Hyunjin;
Benden korkmuş olmalı koşarak annesinin yanına gitti o kadar kötü bakmıyordum ki.
(yn: yedi çocuğu)Herneyse o geçtikten sonra bizimkiler geldi ailelerini karşıladım daha sonra üst kata oyun odasına çıkalım dedik, annem jeongin'i de peşime takmasaydı daha iyi olurdu ama birşey olacağını sanmıyorum, ona kenarda bizi izleyebileceğini söyledim ifadesiz bir suratla geçti kenara oturdu bende bizimkilerle bilardo oynamaya başladım.
"Kaybeden takıma istediğimiz görevi veririz beyler haberiniz olsun" dedi Minho.
Herkes başıyla onayladı Chan hyung ve Ben, Minho ile Changbin takım oldu 2'ye 2 oynayacaktık.
Jeongin bizi izliyordu, göz göze geldiğimizde bana bakmayı bıraktı hiçbirşey yokmuş gibi önüne döndü ve telefonuyla oynamaya başladı.
Göz devirdim ve oyuna odaklandım -yani denedim- ama kaybetmiştik..
Chan Hyung bana söverken Minho ve Changbin gülmekle meşguldü.
"Verin ne görev vercekseniz" dedim.
"İkinizden de farklı şeyler istemekle kararlıyız" diyip güldü Minho
"Ne haltsa hadi verin " dedi Chan
"Channieee~~ bir sorum var" dedi Changbin aegyo yaparak.
"Dinliyorum"
"Kardeşin kim?? "
"Bu mu yani pek önemli değilmiş zaten tanışacaktınız yakında herneyse"
"Ee hadi kim"
"Felix, kendisi Avustralya'da henüz Kore'ye gelmedi, jeongin'le aynı yaşta 17,"
"YUH"
3'ümüz de aynı tepkiyi verdik sonra duyduğumuz sesle oraya döndük
"Sen benim yaşımı nasıl biliyorsun pardon Chan Hyung!? "
"Haa o mu haha annem bahsetti senden, Felix'le aynı sınıfta olacakmışsınız falan filan"
Jeongin kafa salladı ve önüne döndü.
Daha sonra Minho bana döndü"Hyunjin senin görevin benden bebeğim" diyip sırıttı.
"Söyle"
Kısık sesle konuştu "Jeongin'i sinirli görmek istiyorum, galiba aramızda en çok sana sinir olur" dedi ve göz kırptı.
"Kes çeneni" dedim ve önüme döndüm.
Jeongin;
Küçük bebekmişim gibi davranıyorlar kendileri benden 1 yaş büyük hah, sinirli olduğumu belli etmemeye çalışsam da her ayağımı salladığımda ya da dudağımı dişleyip kanattığımda ne kadar sinir olduğum anlaşılıyor en iyisi aşağı inmek.
Ayağa kalktım tam kapıdan çıkacakken arkamdan Hyunjin seslendi,
"Hey! Nereye gidiyorsun ufaklık"
UFAKLIK!!?
"Hiç Hyung aşağıya iniyorum" bilerek Hyung derken bastırarak söylemiştim.
"Hyung? "
"Hmhm Hyung"
"İnme otur kenara annem kızıyor bana sonra "
"Lan bırak insin çocuk" dedi Minho.
Onlar tartışmaya koyulmuşken bende aradan sıvışıp aşağıya indim, annemin yanına geldiğimde karşısında benim yaşlarımda bir çocuk vardı.