Yıllar Sonra - 1

78 6 10
                                    

Ben ve yıllar sonra tekrar buluşan aşıklar dlfşhjdfklşh


----------


"Bana ne zaman söylemeyi planlıyordun Hürkan?" diye sordu Ömer, gözyaşlarına hakim olmaya çalışarak, ama az önce öğrendiklerinden sonra onları tutmak zordu ama yapabildi. Ömer dudaklarını birbirine bastırdı. "Bir planımız olduğunu sanıyordum. Liseyi bitirdikten sonra ikimiz de burada eğitimimize devam ederdik. Ama sen sadece bana vermemişsin bu sözleri," diye tısladı Ömer, sakinleşmek için elinden geleni yaparken, ama ne yapması gerekiyordu? Sakin olmak?! Tüm planlamalardan sonra ve...

"Ben sana söylemek istiyordum, lütfen sakin ol," dedi Hürkan, ama Ömer bunu istemedi. Erkek arkadaşından bazı zavallı bahaneler dinlemek istemiyordu. Hatta ona hala böyle hitap edebilseydi. Erkek arkadaşı onu aldatmıştı, hatta aldatıyordu ama ona söyleme çabasına bile girmemişti! Ve onunla iyi olması mı gerekiyordu? Adil değildi!

"Neyi açıkla? Beni nasıl aldattığını mı?" diye tısladı Ömer ve sonra başını salladı. Hürkan'ın kalbi kırık gözükmüyordu. Böyle ortaya çıkmasını istememişti belki. "Ve senin için yaptığım onca şeyden sonra!" diye bağırdı Ömer ve dudaklarını birbirine bastırarak başını salladı.

"Benim için yaptığın şeyler mi?" diye sordu Hürkan şaşkınlıkla. Ailesine açılmayı mı kastediyordu? Bu zordu, evet, Ömer'in ebeveynleri bunu gerçekten bu kadar zarif bir şekilde kabul etmediler, ama aynı zamanda kendisi için yaptığı bir şeydi. Ve Hürkan'ın iyiliği için değildi! Hürkan dudaklarını birbirine bastırdı - ayrılmış olabilirlerdi ama Ömer'e öyle demek istemedi. Ağzından çıkan saçmalıkları kastetmedi.

Ömer'in gözleri ileriyle kitlendi. Tüm yaşam faaliyetleri birer birer sona eriyordu. "Yüzüme gülüp arkamdan kazdın. Sana sahip olduğum her şeyi verdim. Sense hepsini çöpe attın!"

Hürkan gözlerini kaçırmadı. Ömer'in gözlerine de bakmadı. Bir şey söylemedi. Orada öylesine durdu.

"Ama bana bakma öyle. Sakin olma bir şey söyle öyle! Beni hiç mi sevmedin!" Ömer artık sinirlenmişti. Karşısındaki adamın arkalarındaki aşkı bir hiçmiş gibi umursamıyor olması kalbini parçalayıp, Ömer'in ise sevgiyi bu kadar benimsemesi kafayı yedirtiyordu.

Karşısındaki adamın ceketinden tuttu ve onu ince bilekleriyle salladı. "Bir şey söyle."

Hürkan, ağzını açtı keskin çenesini kaldırdı. "Bence kendi durumunu da düşünmelisin."

Ömer'in elleri ceketin uçlarından düştü, kafası yere eğildi. Yumruğunu sıktı, kaldırdı ve Hürkan'ın elmacık kemiğine morluk bırakacak kadar sert bir yumruk attı. Hürkan'ın kafası yana doğru yattı ve öyle kaldı. Sevdiği adamın, öpücükler bıraktığı yere şimdi yumruk atmıştı.

Bitmişti.

Şimdi Ömer bitmişti.

Ömer geriye doğru adımlar attı, arkasına dahi bakmadan oradan ayrıldı. Hürkan ve kendisinin yaşadığı eve gitti.

Orada Hürkan'ı bekledi.

Ama Hürkan bir daha gelmedi.

Ömer'de yıllar sonra o evi sattı.

"

"Ömer," Ömer isminin duyduğunda gözlerinin açtı, yukarı baktığında gözleri fal taşı gibi açıldı ve çok sinirli bir Mert'in ona dik dik baktığını gördü ve inledi, başını salladı. Ömer gözlerini kıstı ve sonra etrafına baktı. Ah, hâlâ dairesindeydi. Mert oradaydı çünkü ikisinin bir basketbol buluşmaları vardı. Yedi yıllık birleşme. Ömer, liseyi bitireli yedi yıl olduğuna neredeyse inanamadı. Sanki geçen gün lisedeymiş gibi ama aynı zamanda bir ömür uzaktaymış gibi hissettiriyordu. Garip bir duyguydu ve nefesinin altından soludu.

Kitapsız Kalanların ListesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin