Berk Baysal - Yeniden Beni Sev
Ferman Akgül - İstemem Söz Sevmeni"O Hep Dizlerimden Öperdi Zaten"
🦋🦋
"Mezar taşları yanlız ölüler için değilmiş"
Hiç beklemediğiniz, ummadığınız bir anda gerçekleşen olaylar hayatımızı şekilendirirdi. Önceden bir ses vermeden yapardı bunu. Haddini bilmeden. Zorunda bırakılırdın.
Babam, annem ölmüştü. Ummadığım bir an da olmuştu. Onların gidişi ile gecelerim ninnisiz kaldı diye çocukluğum da ölmüştü. Onlar yokken geceler daha uzun ve korkutucu olmuştu ama yatağımın altındaki canavarlar hiç korkutucu gelmemişti.
Çünkü karanlık çökünce canavarlaşan insanlar ona daha korkutucu gelirdi. Canavlar hep canavarlardı ama insanların da canavarlaştığını çoğu çocuk bilmezdi.Pencereye çarpan rüzgarın hışırtısı rahatsız edici gelirken, buz soğukluğunu evin içinden hissedebiliyordum. Buz soğuğu dışarıyı sarmıştı lakin hislerimi yeniden ele geçirmişti.
Zamanın da çok fazla iyi beslenmediğimden vücudum gelişme göstermemişti. Küçük bir bedenim vardı. Ufak tefektim lakin küçük bir kutuya bile sığabilecek bir bedenim varken, bir koca dünyaya sığamamıştım fazla gelmiştim. Kendime bir yer bir yurt edinemiştim. Hep fazla gelmiştim o yere ve insanlarına. Oysaki varlığım ile yokluğum birdi. Susardım, konuşmazdım. Gülmek bile bana zor gelirdi gülüşlerimi bir yere sığdaramam, boğazıma dizilirler diye. Dans ederdim sadece. Ben dans ederdim. Gülüşlerim de acılarım gibi dansımda saklıydı. bir dansımı sığdırmıştım bu koca dünyaya lakin şimdi bunu da yapamayacağım endişesi taşıyordum.
Koltuğun kenarına bıraktığım kitabıma uzanmak istedim. Her şey bu kadar kötüye giderken yapamadım bunu. Uzattığım eli kucağıma bıraktım sakince. Yorgun bir gülümseme belirdi dudaklarımda, uzaklardaki ses beni düşündüğünü belli etmek ister gibi "Sen daha kötülerini yaşadın. Sen daha kötülerini yaşayıp ayakta kaldın. Bu senin için hiçbir şey." diye fısıldamıştı.Daha kötülerini yaşarken aynı kalamıyordu ki insan. Yoruluyordun bir kere. Her yıl bir yaş alman gerekirken, birden bire omuzlarına yaşadıklarının ağırlığı çöküyordu. On yıl yaş alıveriyordun. Bu yüzden gülerek "Sen bir de içimi gör" demezler miydi? Her şey o gülüşte saklı olurdu ama kimse gülüşün asıl manasını bilmezdi. Sadece gereksiz bir kahkaha duyulurdu söylenilen cümlenin ardından.
Beklenmedik bir olay daha çat kapı beni bulduğu günün ardından neredeyse iki hafta geçmişti. Şans eseri beni görüp, kurtardığı gün. Beni dinlemeyip hastane de yanımda kalmış, beni kucağında eve taşımıştı. Öyle berbat bir haldeydim ki sonrasında tek kelime edemiştim. Evime girip beni koltuğa bıraktıktan sonra arkasını dönüp gitmişti.
Okula gitmediğim için onu bir daha görmemiştim. O da beni görmek için bir şey yapmamıştı Elbetteki bu iyi bir şeydi. Yanıma gelmek istediğini fakat gelemediğini de biliyordum. Yüzü yoktu belki de, belki de beni rahatsız etmekten korktuğu içindi.
Hala bile büyük bir ışığı gizlediğin gözlerini görmek elbetteki rahatsız ediyordu. O ışığa kanmamak her zaman zor olmuştu çünkü.
O gün kitapçıya uğrayan adam, ben düştüğüm de kolumu sıkmaya çalışan ve o gün beni takip eden adam içimde bir korku olarak yer edenmişti. Tek tesellim ise ben iyileşene kadar ortalıktsn kaybolmasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP RİTİMLER
Teen FictionBir hayal. Bir an. Bin dokunuş. Bir ölüm. Bir kaçış. Parmak uçlarındaki ritim ona aşacağı okyanusları vadediyordu. Tek bir an kalbinin yerini bulmasını sağlamıştı. Bir dokunuş ona binlerce kirliliği hatırlatıyordu. Parmak uçlarındaki ritim...