün aldığım dans eğitimleri bitmişti ve akşam sahnem vardı. Bunun için sabah erken saatte Chris'in yanına bara uğradım.
"Akşam oldukça yoğun olacak. Herkes seni görmek için çıldırıyor." Bardağına viski doldururken bakışları beni bulmadı bile.
"Eminim harika bir gece olacak." Dudağımı ısırıp ona baktım. Fark etmezdi çünkü önünde ki evraklarla çok meşguldü.
"Kıyafetimi nereden alacağım?" dedim oturduğum yerde kıpırdanarak.
"Onu unutmuşum! Bekle biraz." dedi masasının üzerinde ki telefona uzanarak.
Sahnede ki adamların kostümlerini Chris seçiyordu, bu güne kadar sadece siyah giydiklerini görmüştüm. Bana uygun gördüğü kıyafeti oldukça merak ediyordum.
"İan? Bay Hyunjin için tasarladığım kıyafeti odama getirir misin?" dedi ve telefonun karşısından bir cevap beklemeden kapattı.
Çok uzun sürmeyen bekleyişimin ardından kapı çaldı ve içeriye turuncu saçlı bir adam girdi. Chris'e göre oldukça yapılıydı, tarzıda gayet iyiydi.
"İan'ı süzmen bittiyse kıyafeti al." dedi Chris. Sabahtan beri karşındayım ve bakmıyorsun şimdi mi bakasın tuttu ahmak adam?
Yerimden kalkıp elbiseyi alırken elini elime değdirdi. Hiçbir şey olmamış gibi davranırken gözlerini gözlerime sabitledi İan. Bense arkamı dönüp Chris'in odasında bulunan tuvalete girip kapıyı kapattım.
Kıyafeti bulunduğu koruyucudan çıkarırken içeriye döndüğümde İan'ın gitmiş olmasını diledim.
Kıyafeti gördüğümde şaşkınlıktan çenem düştü ve bunu herkesin içinde nasıl giyebileceğimi düşündüm.
Kırmızı renkli kıyafetin sırtımdan kalçama uzanan çapraz iplikleri vardı. Diğer dansçıların ki gibi şortlu modelden değilde her şeyimi ortaya koyan modeldendi. Yanları açıktı ve zarif zincir detayları belimi sarıyordu.
Titrek bir nefes verip kendimi tuvaletten dışarıya attım ve ben tam karşısına gelene kadar Chris bana bakmadı bile.
Saçlarımı onun karşısında son kez düzeltirken titrediğimi hissettim. Bakışları beni buldu ve baştan aşağıya süzdü. Yerinden kalkıp çekmecesinden birkaç kırmızı şey çıkarıp yanıma doğru adımladı.
"Etrafında dön." dedi emir verircesine. Dediğini yaparken sırtım ona dönük olunca sıcak ellerini belimde hissettim. Ellerini yukarıya doğru sürüklerken konuştu.
"Hiç bu kadar yakışacağını tahmin etmemiştim." Kendimi nefes almaya zorladım. Dokunuşu bile nefesimi kesmeye yetiyordu. Boynumda hissettiğim nefesi ile irkildim. Boynuma bir tasma takıyordu. Ucunda zincir olan bir tasma...
"Bu zinciri demire takman gerekiyor. Dansın esaret hali." dedi nefesini boynuma vermeye devam ederken.
"A-anladım." dedim ona dönerken. Gözlerini gözlerimden bir saniye bile çekmeden gidip yerine oturdu. Sanatını inceleyen sanatçı edasıyla...
Bense nefesimi hala düzene sokmaya çalışıyordum. Bana dokunduğu anda nasıl beni bu kadar sarsıyordu hiç bir zaman anlayamıyordum. Ailem bir erkekle böyle bir ilişkide olduğumu bilse sonu kesinlikle iyi olmazdı.
"Böyle durmaya devam mı edeceksin?" dedi Chris gözlerini gözlerimden çekmeyerek.
"Doğru çıkarmalıyım." dedim tuvalete doğru giderken.
"Kendi iyiliğin için çıkarmalısın." diye mırıldandı arkamdan. Duymamış gibi yaptım ve kapıyı kapadım.
Aklım hala ondaydı. Bana olan dokunuşu ve nefesi... Tarif edilemeyecek hisler dolduruyordu içimi. Bu adam bana iyi gelmiyordu.
Üzerimi değiştirdikten sonra kıyafeti çıkardığın ambalaja geri koydum ve odadan ayrılmak için kapıya yeltendim.
"Akşam saat 9'da burada ol." diye seslendi arkamdan.