Jeongin;
İşlerimin yoğunluğu yüzünden adam gibi oturup da kimseyle konuşmamıştım jisungu aramayı denedim asistanımdan da istedim fakat bir sonuç çıkmadı hastanede bir çok tanıdığım olduğuna dair babamdan söylem aldım
pek inandığım da söylenemez.Hyunjini gördüğüm an yine aynı şey oldu kanım çekildi, nefesim düzenini kaybetti daha kötüsü eski anılar tekrar önüme geldi.
Nefret ettim bundan hemde çok..
Saat öğleden sonra 2'ye gelmeye başlayınca şirketten çıkıp hastaneye gitmeye karar verdim.
Arabama bindim ve hastaneye sürdüm birkaç dakika sonrasında işte benim cehennemime gelmiştik.
Hastaneden içeriye geçtiğimde burada olduğum süre boyunca benim asistanlığımı yapacak kişi dibimde bitmişti.
Gözlüğünü düzeltip,
"Merhaba efendim ben soobin""Tanıyorum"
"Ah peki odanız-"
"Biliyorum yerini " diyip yürümeye devam ettim.
Asansöre bindiğimde o da peşimden gelmişti en üst katı tuşladım
"Buradaki bilinen doktorları say "
"öhm bay Lee Minho, Lee Felix,Kim Seungmin bey, Hwang Hyunjin sonraa Hwang Yeji çok başarılı estetik cerrahımız kendisi, Shin Ryujin bayan Yeji'nin sevgilisi kendisi diyetisyen şey bide ımm"
"Devam et"
"Şey Choi Yeonjun bey var"
Kafama taş atmışlar ve kanaması durmuyormuş gibi kaldım ne yani geride bıraktığım herkesle birazdan yüzleşecek miydim? Saçmalık.
"Yeni gelecek bir kalp cerrahı da var adı sanırım Han Jisung?"
Kafamı yere eğip ensemi karıştırdım kısık sesle "hay sikeyim"
"5 dakika sonra toplantı odasında bekliyorum hepsini ilet " dedikten sonra
asansörden çıktım, toplantı odasına girip baş köşeye oturdum kafamı masaya koyup gözlerimi kapattım.Birkaç dakika sonra ayak sesleri duymamla kafamı kaldırdım ve ellerimle gözlerimi kapatıp birkaç saniye bekledim
Gözümü açtığımda herkes karşımda oturuyordu ve tek ortak yönleri bana anlamlandıramadığım bir nefret? İle bakıyorlardı.
"Ne konuşacaktınız"
"Sadece yeni geldiğim için küçük bir sohbet başlatmak istemiştim. Hastanenin ortağı olduğum için de görev ve de dağılımlarınıza bakıp değerlendirmek istedim. Ama görüyorum ki siz istemiyor gibisiniz, bitirelim gitsin."
Tam ayağa kalkıp gidecekken "yüzleştin sanırım" dedi Lee Felix.
"Efendim?" dedim ona dönerek.
"Diyorum ki gitmeden yüzleşmeye cesaret bile edemediğin için şuan yüzleştin sanırım sana ders olmuş olmalı"
Histerik bir gülüş attım "eğer gitmeseydim asık yüzümü görmek ve günden güne eridiğimi görmek seni tatmin edecek miydi Felix."
Felix susmuştu. Tabii susacaktı ne diyebilirdi.
"O raddeye gelecek bişey yaşamadın " dedi Hyunjin.
"çok pardon da sen ne sikim biliyorsun aile içinde ne yaşadığımdan haberin var mı ya da okulda nasıl çöp gibi hissettiğimden. YA DA SENDEN HOŞLANIRKEN SENİN BENİ KULLANMIŞ OLMANDAN, BİR SİK BİLMEDEN YORUM YAPMA." dedim dolmaya başlayan gözlerimle.
Daha fazla muhattap olmayarak odadan çıktım.
Sikik herif ne biliyordu ki benim hakkımda 4 yıl boyunca bi sikinde olmadım. Kullandı amına koyayım beni.
Bok gibi hissediyorum kendimi, konuşacak kimsem yok Jisung gelirse ne sikim olur bilmiyorum herşey yetmezmiş gibi odam hyunjinle karşılıklıymış nasılım?
(yn: süper askım)Herşey sarpa sardı 3 saat sonra aile yemeği yemem gerekiyor. -istemiyorum bunu-
Kaç yıl köpeği gibi davrandı herkes, Tanrı aşkına bi gittim geldim hala köpek gibi davranıyorlar ne zaman yüzüm gülerse zaten.
(yn: ben ne zaman güldürürsem askim)Odama geçtim ilk olarak ceketimi çıkartıp astım daha sonrasında beyaz önlüğümü giyip yaka kartımı taktım.
Masama iyice kuruldum bilgisayarımı açıp muayene için gelebilecek hastalara göz gezdirdim.
Henüz önemli bir hastam yoktu hepsi günlük tetkikler için gelip kontrol ettiriyor ve iyi olduklarına emin oluyorlardı hem bu hastane yönetimi hem de kendi şirketimizin yönetiminde görev almak beni zorluyordu.
Hiç olmazsa burada Hyunjin var ve daha aza iniyor işim dedim kendi kendime tabii olmasa daha iyi olurdu. Orası ayrı.
Kapım iki kez tıklatıldı ve içeri Hyunjin girdi iti an çomağı hazırla, o çomağı başka yerlerine monte edeceğim Hyunjin az kaldı amk.
"Birkaç saat işim var çıkmam gerek sen benim yerime de bakar mısın"
"İlk tanışsaydık" dedim alayla.
"Salak salak konuşup canımı sıkma jeongin zaten tanıyorsun beni"
"Emin değilim, içeride sikim sikim konuştun şimdi gelip rica ediyorsun burda" dedim ağzımın içinden.
"Ne"
Bilgisayarıma kalan raporları girmeye başladım ona bakmadan konuşuyordum. Umursamıyordum.
"Kaç saat sürer"
"Ne "
"İşin kaç saat sürer "
"3 saat falan "
"Aile yemeğine gitmem gerek olmaz "
"O yemeğe bizde davetliyiz salak herif "
"Olur öyle şeyler "
En son dediğimden sonra ellerim yazmayı bıraktı ve dona kaldı. Hyunjin ise kıkırdadı.
"Her neyse siz geliyorsanız ben gelmeyeceğim merak etme "
"Ne alaka pardon senin gelip ya da gelmemenle "
"Çok alakası var "
"Of jeongin of aynı inatlık hala devam ediyor demek ki "
"Hmhm aynen öyle kesinlikle"
Hyunjin;
Gelsen ölürsün demi yemeğe yeni geldin zaten açsındır salak çocuk ya.
Of ağır şeyler de söyledim salak ağlayacak gibi de oldu.
Hala seni sevdiğime inanamıyorum jeongin..
Sessiz adımlarla odasından çıkıp asansöre ilerledim..
.
.
.
.
.
.
.
.
.Nasıl bölüm beğendiniz mi
Ben beğenmedim
Neyse sağlıcakla kalın..
Oy ve yorumu unutmayalım!!
Yazım hatalarım varsa özür dilerim..