Beomgyu göğüsüne kadar çektiği yatak örtüsüyle tavanı izliyordu. Taehyun da aynı şekilde kendisine eşlik ediyordu.
Taehyun yanağındaki yumuşak yanakları, bugüne kadar aştığı yolları, koca geçmişini bir adam için silmesini ve iyileşmeye dair attığı adımları düşünüyordu. Beomgyu ise sadece yıldızları düşünüyordu. Hep yıldızlara bakarak uyumayı istemişti. Acaba sayabilir miydi yıldızları?
Beomgyu soluna doğru pozisyonunu bozmadan başını çevirdi. Taehyun'u da aynı şekilde tavana bakarken bulduğunda gülümsedi. Uyumadığın sevinmişti. "Ne düşünüyorsun?"
Taehyun aniden kendisine yöneltilen soru ile irkildi. Beomgyu'nun uyuduğunu sanmıştı. "Bu hastaneden kurtulduktan sonra ne yapacağımızı." Diyerek yalan söyledi. Bir anda aklındaki karmaşayı uzun saçlıya açamazdı.
Beomgyu, Taehyun'un yalan söylediğini dikkat ile baksa anlardı. Ama cümledeki rastgele söylenmiş 'yapacağımızı' sözü içini kıpır kıpır etmişti. Kendisiyle bir gelecek kuruyordu Taehyun.
"Sence çıkacak mıyız bu hastaneden?" Dedi Beomgyu kafasını geri tavana çevirip gözlerini bir noktaya sabitlerken. Aklına gelen şey içindeki kıpırtıyı anında yok etmişti.
"Tabikii de çıkacağız."
"Sen çıksan bile ben çıkamam ki." Dedi Beomgyu omuzlarını silkerken. Bu Taehyun'un kaşlarını çatmasına ve gözlerini kapatmasına sebep oldu. Taehyun'un neden diye sormasına gerek kalmadan Beomgyu nedenini açıklamıştı. "Sen iyileşmeye dair adımlarını atıyorsun. Baksana benimle konuşuyorsun. Ama ben?"
"Artık gerçek ile sahteyi ayırt edemiyorum. Yeonjun'un hayal ürünüm olduğunu söylediler. İnanmıyordum buna ama artık Yeonjun yok. Onu artık görmüyorum. Ya sende diğerlerinin dedikleri gibi hayal ürünümsen? Sende bırakırsan beni?"
Taehyun, Beomgyu'nun kendisi hakkında olan kaygılarına üzülmüştü. Ama belli etmedi çünkü belli ederse iki tarafta birbirlerini kıracaktı.
"Ben senin hayal ürünün değilim." Dedi Taehyun. Ne diyebilirdi ki? Nasıl kanıtlayabilirdi gerçek olduğunu? "Yeonjun da öyle söylüyordu." Dedi iç çekerek Beomgyu.
Taehyun "Yeonjun seni öper miydi?" Dedi. Beomgyu kendisine yöneltilen soru ile tek kaşını kaldırdı. "Ne?" Dedi sadece. Ağzından sadece bu çıkabildi. "Soruma cevap ver." Diye diretti kısa saçlı. Bu kendisi için zordu zaten. Neden daha da zorlaştırıyordu ki Beomgyu? Anlamıyor muydu zorlandığını? "Hayır." Taehyun bu cevabı duyar duymaz üstündeki yorganı tekmeleyerek açtı. Ayağa yavaşça kalktı ve aynı yavaşlık ile Beomgyu'nun yatağının yanına vardı. 'Bu kadar zor olmamalı Taehyun, hadi!' İlk adımı atmak kendisi için zordu. Fazlasıyla zordu. Yatağının önüne gelince dizinin üstüne oturdu ve Beomgyu'nun kendisine çevrilmiş gözlerine dikti gözlerini. 'Hadi Taehyun!'
Düşünmedi. Düşünürse aklına annesi gelirdi. Geçmişi gelirdi. Çocukluğu gelirdi. Eğer düşünürse geri çekerdi kafasını. Öpmezdi uzun saçlının ince pembe dudaklarını.
