Medya:Pinhani/Beni
Sen İnandırSelam! Yüzyıl sonra yeni bölüm ile karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz!
İki günden beri moralim bozuk ama dedim biraz bölüm yazmak belki iyi gelir. Öyle de oldu. Bölüm yazmak terapi yerine geçiyor.
(Eylül'den beri yazıyorum, bu bölümü biraz karışık bir bölüm olmuş olabilir.)
İyi okumalar!
...
Tolga ALTINDAĞ'dan
Sabah uyanmamla beraber hazırlanıp kendimi yurdun dışında buldum. Rolümü oynamak için Ezgi'yi beklemeye karar verdim. Ne de olsa sahte sevgiliydik.
Yurdun kapısında beklerken duyduğum sesle irkildim.
"Tolga, naber?"
"İyi Arzu, senden?"
"Bende iyiyim. Kimi bekliyorsun?"
"Ezgi'yi. Sözleşmiştik, beraber gitmeye."
"Bakıyorum da, seni bekletiyor. Beraber gitmeye ne dersin?"
Bu tarz -her şeyden kendine bir şey çıkaran- kızları, sevmezdim ama katlanmam gerektiği için nazikçe reddettim.
"Teşekkür ederim, söz verdiğim için tutmak zorundayım, görüşürüz." deyip yanından uzaklaştım.
"Dur, bekle." deyince arkamı döndüm ve konuşmasını bekledim.
"Ezgi'yi sevdiğinden emin misin? Onun yerine başka kızlar bul, derim. Daha güzel, daha eğlenceli, daha seksi kızlar va-" Konuşmasını bölerek gülmeye başladım, dedikleri nedense beni güldürmüştü ve pes dedirtmişti.
"Ezgi'yi seviyorum ve o da beni seviyor. Teklifin için sağol ama onla üzülmeyi, başkalarıyla yatmaya değişmem." Burada söylediklerim yalan olsa bile, bunu söylemek bir süre kızları başımdan savmama yardımcı olacaktı bu yüzden sevinmiştim.
Kızdan uzaklaşıp gözlerimle Ezgi'yi aramaya başladığımda gözlerim onu ve yanındaki kişiye dikkat kesildi. Yanındaki çocuğu arkadan gördüğüm için tanıyamamıştım ama Ezgi'nin ağzından dökülen gülümseme ve kelimeler, Ezgi'yle samimi bir sohbet içinde olduğunun bir göstergesiydi.
Nedensiz bir şekilde sinirlenmiştim. Benle, sahte sevgililik yaşayıp erkeklerle konuşamaz, diye bir şey asla söz konusu bile değildi ama sinirim tepeme çıkmıştı, sadece 10 saniyede.
Beynimde dönen düşünceler, ikisinin de birbirinden hoşlanması yönündeydi. Nedense bunu istemiyordum ve olmaması için her şeyi yapabilecek güçteydim.
Ezgi'ye, dersten önce bu konuyla alakalı ikimizin de karara varması gerektiğini söylemeliydim. Dersten sonra olursa yanında Savaş, İmge ve Sinem olabilirdi. Bu konuyu yalnız konuşmalıydık.
Onlar uzun yolu tercih edince bende ara sokağa sapmıştım. -gerçi bu ıssız sokağı, benden başka kullanan görmemiştim- Ara yoldan koşa koşa okula doğru ilerlemeye başladım. Etrafta iyi ki birileri yoktu, bir de bunun için dedikodu malzemesi olmak istemezdim.
Okula varınca hızlıca Ezgi'nin sınıfına çıktım, bugün ki ilk dersleri edebiyattı. 2 hafta önce odalarına girdiğimde 6. hissim bir gün işe yarayacağını düşündüğünü ve bu yüzden fotoğrafını çekmemi istemişti. Ezgi, lavaboya gittiğinde masasında bulunan programın, fotoğrafını çekmiştim ve bu sabah odadan çıkmadan programlarına bakmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NOTASIZ ŞARKI
Teen FictionDikkat!: Bu hikaye, diğer aşk hikayeleri gibi değildir. Karmaşa ve ters köşe bulundurur, iyi seyirler! :) Geçmişi, garip ve gizemli olan Ezgi; üniversiteye geçmiştir. En yakın arkadaşı olan İmge'yle aynı üniversiteyi kazanan Ezgi, orada hem yeni dos...