9

10 6 1
                                    

MEDYA; BÖLÜMDE GEÇEN VE BÖLÜM ŞARKISI: MÜZİK KUTUSU

SELAMMMMMM, ASKLARIMMMMMM!

UPPPPPUZUNNN BİR BÖLÜM, SİZİ BEKLİYOR.

UMARIM, OKUMAKTAN ZEVK ALIRSINIZZZZ.

İYİ OKUMALARRRR!!!

...


Savaş ERSOYLU'dan

"Dikkatli git, oğlum."

"Tamam, anneciğim. Kendime de, Ezgi'ye de çok dikkat edeceğim."

Anneme, son kez kocaman sarıldıktan sonra ona el sallayıp; uçağın bekleme salonuna doğru, yol almaya başladım.

Bakalım, bu okul yılı nasıl geçecekti? Umarım, güzel geçerdi. O an, aklıma Ezgi düşünce; onu özlediğimi fark ettim. Biraz düşününce; siz gelmeyin dememe rağmen, geleceklerini düşündüm.

Benim, kendine eğlence arayan ve beni sinir etmeyi özleyen kardeşim, kesin bana saçma sapan, bir şaka yapacaktı. Çok kez deneyimlediğim için, başıma gelecek şeyi tahmin edemesem de; bana bir şaka yapacağı, içime doğmuştu.

Uçağıma binme vakti gelince, bekleme salonundan çıkarak, görevlilerin  yönlendirmesiyle; bineceğim uçağı bulmuştum. Merdivenlerden çıktıktan sonra; bize gülümseyip, bizi karşılayan hosteslere kafamla selam verip, içeriye ilerledim. Kendi koltuğumu bulup, oturdum. Biraz kestirmeye, karar kıldım. 

Uçağa binmeye alışkın olduğum için, kalkışında bir etki bırakmadı, bende. Gözlerimi kapatmamla beraber; bana bakan bir çift göz olduğunu fark ettim. Gözlerimi açıp, etrafı süzmeye başladım. Biraz, etrafı inceledim. En sonunda, yan çapraz önde ki bir kızın bana baktığını görünce, kıza bir süre baktım. Ardından, meraklı bakışlar atması ile gözlerimi kapatıp, uykuya gömüldüm.

...


Hosteslerden birinin beni dürtmesiyle; kendime geldim. İnmemize, 15 dakika kaldığını söylediğinde; başımı sallayarak onayladım. Telefonumda uçak moodunda olduğundan, yapacak bir şey bulamıyordum. Camdan dışarı bakılacak, bir şey de kalmamıştı. Sonuçta; inmek üzereydik. Sıkıntımı geçirmek amacıyla; etrafı incelemeye başladım.

Gene ve gene... Kız, hala beni süzüyordu. Benden hoşlanmış gibiydi, kahve parıldayan gözleri. Kızla, anlamsız bakışmamızı bu sefer, nihayet ki o bozdu. 

Uçağın tekerlerinin çıkardığı sesle beraber; yere vardığımızı anlamış oldum.

Herkes inmek için acele ediyordu ben ise; kalabalığın azalmasını bekliyordum. Ne, yani bu acele? Ha 10 dakika önce inmişsin, ha sonra. Sırf, erken inmek için kargaşa yaratmaya, gerek yoktu.

Saçma kalabalık dağıldıktan sonra; inmek için hareketlendiğimde, kızın beni beklediğini gördüm. Kızın bakışları bana değiyor hemen ardından ise; utançla yere çevriliyordu. 'Konuşmam gerekiyor, yoksa bu kız gene karşıma çıkar.' Diye, düşünüyordum.

"Buyrun?"

Bir süre, ya konuştuğuma şaşırdı ya da ne söyleyeceğini düşündü. Bilemedim. Süre sona erince; bahane uydurduğunu, masumların bile anlayacağı şekilde;

"Eee-ee, ben kalabalığın inme-inmesini, bekle-beklemiştim de. Ta-tam, ben de çıkıyordum." Fazla kekeleyince, artık bahane bulduğuna, %100 emin olmuştum. Kendime inanamayarak, nazik bir şekilde;

NOTASIZ ŞARKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin