Bölüm 5:GEÇMİŞE DÖNÜŞ

21 7 0
                                    

Yıl 1996 (Selin ve Derin 4 yaşında)

Selin'den

"Selin hadi kızım acele et geç kalıyoruz!" diye seslendi annem odasında hazırlanırken
"Geliyorum anne!" diyerek bıkkınlıkla karşılık verdim ona. Aslında hiç istemiyorum o okula gitmeyi, ama sırf annem mutlu olsun diye gidecektim. Neden bana karşı bu kadar soğuk olduğunu hiç bir zaman anlamadım,ya da bana kendi kültürünü aşılamakta neden bu kadar ısrarcı olduğunu. Zaten artık anlamak istemiyorum Daha ben iki yaşındayken bana beni Nötre dame du Rosaire yatılı Fransız koleji'ne yazdıracağını söylediğinde babamla kavga ettiler.Babam anneme en son söylediği şey

"Selin'e o kadar çok baskı yapıyorsun ki,onu o kadar sevgisiz büyütüyorsun ki bir gün sana karşı olan koşulsuz sevgisine rağmen dayamayıp seni terk edecek." oldu, sonra bana döndü, yüzümü avuçlarının arasına alıp "seni bu dünyada her şeyden ve herkesten çok seviyorum miniğim." dedi,alnıma derin bir öpücük kondurdu ve kapıyı çarpıp gitti; o günden sonra onu bir daha hiç görmedim.

Annem okulun tam karşısında durdu ve "Okulunu çok seveceksin!" dedi heyecan ve mutlulukla BEN HİÇ BİR ŞEYİ SENİN KADAR ÇOK SEVMEYECEĞİM ANNE, ama sen bana sevgini hiç göstermeyeceksin.

Okul müdürümüz sevecen biri olmasına rağmen 4 yaşında olduğumdan yine de tedirgindim. Bu ailemden ilk uzak kalışım olacak, umarım iyi bir arkadaş edinirim.

Öğretmenlerimizden biriyle sınıfları dolaştık en son yatakhaneye geldiğimde sadece bir kız dışında kimse yoktu, o da müdürün saklanmak için kıyafetlerimizin konulduğu dolaba saklanmıştı. Annem ve babam her kavga ettiğinde ben de korkup dolabıma saklanırdım, bu yüzden onu hemen fark ettim.
"Evet mademoiselle,gezimiz burda bitiyor,(1) inquiéter pas mademoiselle (Ne vous inquiétez pas. Je suis sûre que vous vous ferez de très bons amis.(endişelenmeyin hanım efendi çok iyi arkadaşlar edineceğinize eminim .)
Demesi kolay tabi, burda sizden saklanan bir kız var ve bana endişelenme diyorsunuz. Odadan bahsetmişken okul eski kiliseleri andırıyordu, zemini koyu renk ahşaptan, duvarları kireç beyazıydı. Sıralarımıza baktığımda ise üst kısmının yukarı kaldırılıp içinin açılabildiğini gördüm. Okulun içine girdiğiniz anda diğer okullardan farklı olduğu okulun kokusundan bile anlaşılıyor. Farklı hissetirdi,sanki gerçekten yurt dışındaymışım gibi.

Ben bunları düşünürken dolapta saklanan kız olduğu yerden çıkmış, bana bir şey söylüyordu ama ben düşüncelerime o kadar dalmıştım ki onu duymuyorum.
"Bienvenue, Pouvez-vous m'entendre?
(Hoş geldiniz, Beni duyabiliyor musunuz?) Kıza ayıp oldu, beni safkan Fransız sanıyor galiba. Kendisinin Türk olduğu çok belli, gözleri çekik. Keşke dış görünüşüm anneme değil babama benzeseydi
"Désolé,Je ne pas entendu merci beaucoup."
(Özür dilerim, duymadım çok teşekkür ederim. )
Bana içten bir şekilde gülümseyerek karşılık verdi. Acaba ona neden dolaba saklandığını türkçe mi fransızca mı sorsam?
"Neden dolaptaydın? "
Şaşırınca yüzü o kadar komik bir hal aldı ki gülmemek için yanağımı ısıdım
"Türk müsün?! Hiç benzemiyorsun.
"Hem evet hem hayır. "
"Sen de mi Fransız Türk kırmalarındansın?
"Aynen öyle."
"Ecnebi olan annen mi baban mı?"
"Annem"
"Ay yazık! Türk yemeklerini de bilmiyordur o şimdi, çok şey kaçırdın." dedi yazık derken ı ları uzatarak

Daha önce hiç kimse buna böyle tepki vermemiştir. İyi anlaşacağız galiba,verdiği tepkiye gülümseyerek,
"Babam eskiden beni gizlice ev yemekleri yapan restoranlara götürürdü, annem de çok kızardı ben beceremiyor muyum diye. dedim
"Şimdi yapabiliyor mu peki?"
"Eh işte. Bu arada ben Selin."
"Aa doğru ya,biz tanışmadık. Ben de Derin, memnun oldum. Selin mi Celine mi?"
"İkisi de. Biliyorum yan yana yazıldıklarında komik duruyor."dedim gülerek. O da kıkırdadı. "Ya sen?" diye sordum ben de.
"Babam geleceğim için İngilizce dışında bir dil öğrenmemin önemli olduğunu söyledi." diye cevapladı beni. Aslında Derin baya tatlı bir kız, samimi ve biraz da dobra tavırları dikkat çekici. Ona hemen kanım ısındı doğrusu. Okka burnu, koyu kahve biçimli saçları kar beyazı teni ve dolgun dudaklarıyla şimdiden birçok kişinin okuldan birçok kişinin ilgisini çektiğine eminim. Tabi gavurlara yüz vermeyeceği kesin. Kesinlikle annemin soğuk nevale arkadaşlarının uyuz gavur tohumu çocuklarından iyidir?

*********

Dersler sıkıcıydı ,ya da ben artık annemin başkalarından dolayı fransızcadan soğumuştum bilmiyorum. Diğer çocuklarla da tanıştım. Özellikle de Azari çok içten ve sevecen bir çocuk. Ama tabi Türkler hep ne der "Türkün Türkten başka dostu yoktur" bu yüzden ne kadar iyi bir insan olursa olsun aramızda mutlaka normalde olması gerekenden daha fazla mesafe olacak. Ben galiba bir Fansızdan çok bir Türküm. Hiç bir zaman kendimi bir Fransız olarak görmedim ama tabi ki diğer yarımdan asla nefret etmedim. Her ne kadar anneannem ve büyük babam babamı sırf Türk olduğu için dışlasalarda ya da annem ile babamın farkları çoğu zman kavga etmelerine sebep olsa da ben ailemi, var olma sebebim olan, bazen kızdığım çoğu zaman sevdiğim, değer verdiğim gavur tohumlarını hep sevdim. Onlar benim diğer var olma sebebim olan babamı sevmese de. Sadece kendimi Türk olarak görüyorum. Karakterim bana göre Türk yapısına ve kültürüne daha uygun bence.

Derin'den

Ailemi şimdiden özledim. Ya hele o minik bücürümü çooook özledim. Ne gerek vardı fransızcaya yani, hadi tam fransızcaya da tamam. Yatılı okul ne alaka!!

Ya şu yeni gelen kız çok kibar. Fransız genleri ona resmen işlememiş.

"Naber Türk lokumu" geldi yine Azari şebeği

"İyidir senden naber Portekizlerin en şebeği" dedim gülümseyerek. Bu okulda bir tek onun yanında gerçekten içten bir şekilde gülüyorum

"İyiii, gel beraber şarkı dinleyelim de senin de moralin yerine gelsin. Bu aralar yüzün asık."

Ya ben bu çocuğun kafasını seviyorum. Allah'ın şebeği ya.

"Şebekciğim" dedim şakayla karışık

"Efendim Türk lokumum" dedi aynı şekilde karşılık vererek

"Sen gerçekten çok iyi bir arkadaşsın. Teşekkür ederim ama işe yaramıyor.

"Neden noldu?"

"Kardeşimi özledim."

"Özleyebileceğin bir kardeşin olduğu için şanslısın." dedi buruk bir şekilde gülümseyerek

keşke seni hak eden bir ailen olsaydı. Keşke seni hak eden bir annen olsaydı. Umarım bir gün mutlu olduğu görürüm Şebekciğim.

"Aslında keşke bir abim olsaydı, abisi olan kızlara hep özenmişimdir.

AİLE SIRRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin