Öğle arasında gözlerimi uykudan yeni açmıştım. Geceleri çalıştığım için okulda genellikle uyurdum. Etrafıma bakındığımda yanımda Han'ı değil, mavi kafayı bulmuştum.
Kafasını sırama koymuş uyuyordu. Nasıl okulda bu kadar başarılıyken geceleri bir bar işletiyordu asla anlamıyordum.
Onun da benim gibi gece boyunca uyumadığını biliyordum. Bir elimle kıvırcık saçlarıyla oynuyordum. Hareketlenmeye başlayınca uyandığını anladım. Kafasını sıradan kaldırdığında yüzüne kocaman bir gülümseme yayılmıştı bile.
"Günaydın bebeğim." dedi ışıl ışıl gözleriyle. Uyuyup, uyanınca tam bir bebek olduğu doğruydu.
"Günaydın. Sen iyi alıştın benimle uyumaya." dedim dün geceyi hatırlatarak.
"Yanında olmak bana huzur veriyor. Ne yapayım?" dedi masumca gülerken.
"Her zaman yanımda uyu o zaman." dedim ona sıkıca sarılırken.
"Hadi bir şeyler yemeye gidelim." dedi ayaklanırken. Yeni uyandığım için yemek yiyebileceğimi sanmıyordum.
"Bir kahve içer miyiz Chris Bey?" dedim adımlarımla ona yetişmeye çalışarak.
"Yemek yedikten sonra içeriz Hyunjin Bey."
"Yemek yiyemem ben." dedim bakışlarımı ona doğru çevirerek.
"Neden?" diye sordu gözlerini kırpıştırarak.
"Yeni uyandım. Ama bir kahve ısmarlayabilirsiniz ona hayır demem." dedim gülümseyerek.
Kantine geldiğimizde Chris çoktan sıraya girmişti bile. Bakışlarım etrafta gezindiğinde Jisung ve tanımadığım kaslı çocuğu en köşedeki masada otururken gördüğümde şaşırmıştım.
"Selam!" dedim enerjik bir şekilde Jisung'un yanına otururken.
"Selam." dedi mutsuzca. Piçe bak bu ne tavır?
"Arkadaşınla tanıştırmayacak mısın beni?" dedim gülümsemem daha da yüzüme yayılırken.
"Changbin bu." dedi zoraki bir tavırla. Ndden böyle davrandığını tam olarak anlamamıştım. Bir flörtleşmeyi mi bölüyordum yoksa burada farklı şeyler mi dönüyordu?
Kesinlikle ilki.
"Ben Hyunjin. Memnun oldum." dedim elimi tokalaşmak için ona doğru uzattığımda. Elini yavaşca uzatıp elimi nazik bir şekilde sıktı.
"Chris'le çalışıyorsun sanırım. Seni bizim barda gördüm defalarca." Aniden gelen öksürük krizimle ona karşılık ne diyeceğimi bilememiştim bile.
"Sadece takılıyorduk." dedim kocaman olan gözlerimle.
"O barda ne işin var Hyunjin?" dedi Jisung bana çıkışarak. Chris'in bir gay barı olduğunu biliyorlardı. Benim orada çalıştığımı değil.
"Aslında-" açıklama yapmaya başlayacakken lafımı kesen kişi Chris olmuştu.
"Barımda çalışıyor. Basit bir barmen sadece." dedi yanımdaki sandalyeye yerleşirken. Chris, Changbin'e öldürücü bakışlar atarken ona daha sonra teşekkür etmem gerektiğini aklımın bir köşesine kazıdım.
"İce americano mu aldın? Bunu sevdiğimi nereden biliyorsun?" dedim gözlerimi kısarken.
Kulağıma yaklaşırken fısıldadı.
"Hakkında daha neleri bildiğimi bilsen bir saniye bile duramazsın burada." dedi sırıtırken. Afallamıştım. Tek dileğim yeraltı şehrinden haberi olmamasıydı.
Yüzüme geniş bir gülümseme yerleştirirken güçlü görünmeye çalıştım.
"Bildiklerini bilemem ama öğreneceğin çok şey var bebeğim." dedim geri çekilip göz kırparken.