Küçük, küçücük bir öpücüktü. Taehyun hemen kafasını geriye çekmiş ve sanki az önce yaptığı büyük bir cesaret gerektirmemiş gibi ve de sanki az önce Beomgyu'yu öpen kendisi değilmiş gibi hesap sormuştu, "bugün beni neden öptün?".
'Sakin ol Taehyun, sadece Beomgyu'ya gerçek olduğunu kanıtladın.'
Beomgyu işaret ve orta parmağını dudağının üstüne koymuş ve gözlerini kocaman açmıştı. Öpmüştü. Küçük bir buse dahi olsa çabaladığı adam kendisini öpmüştü!
"Hey." Dedi Taehyun hâlâ şok olan çocuğun dikkatini çekmek için. "Sen- sende beni öptün." Dedi Beomgyu ne diyeceğini bilemeyerek. Öylesine öpmüştü. İçinden öyle gelmişti ve öpmüştü.
"Sana gerçek olduğumu söylemiştim değil mi?" Dedi Taehyun. Elini Beomgyu'nun sol göğüsünün üstüne koymuş ve kendisi için hızla atan kalbe avucunu bastırmıştı. "Ve bak, kalbin de gerçek olduğumu doğruluyor." Dedi hemen sonra.
"Şimdi soruma cevap ver. Evet seni öptüm ama beni ilk öpen sendin."
Beomgyu daha sonra bu öpücük için kuduracağını aklına not edip Taehyun'un sorusuna cevap vermek yerine "Bir anlam mı arıyorsun?" Dedi. Bu sorduğu soruyu cidden merak ediyordu. "Eğer bir anlam arıyorsan kendine zaten cevabı vermişsindir Taehyun."
Kendisine cevap vermediğini görünce Taehyun'un kendi kafasında bir şeyler döndüğünü anladığı için susmuştu Beomgyu. Derin bir nefes aldı Taehyun. Ağır geliyordu; bu göğüsündeki ağrı, kafasının uzun yıllar sonra bu kadar dolu olması ve özellikle de bunca yıl hiçbir tedaviye cevap vermezken Beomgyu'nun sadece 1 hafta kendisinin peşinden koşmasıyla bülbül gibi ötmesi.
"Beomgyu," dedi Taehyun, sesinde garip bir tını vardı. "Bana yardım et." Diye de devamını getirdi.
Beomgyu, Taehyun'a anlamayan gözler ile baktı. Anlamamıştı, Taehyun ne konuda kendisinden yardım istiyordu?
"Galiba ben senden hoşlanıyorum."
Beomgyu'nun nefesi kesildi. Bile isteye yapmamıştı bunu. Kalbinin daha ne kadar hızlanabileceğini düşünürken ağlamamak için zor tutuyordu kendisini. Daha iki gün önceye kadar Taehyun'un peşinden koşuyordu konuşsun diye. Şaka gibi şimdi de o adam gelmiş kendisinden hoşlandığını söylüyordu.
Uzun saçlı olan dolu dolu gözleriyle kocaman gülümsedi. Karanlık odada bile belli oluyordu boncuk gözleri. Parıl parıl parlıyorlardı. Beomgyu yatakta biraz yer açtı. Taehyun'un kendisine duygularını açarken nasıl da ikilemde kaldığını görmüştü. Şimdi üstüne gitmek istemiyordu.
"Yanıma gelsene, belki yıldızları görürüz." Dedi Beomgyu eli ile parmaklıkları olan camı gösterirken.
Taehyun rahatladı. Beomgyu'dan böyle bir şey beklemiyordu. Beomgyu deli dolu bir insandı ve açıkcası daha fazla tepki verir diye düşünmüştü. Hatta dalga geçer diye bile düşünmüştü. -tabi bu düşünceyi anında silmişti kafasından-
Ayağa kalktı ve kendisini Beomgyu'nun oluşturduğu boşluğa yerleştirdi.
Anlaşılan bu gece baya huzurlu bir gece geçirecekti.
Eva-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Victims Of Loneliness / Taegyu
Fiksi Penggemar"Sende mi deli olduğumu düşünüyorsun?" -minific-