Bölüm 11:Kamp kabusu

14 6 0
                                    

Ablamdan bu iyiliğim karşılığında büyük bir şey istemeyi aklımın bir köşesine yazarak camı kapattım ve yatağıma geri döndüm. Umarım Araz çantasına çok fazla bir şey koymaz yoksa yarın pestilim çıkar benim. Tam uykuya dalacağım sırada gelen mesajla telefonuma yöneldim

Gönderen: Araz

Pes edersen söyle tamam mı civciv.

ona bu zevki kesinlikle yaşatmayacaktım. Ben hiç bir zaman çabalamadan pes eden biri olmadım. En azından sabrımın sonu gelene kadar katlanacaktım. Bunu ona mesajına cevap yazarak göstermeyi düşündüm

Gönderen: Şifa

Avucunu yalarsın Araz PARLAR.

*****

Nihayet kamp günü geldiğinde günün en azından olabildiği kadar iyi geçmesi için dua ettim ve yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkamaya gittim. Banyodayken babam kahvaltının hazır olduğunu söyleyip beni masaya çağırdı. Babamın yaptığı kahvaltıları çok severdim. Annem de kahvaltı hazırlamak konusunda hiç fena değildi ama babamın kahvaltıları bir başka olurdu, özellikle menemeni çok güzel yapardı anında bitirirdim; o da bunu çok iyi bildiği için ne zaman aramız bozulsa bana menemen yapar kendini affettirirdi.

"Hemen geliyorum baba, sakın ben gelmeden menemeni bitireyim demeyin." dedim gülerek babam da kahkaha atarak "Acele etsen iyi olur yoksa annen bütün menemeni tek başına bitirecek."

Aceleyle merdivenlerden inip anneme ve babama günaydın deyip yemeye başladım. Onları bana günaydın demediklerini fark ettiğimde yüzlerine baktım ve ablamı özlediklerini düşünerek akıllarını dağıtmak için konu açmaya çalıştım.

" Gençler malum bugün büyük gün, özleyin beni tamam mı ?" gülümsediğimi gördüklerinde onlar da zoraki de olsa gülümsedi

"Yağcı seni, sensin genç olan. Hem ne kampıymış bu?"

"Unuttun mu baba bugün tüm okul doğa kampına gidiyoruz, merak etme bir gün bile kalmayacağız, akşama dönerim."

"Kendine dikkat et kızım, yerdeki dallara falan takılıp düşme gruptan da uzaklaşıp, ayrı kalıp kaybolma sakın bak içim hiç rahat değil bilmiş ol."

"Anne çocuk muyum ben Allah aşkına, on sekiz yaşındayım, ne kaybolması ne düşmesi Allah'ını seversen!"

"Çocuksun tabi, anneler için çocukları hep çocuk kalır, belki çocuk değilsiniz Şifa hanım ama sakarsınız malesef. Çok ciddiyim Şifa sağına soluna dikkatlice bakarak yürü yara bere içinde gelme eve."

"Tamam güzle annem kızma hemen, bakarım ben sağıma soluma, hem belki akşama ablamla ilgili güzel bir haberle dönerim belli olmaz."

Annemin soru sormasına izin vermeden giyinmek için odama geri döndüm, annemin sesi yukarıya kadar geliyordu ama sorduğu hiç bir soruya cevap vermeden üzerime buz mavisi kot tulumumu giyip sade bir göz makyajı yaparak evden çıktım. Neyse ki çantama dün akşam gerekli bütün malzemeleri koymuştum, bu sayede geç kalmamıştım ve Araz'dan azar yemeyeceğimi umuyordum. Zaten çantasını sırf ben taşıyacağım için gereksiz bir sürü ıvır zıvırla doldurduğuna emindim, bir de azarlarıyla beni sinirlendirip migrenimin tutmasına sebep olursa benim için kap gerçek bir kabus olurdu

"Nihayet gelebildin civciv, tekrar ve son kez soruyorum hazır gün başlamamışken pes etmek senin gibi cılız ve güçsüz bir kız için akıllıca olur."

"Hayır yürüyen belediye çukuru, pes etmiyorum. Ayrıca benim cılız veya güçsüz olmam seni hiç ilgilendirmez. Düşüncelerini kendine sakla."

"Farkında mısın bilmiyorum ama ilk defa bana sana civciv dediğim için kızmadın, işe çantamı taşıyarak başla. Şimdiden söylüyorum çanta gerçekten ağır ve bu daha başlangıç." konuşurken halimle eğlendiğini belli eden o sırıtan suratını her ne kadar dağıtmak istesem de zar zor kendimi tutup çantayı sırtından aldım. Benimkini elimde tutacak onun kini sırtıma takacaktım ama çanta ağır olduğu için takarken sendeledim ve tam düşmek üzereyken Araz beni kollarımdan tutup düşmekten kurtardı. O sırada beni incelemesi ve uzun süre gözlerime bakması bana tuhaf hissettirse de umursamadım.

"İyi misin? Ayağın mı burkuldu?" benim için neden endişelendi ki şimdi bu çocuk, tuhaf olan benimle hem iletişim kuramaya çalışması hem de benim için endişelenmiş gibi bakması yetmiyormuş gibi benimle anlaşma yapıp ablam gibi zayıf bir noktamdan vurmasına karşın bir yandan da beni umursuyormuş gibi davranması beni ürkütüyor. Buna rağmen neden bilmiyorum ama bir şekilde yanında olmak, onunla vakit geçirip onu tanımak istiyorum. Bakışları bana sanki onun içinde benim tanıdığımdan daha, çok daha farklı bir Araz varmış gibi hissettiriyor.

AİLE SIRRIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin