Changbin kolundaki saate bakarken bir yandan da sabırsızca bacağını sallıyordu. Kalçasını dayadığı motorun oturma yerine bir elini de koymuş rahat bir pozisyon almıştı.
Karşısında beklediği fakültenin kapısında oluşan yoğunluk merakla oraya bakmasını sağladı. Tahmin edileceği üzere Seungmin'i bekliyordu. Sabırsız oluşunun sebebi ise arkadaşlarıyla toplanıp Chan'ın sahil kenarındaki evine gidecek olmalarıydı.
Birkaç bağırış kulaklarını doldurduğunda yaslandığı yerden bedenini çekerek fakültenin girişine doğru yöneldi. Oluşan kalabalığın içinden süzülerek içeri girebildi.
Gözleri diğer herkes gibi ortada tartışan iki kişiye gittiğinde birini çok yakından tanıyor oluşu aceleyle yanlarına gitmesine sebep oldu.
"N'oluyor?" diye sordu Seungmin'in yanına vardığında. Seungmin, Changbin'in geldiğini zaten görmüştü ama daha bir şey diyemeden karşısındaki sözde arkadaşlarından biri atıldı.
"Kopya çekti ne olacak?!" dedi öfkeyle.
Seungmin sabrının sınandığını hissediyordu artık. Bir adım daha atarak çocuğun üstüne yürüdüğünde Changbin aralarına kolunu koyarak engellemeye çalıştı.
"Çekmedim diyorum anlamamakta bu kadar ısrarcı mısın Jay?" dedi dişleri arasından.
Adının Jay olduğunu öğrendiği çocuğa kaşlarını çatarak baktı Changbin.
"Sürekli en yüksek notu sen alıyorsun. Kimsenin geçemediği dersten sadece sen geçiyorsun. İtiraf et kopya çekiyorsun! Hatta profesöre el işi bile yapıyorsundur!"
Etraftaki herkesten uğultulu bir ses geldiğinde Changbin "Ağzını topla." diyerek uyardı çocuğu.
"Kusura bakma hepinizden daha çalışkan ve zeki olduğum için o zaman!" diye bağırdı Seungmin. "Siktir git ne düşünürsen düşün, umrumda değil." diye ekledi ardından.
Changbin'in engellemek için araya koyduğu elini tuttu ve "Yürü sen de." diyerek çekiştirmeye başlamıştı sonra.
Changbin sonradan bunun hesabını kesmek adına Jay denen çocuğun yüzüne iyice baktı. Burada kapanacağını sanıyorsa elbette yanılıyordu. Kalabalığın arasından çıkarak Changbin'in motorunun yanına kadar hızlıca yürüdüler.
Sonra Seungmin çantasını motorun üstüne bırakarak "Çıldıracağım gerçekten." dedi saçlarını dağıtarak.
"Biri bitiyor biri başlıyor. Bıktım ya!" diyerek motorun tekerine hafif bir tekme attı. Changbin, sevgilisinin bu sinirli hâline ne kadar alttan gülse de "Motora vurmazsan yalnız." diyerek küçük bir uyarıda bulunmuştu.
Seungmin şaşkınlıkla Changbin'e çevirdi bakışlarını. "Ha motorunu bana tercih mi ediyorsun?" dedi üstüne doğru yürürken.
Changbin alt dudağını büzerek kafasını yana eğdi. "Yani baya para baydığımı düşünürsek, istediğim yere de kolayca götürüyor falan.."
Seungmin göğsünden iterek uzaklaştırdı onu kendisinden. "İyi gece yatakta da motorunla yatarsın o zaman." deyip çantasını aldı üstünden.
Gitmek için birkaç adım attığında Changbin gülerek kolundan tutmuş ve önünde çekmişti.
"Nereye gidiyorsun acaba?" diye sordu merakla. Seungmin bu sorunun cevabını kendi de bilmediği için ofladı. "Çok sinirlendim," dedi gözlerini kaçırıp. "Saçma sapan davranıyorum sinirlenince n'apayim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fuck it i love u
Fanfiction{seungbin} changbin arkadaşları ile bir iddiaya girer. ;; tamamlandı.