Badem - Sen Ağlama
Ufuk Beydemir-Aklımda Bir Dünya"BENİ, O GECE SADECE SEN GÜLÜMSETEBİLİRDİN"
Sana söyleyemediklerimden satırlar, sana gülümseyemediklerimden kalanlardı.
Yaşamak ; kelimesinin anlamına baktığımızda hayattaki varlığını, canlılığını sürdürmek olduğunu görüyorduk lakin nasıl yaşamak gerektiğini aslında yaşamanın sadece bedenen var olmak, yemek içmek nefes almak olmadığını anlayamıyordu çoğu insan.
Bir işin olurdu ve her gün sabahım erken saatlerinde kalkardın o işe gitmek için fakat sadece yaşamını sürdürmen gerektiği için giderdin. İçinde o işi sevdiğine dair herhangi bir his belirmezken bile. Evet bu çoğu insanın zorunluluğu lakin neden zorunda bırakılıyorduk bazı şeyler için ya da neden başkaları tarafından zorunda bırakılmamak için çoğu şeye geç kalıyorduk. Bir sürü sebep sayabilirdim fakat bunların en başında gelen sanırım "Bunu gerçekten yapacağına inanıyor musun? Güldürme beni. Asla başaramayacaksın. Sen hayal aleminde yaşıyorsun." gibi kendimize olan inancımızı kıran cümlelerdi. Bunlar en hafif olanlarıydı.
Evet bunu yapacağıma inanıyorum, asla başaramayacağım ama denemiş olacağım, ama nasıl güzel hayaller diyemeyecek kadar korkak oluyorduk.
Ben korkak olmaktan son anda vazgeçmiştim sanırım. Şu an olduğum yer ile zorunda kaldıklarım arasında aşamayacağım kadar zaman girmişti. Arkama dönüp baktığımda, bunu başardım ama hala hayallerime yaklaşmadım diyordum. Hayallerine yaklaşmanın verdiği o hazzı , mutluluğu başkası da yaşasın istiyordum ve bence
başarısız insan yoktu, denemekten bile korkan insan vardı.Yaşadığım sıkıntılı saatlerin ardından Sevda hocanın bize çok önceden bahsettiği dönem sonu yapılacak dans gösterisinden sonra bir kaç dakikalık bir konuşma hazırlamamızı söylemişti ve ben de onu hazırlamak için yarım saatimi ayırmıştım ve şu an yazdığım konuşma gayet iyiydi gözüküyordu.
Ayağımdaki terlikleri ayağımdan çıkarıp bir köşeye fırlatığımda banyoya girmeden önce Ezgi'yi uyanması için çağırmıştım. Kalkmamak için direndiğinde ise yorganı üstünden çekip almıştım. Hala direnmek istediğine ise iyice hırpalamıştım. Küfürler eşliğinde kalktığında bunun intikamını alacağını söylemekten başka bir şey yapmamıştı.
Normalde erken kalkardı fakat ben gece uyumadığım için böyle bir zevki tadabilmiştim.
Ezgi, iki yıldan fazla bir süredir yanlız yaşadığım evime taşındığında en başta çok fazla garipsemiştim ama sonra her şey gibi korkarak buna da alışmıştım. Sabah kahvaltılarına, akşam yemeklerine ve en çokta yanımda oluşana fazla alışmıştım.
Ben hızlı bir şekilde duş aldıktan sonra Ezgi banyoya girmişti. Kahvaltı yapmaya zamanımız olmazken kendimizi Ankara'nın sert soğuna atmıştık.
Fakülteye yaklaştığımızda Ezgi yüzünün yarısını kapatan atkının altından "Vira sana bir şey soracağım?" demişti
Kaşım çatıldığında kafamı ona çevirdimdiğimde "Kaşını falan hemen çatma öyle kötü bir şey söylemeyeceğim sadece bir şey merak ediyorum."
Koluna girip kendime yaklaştırdığımda "Çatmadım kaşımı."
"Kör değilim ben kör değilim. Tek değil çift görüyorum hem de. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP RİTİMLER
Teen FictionBir hayal. Bir an. Bin dokunuş. Bir ölüm. Bir kaçış. Parmak uçlarındaki ritim ona aşacağı okyanusları vadediyordu. Tek bir an kalbinin yerini bulmasını sağlamıştı. Bir dokunuş ona binlerce kirliliği hatırlatıyordu. Parmak uçlarındaki ritim...