"Merhaba Taehyun." Diye başladı masanın ardında oturan doktor. Cevap almayacağını bile bile hep sorular soruyor, yüzündeki gülümsemesini hiç eksiltmiyordu.
"Bugün nasılsın?" Bugün nasıldı, Sabah kriz geçirmişti, sizce iyi miydi?
"Sabah, kriz geçirdiğini duydum." Dediğinde Taehyun 'duymadığın bir şey var mı?' Diye düşünmüştü.
Doktoru ile ilk görüştüğü zamanlar geçirdiği krizlere göre düzeliyordu Taehyun. İlk başlarda bir kişi bile onu çok geriyordu. Şimdi ise toplu ortamlardan kaçıyordu sadece. Bu doktoruna göre bir gelişmeydi.
"Seni neyin tetiklediğini anlatmak ister misin?" Demişti doktoru heyecanla. Aynı zamanda Taehyun'un ilk defa konuşmaya dair bir girişimine tanık olmuştu. O kişinin yan odasına taşınan bir hastası olduğunu öğrenince daha da şaşırmıştı. Beomgyu gibi birine tepki vermesi...
Garipti.
Taehyun boş bakışlar ile bakmaya devam edince doktorun dik omuzları çöktü. Taehyun hâlâ aynı Taehyun'du. Değişen bir şey yoktu. "Beomgyu ve seni aynı odaya almayı düşünüyorum, bu konuda demek istediğin bir şey var mı?"
Taehyun bu girişimden çok rahatsız olmuştu. Kimse ile yan yana bile gelmek istemezken birisi ile aynı odada kalma düşüncesi onu rahatsız etmişti. Ağzını açıp itiraz etmedi. Etmeyi çok istedi ama etmedi. Kaşlarını kaldırmadı, kafasını 'hayır' anlamında sallamadı, yerinde rahatsızca kıpırdanmadı. Rahatsız olduğuna dair herhangi bir belirti göstermedi. Göz odağı bile değişmedi. Hâlâ boş boş duvara bakıyordu.
"Belli ki Beomgyu ile bir etkileşiminiz, bir elektiriklenme var." Dedi ve onaylaması için Taehyun'a bakmaya devam etti. "Seni olumlu yönde etkileyebileceğini düşünüyoruz. Eğer bu düşüncemiz yanlış ise bize söyle lütfen. Hoşuna gitmeyen bir şey yapmak istemeyiz."
Psikolojik baskı yapıyordu doktoru. Artık Taehyun'un konuşması için girişimlerde bulunuyordu, seçimi Taehyun'a bırakmıyordu. Ama bu ters tepmiş ve Taehyun'dan bir karşılık alamamıştı.
"Peki, annen ile konuştuklarına şahit oldum. Ve bu konuda sana diyeceklerim var Taehyun." İşte şimdi Taehyun'un dikkatini çekmişti doktor.
"Eskiye asla dönmeyeceksin." Duymak istediği buydu Taehyun'un.
Psikolojik sıkıntıları olan birisine 'eskisi gibi olacaksın.' Demek kadar kötü bir şey yoktu. Zaten psikolojik bir sıkıntısı var ise bunu tetikleyen hep geçmişi olurdu. Kişi, zaten geçmişinden kaçarken, zaten geçmişi yüzünden bu durumda iken 'eskisi gibi olacaksın.' Denildiğinde 'geçmişteki sıkıntılarına geri döneceksin', demek oluyordu.
"Eski sen asla geri gelmeyecek, burada kendi kişiliğini yaratacağız. Olmak istediğin kişi olacaksın." Dediğinde Taehyun'un gözleri doldu. "Yalnız değilsin sen Taehyun."
"Bugünlük bu kadar. Yeni odana geçebilirsin. Arkadaşlar sana yardımcı olacaklar." Deyip eli ile kapıyı göstermiş ve bugünki seansı bitirdiğini vurgulamıştı.
Taehyun ayağa kalkmış ve doktoru ile saniyelik bir göz teması kurmuştu. Saniyelik dahi olsa bu göz teması Taehyun'un teşekkür etme şekiliydi.
~
Taehyun elindeki kutusu ile yeni odasına girdiğinde gözlerine takılan ilk şey Beomgyu olmuştu. Öylece yatağında uzanıyor ve halıya gülümseyerek bakıyordu.
Taehyun, açıkca söylemek gerekirse Beomgyu'nun bipolar olduğunu düşünüyordu. Bir bakıyordu çığlıklar atıyordu ama bir bakıyordu kahkahalar atıyordu. Bu Taehyun'u asla korkutmuyordu. Asıl onu korkutan şey kendisiydi.
Odaya girmesi ile Beomgyu'nun bakışları kendisine değmiş ve uzun saçlı olan yerinde doğrulmuş, ayağa kalkıp Taehyun'a atılmıştı.
Amacı sadece Taehyun'un elindeki kutuyu almak ve Taehyun'a yardım etmekti. Sabah Taehyun'un kendisi yüzünden kriz geçirdiğini düşünüyordu. Ama Taehyun, yanlış anlamış ve Beomgyu'nun kendisine yaklaştığını görünce ister istemez bir iki adım gerilemişti.
Beomgyu kutuyu almak için kaldırdığı kollarını, Taehyun'un kendisinden kaçmasıyla kendine geri çekmişti. Elinde olmadan utanmış ve Beomgyu'da yerinde durmuştu. Taehyun'un kendisini suçladığını düşünmeye başlamaması için hiç bir sebebi yoktu.
"Üzgünüm." Diye mırıldandı. Ne için üzgün olduğunu kendisi de bilmiyordu. Taehyun'un hastalığını bilmiyordu. Bilmediği bir şey için özür dilemesi garipti. Yine de "sabah seni konuşman için zorladığımdan dolayı, üzgünüm." Dedi suçlulukla başını eğerken.
Taehyun, Beomgyu'nun başını yere eğmesini fırsat bilip uzun saçlı çocuğu incelemeye başlamıştı. İlk defa bu kadar yakından görüyordu onu. Bu durumdan rahatsız olması gerekiyordu ama olmamıştı.
"Bizi neden aynı odaya koyduklarını bilmiyorum ama bence iyi anlaşacağız." Demişti Beomgyu.
Taehyun düşündü; hastalığı ne olabilirdi? Beomgyu bu kadar kusursuz iken nasıl burada olabilirdi?
Yakından inceleyince fark etmişti ki yüzü bir heykelcinin elinden çıkma gibiydi. Bembeyaz tenine uyumla yerleştirilen ince ve gül kurusu dudakları, basık olmayan burnu, uzun kirpikleri ile ödüllendirilmiş çekik gözleri.
Gözleri.
Ne kadar da güzeldi.
Taehyun kendini kaptırdığını fark edince yerinde kıpırdanmış ve boş olan yatağa oturmuş, kutuyu da yatağın üstüne koymuştu. İçinde kıpırdanan şeyler onu kötü hissettirmişti. Beomgyu bozuntuya vermemişti.
"İsmini senden duymayı çok isterdim ama doktorum biraz senden bahsetti." Dedi Beomgyu.
Taehyun gözlerini kutudan çekmiş, Beomgyu ile göz teması kurmaktan çekinmemişti. Bunu sinirle yapmış olsa da ilk defa birisi ile doğru düzgün göz teması kuruyordu.
Taehyun öfkelenmişti. Sabahki gibi Beomgyu'nun iki çift lafıyla ruh hali anında değişmişti. Nasıl kendisinden bahsedebilirdi? Kendisinin izni olmadan. Üstelik bir ortamda konunun kendi olması kadar öfkelendiği bir şey yoktu.
"Taehyun." Dedi Beomgyu bir şeyi dener gibi, daha çok kendi kendisine konuşurken. "Yeonjun'da ismini çok beğendi."
Zaman durdu. Akrep, yelkovanı kovalamayı bıraktı. Kum saatinden akan kum tanecikleri havada asılı kaldı.
Yeonjun.
Yeonjun da kimdi?
"Ah, daha önce sana ondan bahsetmedim değil mi?" Beomgyu'nun yüzünde büyüyen gülümsemesi korkunçtu. Uzun saçlı, Taehyun ile göz temasını sadece bir saniyeliğine bozmuş ve eli ile boş olan sandalyeyi göstermişti.
Yüzünü boş sandalyeye çevirmiş, "Yeonjun, kendini Taehyun'a tanıtmaya ne dersin?" Diyerek boşluğa konuşmasıyla odaya bombayı bırakmıştı.
Eva-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Victims Of Loneliness / Taegyu
Fanfic"Sende mi deli olduğumu düşünüyorsun?" -minific-