kırılgan çocuklar

1.3K 204 163
                                    

Felaket.

Bir felaketin yaşanması, kelebeğin kanat çırpmasındaki hızı ile eş değer mi?

Düşünsenize, şuan yaşıyorsunuz ama belki de saniyeler sonra bedeniniz ile kutsanmış ruh terk edecek sizi. Sadece ölümden bahsetmeyelim; mesela Beomgyu.

Taehyun doktorun yanına gitmeden önce neşe ile şakıyordu. Peki ya şimdi?

Taehyun doktorun odasından ayrıldığında kendi odasına girmeden önce çökmüş omuzlarını dikleştirmiş, yüzündeki boşluğu düzeltmişti.

Beomgyu için.

Beomgyu onu bu halde görmesin diye.

İçeriye girdiğinde bunların bir önemi yoktu ama. Taehyun odadan içeriye girmiş ve gördüğü görüntü ile uzun bir aradan sonra çaresiz hissetmişti. Beomgyu kıpkırmızı olan yüzüyle yerde cenin pozisyonunu almış, parmaklarının arasındaki uzun saçlarını çekiştiriyor ve anlamsız şeyler fısıldıyordu.

Taehyun'un aklına bir doktor çağırmak gelmedi o an. Hemen Beomgyu'nun yanına koşturmuş ve dizlerinin üzerinde eğilerek Beomgyu'nun bileklerini tutmuştu saçlarını çekmesin diye. Yaklaşınca ağladığını da fark etmişti.

Beomgyu, Taehyun'un geldiğini görmedi. Bileklerini sıkan şeyin aslında kendisinin iyiliği için olduğunu anlamadı. Aksine bunun kötü olduğunu düşündü ve çığlık atmak istedi. Atmamasının sebebi duyduğu fısıldamalardı. Beyninin içinde dönüyor, asla uzun saçlıyı rahat bırakmıyorlardı.

'Yeonjun gitti.'

'Yeonjun verdikleri ilaç yüzünden artık gelmeyecek.'

'Yeonjun artık gelmeyecek!'

Bugün Beomgyu'ya tıbbi destek vermeye başlamışlardı. Bunu Taehyun'a da söylemişlerdi çünkü böyle tepkiler ilk müdahalede yaygındı.

Beomgyu en sonunda sesler susunca bileğini çekiştiren eller yüzünden bağırdı. Öyle bir bağırdı ki bahçede oturan hastaların bile bakışlarını hastaneye çevirmesine sebep olmuştu. Tiz bir çığlık değildi bu. Daha çok kendini belli etmek istercesine gür ve kalındı.

Boğazındaki acıyı hissedene kadar bağırdı Beomgyu. Bileğindeki eller gitmişti çünkü Taehyun ellerini kulağına koyup bastırmak ile meşguldü.

Taehyun koridorda ayak sesleri duyunca doktorların ve görevlilerin bu tarafa geldiğini anladı. Odanın kapısı açılırken hâlâ yerde yatan uzun saçlıyı izliyordu.

Aynı zamanda doktorkarın kendisine dokunmasına bile izin vermeyip,  doğrulmasını etrafta ne varsa doktorlara fırlatmasını da izlemişti Taehyun.

İlk defa onu böyle görüyordu. Aynı zamanda odada oluşan topluluktan dolayı fazlasıyla gergindi. Nefes alamıyor gibiydi. Sanki birisi boğazını sıkıyormuş gibiydi. "Yeonjun nerede?!" Diye bağırdı tekrar Beomgyu.

Doktorlardan birisi geriye doğru çekilip odadan koşarak çıktı. Taehyun, doktorun nereye gittiğini çok iyi biliyordu. Kendisi de bu aşamalardan geçmişti. Hemde bir çok kez. Sakinleştirici getirmeye gitmişti. Başka türlü başa çıkamıyorlardı çünkü. Taehyun duyduğu hıçkırık ile girdiği transtan çıktı. Beomgyu kendisini göremiyordu, doktorlar görüşünü kapatmıştı.

Taehyun en son "kelebek." Diye fısıldadı. Oda sessiz -Beomgyu'nun hıçkırıkları dışında- olmasına rağmen duyulmamıştı. Bu sefer sesini yükseltti, "kelebek, ben buradayım.".

İşte bu sefer herkes duymuştu Taehyun'u. Sadece Beomgyu değil. Doktorlar bile duymuş, anın şokunu yaşıyorlardı. Ne tarafa müdahale edeceklerini kendileri de şaşırmıştı.

Beomgyu saçlarını çekiştirmeyi bıraktı. Yerler saç doluydu, Beomgyu'nun parmaklarının arası saç doluydu. Sesin geldiği yöne baktı. İşte o zaman fark etti Taehyun'un da odada olduğunu. Gözleri bu sefer mutlulukla dolmuştu.

"Buradasın." Diye fısıldadı Beomgyu. Koşarak yerde dizlerinin üstünde oturan Taehyun'un koynuna girerken. Yüzünü Taehyun'un boynuna gömmüş orada sakinleşirken herkes şaşkındı.

Az önce bağırıp çağıran kişi, şimdi birinin koynunda mı sakinleşiyordu? Sadece birinin boynuna yaslanarak mı krizi diniyordu?

Odadan çıkan doktor elinde bir şırınga ile geldiğinde şırınganın ucundaki tıpayı çıkardı ve Beomgyu'nun hareketsizliğini fırsat bilip koluna sapladı.

Beomgyu kolundaki sızıyla derin nefes aldı ve gözlerini sıkı sıkı yumdu acıyla, ardından geri açtı. Taehyun'un yüzünü görmek istedi ilaç kanına karışırken. Doktorlar sakince olanları izliyordu.

Taehyun'un boynundan uzaklaşıp yüzüne baktığında kendisini dolu gözler ile izlediğini fark etti. "Bu sefer elimi tut." Dedi Beomgyu elini ikisinin arasına bırakırken.

Bu öyle incitti ki Taehyun'u. 'O gün elini tutmamam, içinde bir yerde onu üzüyor.' Diye düşündü. O gün düşüncesizce yapılan şey, bugün Beomgyu'yu çok kırmıştı.

"Bırakma." Dedi avucunun içinde başka bir ten hissederken. Parmaklarını kenetledi, Taehyun'un parmaklarına. Güvenmemezlikten değildi ama elini çekmesin diye sıkı sıkı sardı elleriyle.

"Bırakmam." Diye fısıldadı Taehyun sadece ikisinin duyabileceği bir şekilde. Beomgyu kollarının arasından alınıp doktorlar yardımıyla odadan çıkarılırken Taehyun pozisyonunu bozmadı.

Kelebek o gün iyileşmeye dair ilk adımını attı. Hemde yanındaki diğer kelebek ile.

Taehyun o gün yanındaki kalabalığı umursamadan konuşarak atmıştı bebek adımlarını.

Beomgyu ise 'Yeonjun'un gittiğini kabullenerek.

***

🦋şizofreni %59 bir yüzdelikle yalnızlıktan doğan bir hastalıktır. Beyin yalnız olduğunu kabullenemeyerek kendine hayali birisini oluşturarak yalnız olmadığını kanıtlamak ister.

Victims Of Loneliness / TaegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin