20. BÖLÜM

293 5 2
                                    

Poyraz'ın ağızından

"Abi dur artık, yeter!" Yekta'nın sesi ile elim hava da kalmıştı. Kafamı kaldırdığımda Aras, Kerem, Özay depo'nun köşesinde durmuş ifadesizce bana bakıyorlardı. Altımda ki adama çevirdim kafamı ve bir yumruk daha atıp kalktım, eli yüzü kan içinde tanınmayacak bir haldeydi. O Adil piçi'nin bütün adamlarını öldürmüştüm tabi türkiye de olanları ama Deren'imin canını alan it kaçmıştı ve bulamıyorduk. Üç aydır adamları tek tek toplayıp işkenceyle gebertiyorduk, Aras bize katılmıştı ne kadar engel olmaya çalışsam da vazgeçirememiştim.

"Şimdiye kadar iyi oldum da ne oldu Poyraz, bak kardeşimi aldırlar benden artık eski Aras yok" demişti. Deren olsa asla izin vermezdi onunla ben bile değişmeye başlamıştım ama artık eski Poyraz'dan bile beter biri vardı beni ben bile tanıyamıyordum. O gideli dört ay olmuştu hala alışamamıştım, alışamamıştık. Onunla olduğum eve adım atmamıştım o günden belli, şirkete bir daha gitmemiştim işleri evden hallediyordum Aras yeni bir yere taşınmıştı ama eski evlerini satmamıştı içine bile dokunmamıştı herşey Deren'in yerleştirdiği gibi duruyordu. Deniz, Yekta'nın yanına yerleşmişti ona herşeyi anlatmıştık ve oda bizim yanımızda olucağını elinden gelenin fazlasını yapacağını söylemişti ve yapıyordu da.

"Abi harbi yeter, Yekta haklı herif tanınmayacak hale geldi gebermeden konuşması lazım" Kerem haklıydı o kaçan piçin yerini bir tek bu piç biliyordu, Akif Yegar ise cenaze günü ortadan kaybolmuştu ve kimse ulaşamıyordu. Aras babasının peşine düşmüştü onu suçluyordu haklı olarak sırf Aras için büyükleri toplamıştım ama onlar bile ulaşamıştı adam sırra kadem basmıştı resmen. "Konuş lan piç!"

"Kardeşim anladık böyle konuşmayacak o sen bana bırak" Diyip Aras yanıma geldi elini omuzuma koydu "hadi sen üstünü başını düzelt kendine bi sigara yak ve otur izle sadece" dediğini yapıp gömleğimi değiştirip ellerimi yıkadım ve hemen karşıda ki koltuğa oturdum bu sırada Aras cebinden bir neşter çıkarıp adama yaklaştı ne yapacağını anlayınca sırıtarak bir sigara yakıp arkama yaslandım. "Lan Poraz bitti sen mi başladın amına koyum" Yekta'nın söylenmesi ile Aras gülüp göz kırptı iyice bana bezetmiştim adamı dört ayda hadi hayırlısı.

"Abi sus valla ben bile bi iştaha geldim haa" diyip yanıma gelmişti Özay, Kerem de onu takip edip yanıma geldiler sırıtarak Aras'ı izliyorlardı. "Allahım sana bu delilerin arasında bana akıl verdiğin için çook teşekkür ederim" diyip oda yanıma geldi. Aras gülerek önüne döndü adamın yakasından tuttuğu gibi kaldırdı ve neşteri karnına sapladı.

"Ahh" piç çığlık atarken neşteri geri çekti ve boğazına yapıştı. "Konuş yoksa bir daha ki hedefim hiçbir sike yaramayan organın olacak" dedi ve neşteri erkekliğine götürdü ama adam konuşmamakta ısrarcığdı tam neşteri saplıycaktı ki depo'nun kapısından bir ses geldi. "ARAS!?"

"Deniz? Ne işin var senin burada?" Diyip hızlıca yanına gittim. Aras neşteri cebine koyarken Yekta 'da yanımıza gelmişti. Kerem gile işaret edip adamı götürmelerini söyledim ama hiç beklemediğimiz bir şey oldu. "Kerem eğer o piçe dokunursan elimden çekeceğin var" Deniz'in bağırması ile Kerem geri çekildi hiçbirimize bakmadan adamın karşısına geçti. Omuzunda ki hala kurşunu içinde duran yaraya parmağını bastı, adam tiz bir çığlık attığında ben geçip yerime oturmuştum Yekta Deniz'in yanına gittiğinde Aras'da anlamış ve yanıma gelip sigara yakmıştı.

"Bu piç mi biliyor Davut'un yerini?"

"Evet güzelim ama gelmene gerek yoktu biz konuşturacaktık şimdi" Deniz Yekta'ya dönüp küçümser bir bakış attı bu bakışı çok iyi biliyordum Derenim de aynı bakardı bana çünkü...

"Böyle mi Yekta, adam ölmek üzere kaç gündür işkence ediyorsunuz tık yok."

"Güzelim..."

"Sus Yekta şurdan adrenalin ver bana ama bir doz olsun, yoksa acıdan geberecek it" Deniz'in dediği ile kahkaha atmıştık Yekta ise mal gibi bakıyordu yüzüne, bize döndüğünde Aras kafasını salladı bende "olum yapsana kızın dediğini" diyip Özay gile döndüm "koçum Deniz yengeniz ne derse yapın benim işlerim var" diyip çıktım depodan. Ben bu saatte tek bir yere giderdim dünyamın tek sahibi nefesim olan kadının yanına, Derenime....

