Midemdeki acı ile uykudan uyanmıştım. Açlık hissi kendini belli ediyordu. Önce gözlerimi yanımda uyuyan adama çevirdim."Yerim seni ya."
Sessiz bir şekilde kurduğum cümle onun sadece homurdanmasını sağlamıştı.
"Uyurken bile öküzsün."
Ellerini onu uyandırmamaya çalışarak belimden çektim. Sessizce yataktan çıkıp Mert'in giyinme odasına doğru ilerledim. Uzun olduğundan emin olduğum bir tişörtünü alıp üstüme geçirdim.
Hava daha aydınlık olmamıştı. Hatta uyuyalı 1 saat olmuştu. Bu yüzden kendi kıyafetlerimi giymeme gerek yoktu. Tekrar uyuyacaktım ne de olsa.
Giyinme odasından çıkıp mutfağa gittim. Dolaba göz gezdirirken aklımda herhangi bir yemek yapma fikri yoktu. Her ne kadar acıkmış olsam da uyuma isteğimde ağır basıyordu.
Gözüme ilişen tost ekmeğini alıp tezgaha bıraktım. Daha sonra sucuk ve kaşar peyniri de tost ekmeğinin yanında yerini aldı.
"Nerde bu makine ya?"
Mutfak dolaplarına teker teker bakıp tost makinesini arıyordum.
"Koskoca evde cidden bir tost makinesi yok mu?"
"Var."
Kurduğum cümleye gelen cevabın panikliği Mert'in karnına dirsek atmama sebep olmuştu.
"Ahh! Napıyorsun kızım sen?"
"Asıl sen ne yapıyorsun? Arkamdan sessizce gelme alışkanlığını bir kenara bırak artık. Bu ne böyle ya?"
Ona sert çıkışmam Mert'i şaşırtmıştı. Ellerini havaya kaldırıp güldü.
"Sakin ol Kızıl. Ne bu sinir?"
Ellerini belime koyup kendine çekti. Sıcak nefesini kulağıma verip sessizce konuştu.
"Sex sende ters etki mi yapıyor?"
Kurduğu cümle her ne kadar beni güldürse de ellerini belimden çekip ondan ayrıldım.
"Var diyordun. Nerde tost makinesi göster bakalım."
Buz dolabının üzerindeki mutfak dolabına attı ellerini. Her zaman kullanılabilecek bir şeyi o kadar uzak bir yere koymak ne kadar mantıklıydı?
"Ver bakalım."
Elinden alıp artık tostu yapmaya koyuldum. Mert bu süre zarfında bana sarılmış kafasını da omzuma yaslamıştı.
"Sende yer misin Mert?"
"Yerim."
2 tane tabağı tezgaha koyup dolaba ilerledim. Bir kaç tane çeri domates ve beyaz peynir alıp geri döndüm. Cherry domatesleri ikiye bölüp tabaklara yerleştirdim.
Beyaz peyniri de kutusundan çıkarıp küp şeklinde kestikten sonra domateslerin yanında yerini almıştı. Son olarak tostları da alıp tabağa koydum.
"Kola var mı?"
"Var."
Mert dolaptan aldığı kolayı 2 büyük bardağa doldurup masaya koydu. Bende tabakları alıp sandalyeye oturdum.
O kadar çok açıkmıştım bir kaç dakika içerisinde tabağım boşalmıştı. Bardakta kalan son bir kaç yudum kolayı da içtikten sonra geriye yaslandım.
Gözlerim Mert'e ilişti. O benden bile önce bitirmiş telefonu ile uğraşıyordu. Masadaki bulaşıkları toplayıp tezgahın üzerine bıraktım.
"Hadi uyuyalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Müptela - Askıya Alındı
FanfictionSiyaha karşı direnen beyazın hikayesi.. Ada'ya hoşgeldiniz.