Kadın, gelen çan sesini duyunca kafasını kaldırdı. Gelen kişi eşiydi, Levi'ydı.
Yanlarında yedi yaşına yeni basmış ikizleri Isabel ve Farlan vardı. Çocukları okuldan almış olmalıydı. Üçüne de gülümsedi.
On yıl geçmişti her şeyin üstünden. O gün, havalimanında Y/N, bu umutsuz adamı bırakmamamıştı. Cesurca beni de götür demişti ona. Adam şaşırmıştı ama hemen kabul etmişti. Yeni hayatı için kurduğu plana davetsiz ve tatlı bir misafir dahil olmuştu çünkü.
Ve şimdi Paris'te, ufak tatlı bir kafeleri vardı. Genellikle çaycı dükkanı olarak da tanınıyordu. Y/N, hayatının böylesine minimalist bir şekile girebileceğini hiç aklından bile geçirmemişti. Mutluydu, hem de çok fazla.
Paris'e ayak bastıkları andan itibaren Annie ondan haber alamamıştı. Y/N'in iç sesi her ne kadar arkadaşının kahrolduğunu söylese bile biliyordu Y/N, eğer o mutluysa arkadaşı da öyle olacaktı. Yanında Levi varken Annie'nin gözü arkada kalmazdı.
Kimseyle ilgili hiçbir fikri yoktu, öldüler mi yoksa hayattalar mı onu bile bilmiyordu. Yeni arkadaşlar edinmişti, kendi ailesini kendisi kurmuştu. Mükemmel bir eşe ve olabileceği en iyi çocuklara sahip olmuştu.
Bayan Ackerman'ın hayalleri de, hayatı da gerek Bay Ackerman'ın kalbine, gerek bu küçük kafeye sığabilmişti.
İkili birbirlerinin yaralarını iyileştirmişti. Merhemi bulunsa da, şifası yarayı açandadır. Onlar hem birbirlerde büyük yaralar açtılar, hem de birbirlerinin yaralarını iyileştirdiler.
Onların duyguları aşk gibi ufak bir kelimeye sığdırılamazdı belki de. Bundan çok daha fazlasıydı.
Kızı Isabel heyecanlı bir şekilde babasına okul gününü anlatırken, Farlan ise minicik vücuduyla etrafta dolaşıp siparişleri alıyordu.
Her şey tıkırındaydı.
Y/N Annie'yi özlemiyor değildi ama artık onu unutmaya başlamıştı. Sesini, yüzünü, anılarını..
Bir gün şans eseri ona denk gelmeyi çok isterdi. Olmayacağını bilse bile.
Levi, kucağındaki Isabel'i indirip eşinin yanına gitti.
"Y/N, tezgahı silmedin mi?"
"Sildim."
"Temiz gibi durmuyor."
"O zaman buyrun siz silin Bay Ackerman."
"İzninizle tezgah nasıl silinirmiş size öğreteyim Bayan Ackerman."
Eşi eline bezi alıp tezgahı iyice ovaladı. Gerçekten kat be kat daha temiz gözüküyordu. Levi gururla tezgaha bakarken Y/N gülümsemeden edemedi.
Levi da eşine baktı, o da gülümsedi.
Ackerman'lar mutluydu.
Diğerleri hiçbirinin umrunda değildi artık.
Annie, Eren, Armin..
Hiçbiri.
Artık bunları aşmışlardı.
Onların konusu hiç açılmamıştı.
Çünkü bu, Romeo ve Juliet'i küçükken beraber okuyup birbirine evlenme sözü vermiş ve o sözü tutmuş iki aşığın hayata açıkları yeni bir sayfaydı.
Kendilerine yeni bir sayfayı başarıyla açmışlardı ve eskiden kalma kimsenin adı bu sayfaya yazılmayacaktı..
⑉⑉⑉⑉⑉⑉⑉⑉⑉⑉⑉⑉⑉⑉⑉⑉⑉⑉⑉⑉⑉⑉⑉⑉⑉⑉⑉⑉⑉⑉⑉⑉
Selam gençlik! Açıkçası böyle bir kitapla yeterince boş yaptığımı düşünüyorum ve başka kitaplar yazmaya gidiyorum. Ve söylemesi, Anime Smut diye bir kitap çıkardım, isteyen gidip bakabilir.
Bu kitapla ilgili zaten düşüncelerim çok uzun değildi. Bir şeyler karalayıp bitiririm demiştim ve öyle de oldu. Yine de ortaya kötü bir şey çıkmadığını düşünüyorum. Yeni kitaplar için beklemede kalın, iyi günler dilerim! :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑻𝒉𝒓𝒆𝒆𝒔𝒐𝒎𝒆 ¦ AOT x reader
Fanfic•.¸♡𝑻𝒉𝒓𝒆𝒆𝒔𝒐𝒎𝒆 ¦ AOT x reader♡¸.• 𝑬𝒓𝒆𝒏: y/n. 𝑬𝒓𝒆𝒏: Endişeleniyorum, anlıyor musun? 𝑬𝒓𝒆𝒏: Cevap vermezsen bile seni seveceğim. 𝑬𝒓𝒆𝒏: Bağımlılık yapıyorsun. 𝑬𝒓𝒆𝒏: Yanındayken kafam çok iyi. 𝑬𝒓𝒆𝒏: Bunu sabahın bir körü y...