🗡🗡

Deniz'in ağızından

Yekta dediğim gibi adrenalini vermişti adama vurup biraz bekledim bu onun biraz daha yaşamasını hemen ölmemesini sağlayacaktı, artık adalet yoktu ne avukatlık kalmıştı ne de haklı. Benim kardeşimi sırf adaleti sağladı diye almışlardı benden, öncelerde sadece Poyraz'ı suçlamıştım ama onun bir suçu yoktu. Bu Adil piçi sırf Deren davayı kazandığı için kin beslemiş ve benden almıştı onu. Şimdi ise sıra bendeydi bu Adil köpeğinin bütün ailesini sevdiklerini silecektim bu dünya dan ismi bile geçmeyecekti bu dünya da. İster tek başıma ister Yekta gille ama yapacaktım bunu.

"Neşterle olmaz bu iş Aras, bana şurdan satırı ver Özay" diyip elimi uzattım. Önce çok güvendiği o organını alacaktım ondan sonra en korktuğu şeyi getirecektim karşısına....

Özay bana satırı verince adamın gözleri fal taşı gibi açılmıştı bu bana iyice keyif verirken sırıtarak biraz geriledim sonra ise Yekta'ya döndüm "hayatım az geriye git üstüne bu itin kanı bulaşmasın" dediğimde Yekta gülerek geriye çıktı bende biraz daha geriye gidip elimde ki satırı hizalayıp fırlattım. Depoyu acı bir çığlık kaplarken her yere kan sıçramıştı ve piçin organı vücudundan ayrılmıştı, ben sırıtarak adama yaklaştım ve saçlarından çekerek kafasını kaldırdım hala oluk oluk kan akıyordu böyle devam ederse acıdan değil kan kaybından geberecekti it. "Kerem, Özay koçum şu iti sarıyonuz mu napıyosanız yapın kan kaybından gebermesin işim bitmedi benim, ha şu rezilliğide temizleyi verin bi" diyip içeride ki odalardan birine girdim. Yekta ve Aras da peşimden gelmişti, bu dört ay beni ve Aras'ı bambaşka biri yapmıştı onun gidişi bizide almıştı çok değişmiştik.

"Güzelim o neydi öyle valla gurur duydum ha" diyip saçlarımdan öpmüştü Aras beni kolları arasına alınca iyice sokuldum, sıcaklığı bana huzur veriyordu Deren'imin emaneti bir tek o kalmıştı tek ailemdi o benim. "Valla bende şaşırdım ama hoşuma gitmedi de değil helal benim bebeğime" diyip beni kendine çekti Yekta. Bazen çok çocuklaşıyorlardı ama bu halleri çok sevimli olduğu için sesimi çıkarmıyordum.

"Oğlum ne çekiyon lan kardeşimi, kırdırtma kemiklerini bana" Yekta kahkaha atarken elimi kaldırdı ve yüzük parmağımı gösterdi. " kardeşim bunun için çoook geç kaldın hani ben evlenme teklifi ettim benim bebeğimde kabul ettiya" dediğinde Aras da dayanamamış ve gülmeye başlamıştı. Evet Yekta bana evlenme teklifi etmişti, Deren'i kaybettikten üç ay sonra bir anda evime gelip önümde diz çökmüştü. İnsan sevdiğini kaybettiğinde değer bilirmiş beni kaybetmek istemiyormuş o yüzden bir an önce evinin kadını olmalıymışım kalbinin kadını olduğum gibi. Bana böyle demişti hödükcük.

"Ben hala alışamadım lan off off"

"Neyse çok konuştunuz benim işim bitmedi daha içeri geçelim hadi" dedim Yekta ve Aras birbirine bakınca gülüp kapıya gittim "hadi lan yürüğün" diyip kapıyı açtım arkamdan Aras'ın "geçmiş olsun kardeşim başına büyük bir bela aldın" dediğini duydum gülerek içeri girdim.

"Özay, benim arabada bi paket var koçum al gel onu dikkat et incinmesin" dedim. Anlamasa da ikiletmeden gitti bende karşımda ki piçe döndüm "konuşmamakta kararlısın sanırım"

"Öldürün artık konuşmıycam işte" histirik bir kahkaha atıp elimi arkada birleştirdim. "Yok o zaman keyfi kalmaz ki sen ötücen bende dinliycem daha piç kurusu" diyip kapıya doğru seslendim "Özay getir koçum hediye paketini" dedim adam anlamaz gözlerle bakarken içeri gözleri ve elleri bağlı bir şekilde oğlu girdi ardından da onu tutan Özay...

"Kararlı mısın hala Kutay efendi konuşmamaya?"


Selamlaaaarrrr😇 tekrardan ben geldimmmmmm. Sakın bana sövmeyin ha tiyatro oyuncusu olduğum için bu haftalar hiç aktif olamadım bölümü yeni yazıp düzenledim. Ayın 4 de oyunumuzu sahneledik ve acayip yoğundum, yazılılarım da başlamak üzere aktif olamıyorum.

Ama bomba gibi bölümler yazarak telefi etmeyi düşünüyorum yani inşallah😁 bu deli yazar sizleri seviyorrr...

Sizce Davut'u bulabilecekler mi?

Deren yaşasaydı Aras ve Deniz'in u haline ne tepki verirdi?

MAFYA AVUKATI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin