1 - TEST

11.8K 180 174
                                    

"Azad! Gel oğlum buraya, gel."

Amcasından it gibi korkan küçük çocuk, yaptığı yaramazlıktan utanarak minder dolu kocaman odaya girdi, gözleri önünde, elleri bağlı.

"Ev çi xirav kir *hangi piç yaptı bunu*"

Oğlan korkusundan bir şey diyemedi.

"Kızmayacağım, söyle kim kırdı bu vazoyu odayı ahıra çevirmişsiniz itler." dedi, yeşil gözlü kirli sakallı olan.

"Amca, özür dileriz Şilan yengenin çocukları geldi, onlarla oyun oynadık, söz yapmayız bir daha." dedi yarım yamalak türkçeyle, acındırmalı sesle.

Amcası çocuğun yanına yaklaştı, elini kaldırdı. Daha bacak boyuna bile gelmeyen oğlan çocuğu kendisine tokat atacak sanıp gözlerini kapattı. Amcası yaklaştı, gülümseyip kafasını sevdi, küçük çocuk gülümseyip hemen ordan kaçtı. Tabii kaçarken götüne hafiften tekme yedi.

* (Günümüz)

"Ana, yemek ne zaman hazır da, öldük açlıktan."

Eli belinde kazanlarla yemek pişiren hafif kilolu kadın öfkeyle oğluna döndü.

"Hele şuna, dağa çıkacak sanki götünde kurt kaynıyor senin? Yemek kaçmıyor ya." diyip bir kaç küfür saydı kaşlarını kaldırarak.

Kucağında sülalenin yeni üyesi, dayısının en küçük henüz 6 ayına bile ulaşmamış kız çocuğuyla oturan Boran'dı.

Boran'da ailenin bekarıydı, onun yaşındakiler evlenmiş çocuk peşindeydi. Bu nedenle bütün bekar kızlar onunla evlenmek için çekiniyorlardı, fakat Boran hiç birine bakmıyordu.

"Bak bak nasıl da gülüyor, zeytin gözleriyle."

Kucağında kocaman ışıldayan siyah gözleri olan, kuzeni olduğunu bile bilmeyen, kendisinden büyük adama gülüyordu. İlk dişi çıkmıştı bebeğin, sürekli salyası akıyordu dudaklarını büzüp garip sesler çıkarıyordu.

***1. Şahıs ağzından***

Kuzenimi anasına verip kendimi handan dışarı attım, yaz kış kapanmayan o büyük kapının önüne geldim. Sigara paketini çıkardım cebimden, onun gelmesini bekledim.

Her gün istisnasız gün batmadan onun gelmesini bekliyordum, Tunay'ımın gelmesini, yıllardır aşık olduğum soylarımız gereği yanına yaklaşamadığım o adam. Sigaramın yarısına gelmeye yakın uzaktan araba sesi geldi, çok sürmeden kapının önüne tozutarak geldi. Camdan yüzlerine baktım, karısıyla oturuyordu üzerinde beyaz gömlek vardı. Beni görünce sinirlenir bir ifade takındı.

Arabadan indi, altında siyah kumaş pantolon ve kemal tanca ayakkabısı vardı. Önünden geçip sürücü koltuğu yanındaki kapıya yöneldi, daha doğrusu karısının kapısını açtı.

İt gibi korkardım Dilan'dan, kuzenim olmasına rağmen kan bağımız olmadığını düşünürdüm oldum olası. Tunay Dilanın kapısı açtı, ayağını yere koydu daha sonra vücudunu. Ve sonrasında siyah sürmeli hafif çekik gözleri benimle buluştu, küçükken anama derdim, Dilanın gözleri ölümü hatırlatır bana diye.

Hemen gözlerimi çektim, sigaramı bir kez daha içime çektim dumanımı solarken, Tunay'a baktım kısık gözlerle.

"Al Hasan abi."

Hep denk getirirdim, yarım sigaramı araba bekçisi aynı zamanda koruma olan Hasan abiye verirdim. Çekinirdi her seferinde ama almak zorunda olurdu benim soğuk tavırımdan.

Ben hanın bahçesine doğru ilerlerken arkamdan geliyorlardı, ellerim cebimdeyken yavaşladım.

"Boran!"

KOÇUM bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin