6

696 102 86
                                    

Atsumu, son 6 yıldır hem bir suikastçi hem de evli bir adam olarak ikisini beraber başarıyla yürüttüğünü söyleyebilirdi.

Pekala, evliliği pek başarılı sayılmazdı ama yalanlar üzerine kurulu bir ilişki ne kadar iyi olabilirse o da o kadar iyiydi işte. Kocasından asıl mesleğini saklamak tabii ki aralarını açacaktı.

Kiyoomi'yle tanıştığında, bütün hayatını gözden geçirmişti.

Mesleği belirli kişileri ortadan kaldırmak olan biri için Atsumu, hayatın ne kadar kısa olabileceğinin farkındaydı. O yüzden başına gelen en iyi şeyi elinden kaçıracak değildi.

Atsumu bir daha Kiyoomi gibisini bulamayacağından emindi. O yüzden onunla evlenirken tereddüt bile etmemişti.

Şimdi ise... evlilikleri sessiz atışmalardan ibaret bir oyun gibiydi. Kiyoomi'nin geldikleri durumdan hiç memnun olmadığını biliyordu ama bu, rekabet ile beslenen Atsumu için hiç önemli değildi. Bütün hayatını diğer yarısıyla her konuda yarışarak geçiren Atsumu'nun aynı şeyi evliliğinde de yapıyor olması hiç şaşırtıcı değildi.

Son zamanlardaki tek eğlencesi Kiyoomi patlamadan onu ne kadar sinir edebileceğini öğrenmeye çalışmak olmuştu.

Geçen sabah Kiyoomi'nin başında "Tadına baksana." dediğinde ve ısrarla başında beklediğinde kocasının sonunda boşanma evraklarını çıkartacağından emindi.

Onu neden hala bırakmadığını bilmiyordu. Kiyoomi'nin Atsumu'ya verebileceği hiçbir şey kalmamıştı ve Atsumu'nun ölü ilişkisine yaptığı tek şey, evli olduğu adamı ne kadar sinir edebileceğini test etmekti. Her gün evde sahte bir maske takıyor, Kiyoomi'nin canını sıkacak tuşlara basıyordu.

Hiç değilse işini seviyordu. İsteyebileceği bütün adrenalin oradaydı.

Bazen hedefleri rahatça hallolur, Atsumu onları başarıyla ortadan kaldırdığı bilgisiyle tatmin olurdu. Bazen ise işler istediği gibi gitmez ve Atsumu bunu düzeltebilmek için hayatını tehlikeye atmak zorunda kalırdı.

İkisi de heyecan vericiydi.

Bugün, ikincisini yaşıyordu.

Hedefini halledememiş, hatta kendini açık etmişti. Osaka'nın labirent gibi dizilmiş eski sokaklarında kovalanırken kendini hiç bu kadar hayatta hissetmemişti.

Kiyoomi kendisini daha kötü bir zamanda arayamazdı.

İlk aramayı açamadı, başının yanından geçen mermilerden kaçmakla meşguldü. Ara bir sokağa dalıp izini kaybettirmeye çalışırken telefon ikinci kez çaldı.

"Omi? Bir sorun mu var?"

Kiyoomi'nin sesi her zamanki gibi bıkkındı. Atsumu, kocasının sesinde bıkkınlık ya da sinir ya da yorgunluk duymayalı çok uzun zaman oluyordu.

Önceden Kiyoomi, Atsumu'ya dünyasıymış gibi davranırdı.

"Evet. Yemek altıda yazmışsın."

Atsumu başka bir ara sokağa girdi, hala koşuyordu.

"Bunun için mi aradın?"

"Ne oluyor orada?"

Kiyoomi'nin, nefes nefese kaldığını fark etmesi büyük başarıydı. Genelde Atsumu hakkında hiçbir şeyi fark etmezdi. Atsumu son üç senedir yıl dönümlerini farklı mevsimlerde kutluyordu ve Kiyoomi bu tutarsızlığı fark etmemişti bile.

"Yedide Hinata ve Kageyama'nın partisi var, unuttun mu? O yüzden– o yüzden yemek... altıda."

Yol ayrımına geldiğinde– ah, adamların ikisi oradaydı. Atsumu'nun kendisini kurtarması için Kuroo'ya mesaj atması gerekecekti.

48 saat √ sakuatsuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin