3

22 8 0
                                    

Yeni bölüme hoşgeldinizzzzz!

Bu bölüm biraz kısa sadece bugün yazabilme fırsatım oldu.Perşembe eve gelince uyudum. Cuma'da arkadaşlarımla buluştum. Bugün de dışardaydım. Bir türlü yazamadım ama bunun telafisi olarak bir sonraki bölümü uzatabildiğim kadar uzatacağım.

Her zamanki gibi boş yaptım okumaya geçin hadi siz.

...

Sinem ALTINDAĞ'dan
Kızlarla geç saatlere kadar muhabbet ettikten sonra, odama geldim. İkisi de birbiri için yaratılmış arkadaş gibiydiler. Kimin bir boşluğu varsa diğeri tamamlıyordu. Aynı yapboz gibi.

 
Onlarla vakit geçirmekten zevk almıştım. Hele İmge bana yaklaştıktan sonra, onun içinin bu kadar temiz olduğunu düşünmüyordum ama sevmiştim onu uçakta ilk gördüğümde.
Bana lakap bile bulmuşlardı... Ailemden başka, hiç kimsenin bana bu kadar yakın ve iyi davrandığını hatırlamıyordum.

 
Bana "Bizden birisin. " demişlerdi. O an hayatımdaki mutluluğu yaşamış olabilirim.
Kağan'dan sonra beni mutlu etmişlerdi. Bu kadar çabuk toparlanacağımı da düşünmüyordum ama onlar hemen sözleri ve bana yakın davranmalarıyla beni toparlamışlardı. Sanırım bunun adı "arkadaşlıktı"...

 
Böyle düşünürken uyuyakaldığımın farkında bile değildim.
...

"Sinemmm! Uyan derse geç kalmışızzz! " diye bağıran İmge'nin sesiyle kendime geldim.
Odaya dalmıştı ve beni uyandırmaya çalışıyordu.

 
Beni uyandırmadan gitmemişti... O an ona gülümsedim.

 
"Derse geç kalmışız ve sen hâla gülümsüyorsun. " Deyip kaşlarını kaldırarak baktı bana.

 
"Ya beni uyandırmadan da gidebilirdin. Beni uyandırman hoşuma gitti de. " Dediğimde utanmış olmalı ki; gülümseyip hemen gözlerini benden çekip, yere baktı.

 
"Sen hazırlandın mı? " Diye sordum.

 
"Sen hazırlanırken beraber hazırlanırız diye düşündüm ondan hazırlanmadım. " Diye beni cevaplarken, ona nedenini anlamayarak, sarıldım.

 
"Tamam, şimdi hazırlanalım yoksa gerçekten çok geç olacak. " Deyip İmge'den ayrıldım.
O odasına giderken; bende hemen banyoya girip, yüzümü yıkayıp, dişlerimi fırçaladım.

 
Üstüme hızlıca rahat bir sweatshirt giyip, altıma gri eşorfman altımı giydim.


Sarı saçlarım dağılmıştı. Onları hemen taradım ve çantama lazım olacak eşyaları tıkıştırdım. Odadan çıkarken, İmge'de tam bizim odaya geliyordu. Çarpıştık. İkimiz de gülmeye başladık.
"Özür dilerimmm! Benim suçum hepsi. " Dediğim an da;


"Asıl benim suçum, içeri direkt dalmaya çalışmasaydım, bunlar olmayacaktı. " diye cevapladı beni.

 
"Neyse şuan buna vaktimiz yok bir an önce sınıfa gitmeliyiz." Diyerek elinden çekiştirip, odadan çıktık.

 
İmge'nin elini çekerek sınıfın önüne geldik. Dersin bitmesine az kaldığı için;


"Gel kantine gidelim zaten zile az kalmış. " dediğimde kafasını sallayarak onayladı beni.

 
Kantine indiğimizde çay içiyorduk. O an farkettim, İmge'yi incelemediğimi. İmge, aslında güzel kızdı. Kahverengi uzun saçlarını güzelce taramış açık, bırakmıştı. Altına beyaz bir gömlek gömleğin üstüne de, bir süveter giymişti. Altına da zayıf, ince bacaklarını belli eden bir kot pantolon giymişti. Ben onu incelerken, o da beni inceliyordu. Sessizliğe son vererek:

NOTASIZ ŞARKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin