"Nane"

775 55 256
                                    

Y/N düşünmeye gerek bile görmedi. Doğru, Armin ile arkadaştı ama Annie onun kız kardeşi gibiydi. Genç kızın en iyi bildiği şey ise Annie'nin şu an kendini çok yalnız hissettiğiydi.

Y/N, sorunlarından kaçarken veya sorunlarına koşarken yaptığı gibi telefonunu arka cebine koydu, etraftaki hiçbir canlıya açıklama yapma dürtüsü hissetmeden hızlı adımlarla Annie'nin evinin yolunu tuttu.

.

.

.

Yolda yürürken düşündü. Sahi, ailesi neredeydi?

Gerçi, Y/N'in anıları sekiz yaşından başlıyordu. Bir hastane odasında, başında gözleri şişmiş bir Annie ile Annie'ye sahip çıkan adamın yanında. Genç kız, arkadaşıyla pek fazla onun ailesi hakkında konuşmamıştı.

Annie'nin dediğine göre ailesi onu daha yeni doğmuşken bir yetimhaneye bırakıp gitmişti, kimlerdi ve adları neydi bilmiyordu. Sonra, Bay Leonhart onu evlat edinmişti.

Bay Leonhart, hem evlat edindiği kıza hem de Y/N'e babalık yapmıştı aslında. İki kız babası denebilirdi belki de. Y/N'e güzel giysiler almış, evini açmış, onu okutmuştu ve okutmaya devam ediyordu da.

Kızlar liseye geçince daha rahat olsunlar diye onlara bir ev kiralamıştı, mantıken Annie'nin evi sayılırdı ama bu ev bile her zaman Y/N'e açıktı.

Y/N'in ailesine hiçbir zaman neden ona baktıklarını sorma fırsatı olmamıştı. Hem nasıl bakıyorlardı ona, soyadı değişmemişti. Anıları yoktu, Y/N gözlerini hastanede açtığında Annie'yi tanımıyordu bile.

Evet, bunun sebebini sormuştu. Annie ise onun bir trafik kazası geçirdiğini, bundan dolayı ise hafıza kaybının gerçekleştiğini söyledi.

Ve işin garibi, Y/N'in gördüğünde tanıyormuş gibi hissettiği kişiler vardı. Eren, Armin ve Levi.

Açıklayamıyordu, açıklamasına imkan yoktu. Onlarla konuşurken sanki anılarında bir canlanma oluyordu. Ama imkansızdı, onlarla tanıştığı zamanları biliyordu. İmkanı da yoktu, bu üç oğlanı önceden tanıyor olamazdı.

.

.

.

Düşünceler beynini doldururken tanıdığı kapının önüne gelmişti. Kapının ziline bastı. Şansına Annie hemencecik açmıştı.

"Annie.."

"Yine bir haltlar yemedin değil mi?"

"Yok yok, korkma. Hiçbir şey yapmadım."

"Aman aman, başımıza taş yağacak."

Y/N, arkadaşının tepkisine kıkırdayıp içeri geçti. Annie ise kapıyı kapatıp kızın arkasından ona salona kadar eşlik etti.

Genç kız, Annie ile koltuğa oturduğunda onu inceleme fırsatı bulmuştu. Annie, saçlarını örmüştü. Sarı ve orta uzunluktaki saçlarını oldukça şirin gösteriyordu. Üstüne siyah, ip askılı bir atlet, altına ise kısa bir şort giymişti. Gerçekten mükemmel görünüyordu.

Anlık gelen isteğiyle Y/N Annie'ye sarıldı. Annie de ona sarıldı. Etraf sessizleşti, sinek uçsa duyulacak bir ortam vardı. Y/N dikkatini verince arkadaşının kalp atışlarını hissedebiliyordu. İkisi için de rahatlatıcı bir andı.

Y/N düşündüğünde Annie ile birçok kez sarılmıştı ama hiçbiri bu kadar duygu patlamasıyla gerçekleşmemişti veya bu kadar yoğun olmamıştı.

Bu anı bozmak istememişti iki kız da. Onlara kalsa sonsuza kadar böylece sarılabilirlerdi. İkisi için de çok özeldi.

Y/N, Annie'nin kucağında erimeye başlamışken Aniden telefonuna gelen mesaj bildirimi ile irkildi. Annie'den uzaklaşıp telefonunu eline aldı.

𝑻𝒉𝒓𝒆𝒆𝒔𝒐𝒎𝒆 ¦ AOT x readerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin