Bölüm 12:Kamp Kabusu 2

11 6 0
                                    

Araz'la hiç konuşmadan arabasına binip okula gittik. Kararımdan pişman olmaktan korksam da geri dönmeyeceğim. Servislerde kiminle birlikte oturacağımıza öğretmenler karar verdiği ve çoğu öğretmenimiz bizim Araz ile anlaşamadığımızı bildikleri için belki bu gezi vasıtasıyla aramız düzelir diye bizi birlikte oturttular. Tabi bu servisteki herkesin bize bakıp fısıldaşmasına sebep oldu. Ben pek umursamamaya çalıştım ama maalesef Araz biraz öküz olduğu için onları tek bir bakışıyla susturdu. Daha fazla dikkat çekmemek için olsa gerek benimle yan yana oturuyorken mesaj atmaya başladı

Gönderen: Araz

Onları umursama .Okula geri dönene kadar umursayacak çok daha önemli sorunların olacak.

Gönderen: Şifa

Ne gibi sorunlar mesela? Ayrıca ben birkaç dedikodu meraklısı baba parasıyla beslenen züppeyi umursayacak kadar sığ bir kız değilim.

Gönderen : Araz

Bugünün sonunda olacaklarla ilgili ailene mantıklı bir açıklama borcun olabilir mesela. Ayrıca sen de baba parasıyla beslenen bir züppe olarak diğerleriyle ilgili konuşurken sözlerine dikkat etsen iyi edersin. Sözlerinin atında kalmak istemezsin.

Gönderen: Şifa

Çalıştığım kafeye beklerim.

Son mesajımdan sonra morarmış olacak ki cevap yazmadı ben de konuşmaya çalışmadım ve böylece kavga etmeden kamp alanına gelmeyi başardık.

Herkes çadır kurma derdine düşerken ben eş olma konusunda kimseyle konuşmadığımı fark ettim. Etrafa biraz göz gezdirdiğimde bizim sınıfın en çekingen kızı Gamze'yi fark ettim. Kız burslu olduğu için zenginlerle fazla muhattap olmaz, kavga etmekten kaçınır, bursunun yanmasından korkar.

"Naber Gamze nasılsın?" sorduğum sorunun nesi ona garip geldi bilmiyorum, kocaman mavi gözleri iyice büyüdü, galiba beni diğerleri gibi sanıyor.

"Siz zenginler ne zamandan beri burslularla muhatap oluyorsunuz veya onları umursuyorsunuz?"

"Daha önce tanışmadık sanırım, tanışmış olsaydık benim diğerleri gibi olmadığımı bilirdin. Ben Şifa senin adın da Gamze'ydi değil mi, yanlış söylemedim umarım."

"Evet adım Gamze, ne söyleyecektin bana ? Bir konuda yardımım mı lazım?"

"Eğer çadır arkadaşın yoksa beraber kalalım mı diyecektim, senin için sorun olmazsa tabi."

" tabi beraber kalabiliriz benim için sorun olmaz ama bence başka biriyle kalman senin için daha iyi olur."

"Neden? Sen vebalı mısın?" aslında diğerlerinin tepkisinden korktuğunu anlamıştım. Esprili bir karşılık vererek onu biraz da olsa rahatlatmak istedim. Parlar Koleji prensi Araz PARLAR kurallarına göre bir zengin bir bursluyla değil aynı çadırı paylaşmak, muhatap bile olamazdı.

Çünkü burslular onun ve onun serseri tayfasının kuklasıydı. Burslular onların okulda yaptığı her pisliği gizler, hatta bazen gizli işlerini onların yerine burslular yapar, hocalardan onlar için not dilenirler. Ne de olsa ellerinde her zaman "Bu okulun sahibi benim, söylediklerimi yapmazsan bursunu yakarım bu okulun yanından bile geçemezsin." kozu vardı

"Diğerlerini tepkisi beni ilgilendirmiyor. Ben hemen çadırı kurup eşyalarımızı yerleştiririm." dedim ve hemen işe koyuldum.

Araz'ın ağızından

Kamp alanına geldikten sonra herkes en iyi anlaştığı arkadaşıyla çadır kurup yerleşmeye başladı. Tam Şifa'nın yanına gidecekken Ozan bana çadırı nereye kuralım diye sorunca Şifa' yı gözden kaybettim. Bir süre etrafta kimseye çaktırmamaya çalışarak onu aradım ve sonra adını hatırlamadığım bir kızla konuştuğunu gördüm. Onun burslu olduğunu hatırlayınca şaşırdım doğrusu, Şifa' dan bunu beklemiyordum.

"Ozan, Şifa'nın konuştuğu kızın adını hatırlıyor musun?"

"Galiba Gamze'ydi abi, burslu. Şifa gibi varlıklı bir kızın bir bursluyla ne işi olur ki. Acaba ailesi iflas etti de bizim mi haberimiz yok." Ozan'ın Şifa'yla dalga geçmesi sinirime dokundu, tuhaf ama bir an onu yumruklamak istedim. son anda kendimi tutup ağzının payını verdim.

"Merak etme Ozan senin bile ailen iflas etmediyse ve ben seni başımıza açtığın onca belaya rağmen hala adam diye yanımda dolaştırıyorsam onun ailesine hiç bir şey olmamıştır."

Bozulup yüzünü assa da cevap vermedi. Ben de en güvendiğim arkadaşlarımdan biri olan Zübeyir'den Şifa ve konuştuğu kız hakkında bilgi toplamasını istedim. Özellikle çalıştığı kafenin adresini öğrenip oraya gidecek ve onu delirtip en azından elinden bir hamburger yemeden oradan gitmeyeceğim.

O kızda beni meraklandıran, heyecanlandıran bir şey var. Henüz tanımlayamadığım bir şey, diğerlerinden farklı bir kız. Kızlar genelde benim peşimde kuyruk gibi dolanır, beni tanımaya çalışır ve hatta bazıları hadlerin aşıp benim ve arkadaşlarımın hakkında dedikodu yapar farketmediğimi sanırlardı; ben de bir bahaneyle onların kavgaya karışmasını sağlar sonra okuldan ağlaya ağlaya gidişlerini zevkle seyrederdim. Ama bu kız ne onlar gibi hadsiz meraklı bir dedikoducu ne de bursluları ezen şımarık bir züppe

Biliyorum dışarıdan egoist, havalı, terbiyesiz, bencil biri gibi görünüyorum. Ama Şifa'nın beni öyle biri olarak görmesini istemiyorum. İlk başta bunu reddedip onu kendimden nefret ettirip kendimden soğutursam da ona karşı olan merakım ve zaafım biter sandım. Ona etmediğim eziyet kalmadı ama o diğerleri gibi ağlayıp kaçmayınca iyice dikkatimi çekmeye başladı ve onun beni diğerleri gibi egoist, şımarık bir pislik olarak görmesini istemediğimi, gerçek beni tanımasını istediğimi uzun zaman önce kabullendim ve hatamı telafi etmeye bugünden başladım. O bu kampın kendisi için bir kabus olacağını düşünürken ben ona hayatının en güzel gününü yaşatacak hatta bana karşı tavrı iyi yönde olursa ona, ona karşı olan duygularımdan bile bahsedeceğim. Bakalım gerçek beni sevecek misin Şifa DEMİR.    

AİLE SIRRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin