Bir Berkaan kitabıdır.
20 Temmuz 2020 yılında yazdığım
Bölüm 1
Kafasını bacaklarıma koymuş, güneşin tatlı turuncu rengi yüzüne vurduğu için gözlerini kapatmış ve sıcaklığında mayışmış bir halde elinde ay çiçeğini döndürüyordu küçük oğlan. Kahve uzun saçlarını okşadım. Saçlarının dağılması ile şampuan kokusu burnuma doldu.
Oğlan, salıncak koltuğun sallanmasından ne kadar rahatsız olsa da sesini çıkartmadı. Sadece, sevdiğim bir şarkıcının şarkısını mırıldanıyordu. Bu şarkıyı sevdiğimi biliyordu. Ve dinlemekten sıkılmayacağımıda.
Oğlan, kafasını biraz kaldırdı. Gözlerini açtı. Yeşil gözleri parladı, güneşin ışığı ile. Benim kahve gözlerim ile karşılaştığında yüzünde küçük memnuniyet ile ağzını araladı. "Berkay, bana ilk aşkını anlatır mısın?"
Ona bir gülümseme sundum. "Bir çok kere anlattım" dedim. Oğlan, pes etmeyecekmiş gibi yüzüme merakla baktı. Ona çok benziyordu. Aynı kemikli yüz, aynı sima, aynı bakış. Aynı yumuşaklıkta kalbimin çarpmasını sağlayan ela gözler. "Biliyorsun hikayeyi"
"Olsun," dedi. Kafasını geri eğdi, kıvırcık bukleleri gözlerinin üzerine düştü ve kahve saç tellerinin gıdıklamasından rahatsız olduğundan gözlerini kapadı. "Hadi dinliyorum" derin bir nefes verdim ve geri saçlarını okşadım, bukleleri gözlerinin üzerinden çektim. Pes ettiğimi anlamış olacak ki güldü. Elmacık kemikleri güneş sıcaklığı ile kızarmıştı. Ve tatlı kırmızı çilekler gibi bir hal almıştı.
"O soğuk gecede..." Gizem katmak için ses tonumu ayalradığımda kafasını kaldırdı ve eliyle diz kapaklarıma vurdu.
"Berkay hadi ama!" dedi kızarak. Yandan gülümsemeleri mi sundum. Oğlan, geri eski halini aldı. Meraklıymış gibi ellerini karnında birleştirdi ve parmaklarını eline vurdu.
"Hadi" dedi. "Bize Ay Çiçeğini anlat"
Bölüm 2
"Hey!" bağırma sesi duyunca titredi genç. "Buraya gel" yeni taşındığı bu mahallede nelerin dönüp bittiğini bilmiyordu, bu yüzden gelen bağırma yüzünden bedenini bir korku dalgası kapladı, ellerinden ayak parmaklarına kadar titremeye başladı. Fazla insanlara konuşmazdı, annesi de yabancılarla konuşmamasını özellikle söylemişti bugün. Bilirsiniz 'Yabancılarla konuşmak yasak. Onlara sakın güvenme." Gibi özlü sözlerin etkisiydi
Etrafına bakındı. Etrafı sadece arsalar ile kaplıydı, kaçsa bile bu karanlıkta kaybolurdu.
Niye buraya yürüdüm ki?
diye geçirdi içinden. "Ya gelsene buraya" diye bağırdı yine o ses. Genç çocuk, geriye bir adım attı. Bağıran çocuk sinirlenmiş olacak ki ona doğru koşmaya başlamıştı. Genç çocuk korkusu o kadar fazlaydı ki bir anda yabancının elinde bir şey olduğunu fark etti. Korkudan onun ne olduğunu bile düşünmeden geriye doğru koşmaya başladı.
Gözlerinde ki yaşlar, her bir adımında kırmızı yanaklarından sürünüp gidiyordu.
Sinirlenmiş olan yabancı ona doğru daha da hızlandı.
Genç çocuk yabancıya göre daha hızlı olunca, bir köşeye doğru savruldu ve duvarına arkasına geçip toprağın üzerine oturdu. Bacaklarını karnına doğru çekti, kollarını bacaklarını içine alarak kenetledi ve kafasını arasına sakladı. Ağlıyordu, burnunu tüm hafayı çekerek çekiyordu. İçinden ezberlediği tüm duaları söylemeye başlamıştı bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kitapsız Kalanların Listesi
Short StoryHer çok gereksiz olan bu kitap benim yayınlanmayan kitaplarımın bir kaç kısa bölümlerini içeriyor. Ya da alıntıların uyarlanması. Okumak ister misiniz bilmem ama Porgola, Saniyeflix, Marvel ve Efkar shipperların dikkatini çekebilir.