Genç bir avukat: Deren Yegar
Uzun zamandır gerçeği saklayan bir adam: Poyraz Akay
Deren bu sırrı çözmeye ve gerçeklerle yüzleşmeye hazır mı?
Peki Poyraz Dereni kaybederse ne olur?
Okuyup görelim....
Tam bir şey daha diyecektim ki kapı çaldı, abim siz durun diyince biz bekelemeye başladık. Abim kapıyı açtıktan iki dakika sonra bana seslendi. "Deren çabuk buruya gelin" Ne olduğunu anlamadan mutfaktan çıktığımız gibi kapıya gittik. Gördüklerim ile şok olmuştum. Arabamın farları ve benim odamda üstüme değiştirirken çekilmiş fotoğrafım ile arabamın paramparça olmuş halinin fotoğrafı vardı. Birde üstünde ufak bir not.
Adil abinin selamı var...
🔗
Dün olan olaydan sonra abim polise haber etmek istemişti ama ben engel olmuştum çünkü bizzat kendim ilgilenecektim. Artık bir arabam olmadığı için beni işe Deniz bırakacaktı o yüzden erkenden kalkıp üstümü değiştirdim. Elime ne geldiyse onu giymiştim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Güzel göründüğüme emin olduktan sonra saçıma hafif maşa yaptım ve bordo bir ruj sürüp çıktım odadan.
"Hazırsan biraz atıştır çıkalım bebeğim, önemli bir davam var bugün" Denizi onaylayıp hızlıca bir şeyler atıştırdım. Abime mesaj atıp çıktık evden. O her zaman bizden önce giderdi.
🔗
Şirketin önüne geldiğimizde Deniz'de benle beraber indi. Şaşırmıştım çünkü yetişmesi gereken bir davası vardı.
"Senin yetişmen gereken bir davan yok mu?"
"Var, yani vardı ama az önce mesaj aldım. Dava ertelenmiş karşı taraf taleb etmiş bende anlamadım"
"O zaman sende benimlesin bugün"
"Tabi ki bebeğim"
Beraber içeri girip benim odama çıktık. Sevil yanıma gelip günlük raporları verip gitmişti ama bu raporların arasında neden Adil Yücel ile ilgili bilgiler vardı anlamamıştım. "Sevil Adil Yücel ile ilgili olanları neden bana söylüyorsun?"
"Selin söyledi efendim. Poyraz bey'in kesin emriymiş" kafam karışmıştı, bu neydi şimdi? "Tamam Sevil, sen bize iki kahve getir"
"Hemen efendim"
Deniz ile benim odama girdiğimde benim masamda gülerek oturan bir adet Yekta beklemiyordum. Yekta da benim patronumdu ama Poyraz bey'den daha samimiydik.
"Sonunda geldin be kızım. Oturan ağaç oldum burda" Yanımda duran Denizi yeni fark ettiğini belirten bakışlarını ona çevirip birden ayağa kalktı. Yekta buydu işte Poyraz Akay'ın zıttı. "Beni arkadaşınla tanıştırmayacak mısın Deren?"
Göz devirip Deniz'i gösterdim. "Deniz Pektaş, kendisi benim en yakın arkadaşım ve aynı zamanda benim gibi iyi bir avukattır" Yekta elini Deniz'e uzatıp elini tuttu ve öptü.
"Çok memenun oldun güzel hanfendi, bende Yekta Barınır"
"Siz, siz Adnan Barınır'ın neyi oluyorsunuz?"
Yekta şaşırmıştı ki şahsen ben bile şaşkındım. Müvekkili ile ne ilgisi vardı şimdi bunun? "Kendisi benim abim olur lakin siz nereden tanıyorsunuz?"
