4

18 8 2
                                    

Medya:Yeşil elbise Ezgi'nin, mor elbise İmge'nin.

Selammm!! Uzun zamandır bölüm gelmediğinin farkındayım. Hatta bugün tam 10 gün olmuş bölüm atmayalı. Aslında bu bölümün kısa bir kısmı, 3. Bölümü attığım gün -8 Mayıs- yazmıştım ama gene de yetişmedi. Çok yoğun 2 hafta geçirdim. Ve sonunda güzel bir bölümle geldim. Neyse siz başlayın okumaya.

İYİ OKUMALARRRR!!!

...

Yarım saatte hazırlanmıştık. Rahat bir şeyler giyecektim ancak İmge yanımdayken, buna izin vermezdi. Dolaptan yeni aldığım ama bir türlü giymeye fırsat bulamadığım açık yeşil, çiçekli, askıları ile omuza bağlanan, dizimin 3-4 parmak üstünde biten bir mini elbise çıkardı.

"Ezgi, hemen bunu giyiyorsun. İtiraz istemiyorum. Nereye kadar her yere kot ve eşofman altı giyeceksin! Biraz da böyle 'Cici Kız' ol." Dediğinden sonra kaşlarımı çattım ve gözümü devirdim.

"Bence rahat olmak, güzel olmaktan daha iyi. Hem rahat kıyafetlerde güzel. 'Cici Kız' olmamı gerektiren bir şey olduğunu düşünmüyorum."

"Ezgi hadi ama lütfenğğğğ!" Diye itiraz edince;

"Tamam, hadi yine iyisin. Üstün ikna kabiliyetlerinle, gene sen kazandın. Sen ne giyeceksin?" diye sorduğumda;

"Sana ayak uydurmak için ben de elbise giyeceğim ama ne giyeceğimi seçemedim. Gel de yardım et." diye çağırdığında, onun dolabına doğru yöneldim. İçini biraz karıştırdıktan sonra mor, askılı, altta fırfırları olan elbisenin önü ve arkası yanlarına göre uzun,- fırfırları da aynı şekilde-  boyu  benimkinde biraz daha uzun bir elbise çıkardım.

"Bunu giy, beğendim bunu."

"Tamam giyiyorum hemen, arkanı dön."

Birbirimize arkamızı dönerek, üstümüzü giydik. İkimiz de aynı anda arkamızı döndüğümüzde, birbirimize koşarak sarıldık.

"Çok güzelsinnnnn!" Diye bağırdı İmge.

"Senin kadar olamam. Düz renkli bir elbise bile mi bir insana yakışır?" Duraklayıp devam ettim. "Cevabı sen vermeden vereyim. 'Evet, benim İmgeaşkıma her şey yakışır.' " Dediğim an ki gülüşü, dünyalara bedeldi.

"Hadi, hemen saçımızı yapıp, çıkalım." Dediğinde başımı sallayarak onayladım.

Saçım hafif dalgalı olduğundan, taramam yeterli olmuştu. İmge'de aynısını yapmıştı.

Üstüme en sevdiğim parfümümü sıkıp, beyaz kol çantama telefonumu, şarj aletimi, kulaklıklarımı, cüzdanımı ve bir kaç şey daha tıkıştırdıktan sonra;

"Ben hazırımmm!!" diye çığırdım odanın içinde.

"Ben de şu küpeyi takayım hazır olacağım." Dediği an farkettim takı takmayı unuttuğumu. Sonradan "Amannnn, sanki baloya mı gideceğiz?" diyerek kendimi geçiştirdim.

"Hadi çıkalım." 

Yolda sohbet ederek ve eğlenerek kafenin önüne geldik. Hatta kendimizi o kadar kaptırmışız ki; kafenin levhasını görmeseydik, geçip gidecektik.

İç Ses : "Ezgi, güzelim birazdan müstakbel kocanla tanışacaksın. Ben de nikah şahidiniz olacağım. Heyecan var mı, heyecan? "

Ezgi : "İç Ses, artık sesini kesecek misin?"

Dediğimde bunu sesli söylediğimin farkında değildim. İmge bana garip garip bakmaya başladığında anladım olanları. Allah'tan etrafta birileri yoktu. Suratıma sertçe vurdum. İmge:

NOTASIZ ŞARKIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin