7. gün 🏌️♀️
✔️changbin'in evi, sabah 06:10
Havanın daha yeni aydınlanması eşliğinde güneşin ilk ışıkları odanın açık penceresinden içeri girerken Changbin, uykusuzluğun verdiği hissiyatla kızarmış gözlerini kırpıştırdı.
Kucağındaki bilgisayarını yatağın üstüne ittirdi ve bağdaş yaptığı bacaklarını serbest bırakarak yatağın kenarından aşağı sallandırdı. Aklı öyle karışıktı ki bütün gece gözüne uyku girmemişti.
Normalde asla umrunda olmaması gerektiğini düşündüğü Seungmin faktörü vardı hayatında. Dün aralarında olan çekimi fark etmemek için aptal olmak gerekirdi. Kendisinin iddia dışı hareket ettiğini kabul etmese de farkında olacak bilinçteydi.
Gözleri bilgisayarda hâlâ devam eden videoya kaydı tekrar. Telefonundan arkadaşlarına göstermek için çektiği videoydu bu. Sadece ufak bir kanıt istemişti içten içe ama bütün gece düşünerek vardığı yolun sonunda kimseye göstermemekte karar kılmıştı. Kendisine saklayacaktı.
Hâlâ daha sıcak dudakların temasını bir saniye önce tatmış gibi hissederken izlemek tüy dikiyordu hâlinin üstüne. Kalbinin hızlandığını fark ettiğinde bilgisayarın kapağını sertçe kapatıp ayaklandı ve açık penceresine yöneldi. Biraz hava alsa iyi olabilirdi belki.
Seungmin ile aralarında geçen bu özel andan sonra sanki hiçbir şey olmamış gibi oyun oynamaya devam etmişlerdi. Arada birbirlerine sataşmalarını da göz önüne alırsak gerçeği bilmeyen biri için güzel bir tabloydu. Daha sonra geç olduğunu söyleyerek kalkmak isteyen Seungmin ne kadar ısrar etse de Changbin kabul etmemiş ve evine kadar bırakmıştı onu. Evin önünde aldığı öpücük ise ayrı bir konuydu. Beklenmedikti.
Derin bir nefes alarak ciğerlerini sabahın soğuk havasıyla doldurdu. Kendini dipsiz bir kuyuya atlamış ve elinden tutup onunla beraber atlayan sadece Seungmin varmış gibi hissediyordu. Ya da elinden zorla tuttu desek daha doğru olurdu. Arkadaşlarının dalga geçtiği olayın gerçek olması komik olurdu.
Sanırım olacaktı da.
Telefonunun bildirim sesi odasını doldurduğunda bakışlarını içeri çevirdi. Masasının üstündeki sigara pakedinden bir dal çıkarıp hemen yanında duran siyah çakmak ucunu tutuşturdu ve derin bir nefes çekti içine. Adımları içeri bulduğunda yatağın üstündeki telefonunu eline alarak ekranını aydınlattı.
jisu:
neden gelmedin dün gece ?
uyku girmedi gözüme
kahvaltı yapalım mı beraber ?
changbin
beni görmezden gelmeGözlerini devirip göz ucuyla baktığı telefonu itikledi ve yatağına oturdu. Jisu hakkında oturup düşünmemişti hiçbir zaman. Sadece arada takıldığı biriydi onun için ama Jisu'nun kendisine takıntılı olduğunu bilmesine rağmen bu şekilde davranması ne kadar doğru oluyor tartışılırdı.
Şifonyerin üstündeki küllüğü yanına çektiği sıra telefonunun bildirim sesi tekrar odayı doldurmuştu.
"Sana gelen kafamı sikeyim," söylenerek sigarasını küllüğü bıraktı ve telefonunu eline aldı. Ama tahmin ettiği kişiden değildi mesaj. Seungmin'in adını görmesi dikleşmesini sağlarken mesaja daha bakamadan aranması hızlı gerçekleşmişti.
"Seungmin?" dedi Changbin merakla. Sabahın 6'sında elbette kendisini aramasını beklemiyordu.
"Günaydın." diye mırıldanan Seungmin'in sesi tamamen ayık ama çekingen geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fuck it i love u
Fanfiction{seungbin} changbin arkadaşları ile bir iddiaya girer. ;; tamamlandı.