Tanrının çocukları

1.4K 208 127
                                    

Gün ağardığında, bir çocuk daha hayata veda ederken. Tanrı hiç affetmeden bir çocuğu daha yanına alırken. Ve yine hiç affetmeden özene bözene yarattığı çocuklarının hayatını karartırken. Adaletsizlik yaparken, bazı çocuklarına hayatı zehir edip bazı çocuklarını altın suyundan dolma havuzunda yüzdürürken.

Bize adaleti sorgulatırken.

Mutlu muydu?

"Nasılsın, Taehyun? Beomgyu ile iyi anlaşabiliyor musunuz?" Yine buradaydı işte.

Sessizlik.

Taehyun hâlâ dünü düşünüyordu. Kim ile aynı odada kalıyordu o öyle? Kusursuz dediği, asla burada neden bulunduğunu anlayamadığı. Kimdi Beomgyu?

Tanrının uzun saçlı çocuğu Beomgyu.

Doktor kendi kendine konuşuyordu. Taehyun bu sefer kesinlikle dinlemiyor, kafasında kuruyor, kurduğu senaryoyu oynuyordu. Beomgyu'yu kendi aklında kuruyordu. Kendisine neydi? Beomgyu neyiydi ki? İki gündür tanıdığı birisi nasıl aklının en ücra köşesine tahtını kurmuş ve oturur olmuştu?

Kendisinde Beomgyu'yu gördüğü için miydi?

İlk defa kendisini anlayan birilerinin varlığını hissettiği için miydi?

"Dün neler konuştu-" doktor dondu. 2 senedir buradaydı Taehyun. 2 senedir de kendisinin hastasıydı. Her halini görmüştü Taehyun'un. İlk başta kavrayamadı genç doktor. Doğru mu duydu diye kontrol etmişti? İlk defa duyduğu ses tonu Taehyun'a mı aitti? Sarsılmıştı oturduğu sandalyede. İki senedir onu konuşturmaya çalışıyor, iki senedir de ağzından tek kelime alamıyordu.

Ama iki gün önce tanıdığı bir çocuk sayesinde konuşmuştu.

"O," dedi Taehyun. Çok uzun zamandır konuşmadığı için sesi kırıldı. Öksürerek, ses tonunu buldu ve devam etti. "Şizofren mi?"

İlk adımıydı.

İyileşmeye dair atılan ilk adımıydı Taehyun'un.

Doktor, Taehyun'un ilk konuşmasında bahsettiği şeylerden, Taehyun'un içinde filizlenmeye başlayan duyguları anlamıştı. Bu fırsatı kaçırmamalıydı. Taehyun'u elinden geldiğince konuşturmalıydı. "Kimden bahsediyorsun?" Diye sormuştu doktor.

Taehyun boş bakışlarını doktora çevirmiş ve 'dalga mı geçiyorsun?' Der gibi bakmıştı. Bir doktor, hastaları hakkındaki bilgileri kimseye söyleyemezdi. Bu kanunen yasaktı. Onun için masanın ardında duran doktor bunu düşünmüş ve zaten Taehyun'un, Beomgyu'nun hastalığını çözdüğünü anlayınca sorun olmayacağını düşündü.

Doktor onaylar gibi kafasını sallamıştı. Taehyun gözlerini yere indirmişti. Çok geçmeden tekrar bakışlarını doktora çevirmişti. "Şizofren, nasıl bir hastalık?"

Doktor aklında söyleyeceklerini düzenlemiş ve konuşmaya başlamıştı. Karşısındaki normal bir bireydi. Tıbbi terimler kullanmamaya dikkat etmeliydi.

"Şizofreni; kişinin gerçek hayata dair tüm bağlantısını koparır." Demiş ve Taehyun'un vereceği tepkiye dikkat etmişti. Taehyun'un kendisini ilgi ile dinlediğini görünce yerinde kıpırdanıp heyecanla devam etmişti. "Şizofreni hastalarında halüsinasyonlar, çarpık düşünceler ve paranoya durumları görülür."

Gözlerini güven verir gibi kapayıp açmış ve kafasını hafif yana eğmişti doktor. "Merak etme, Beomgyu'nun sana zarar verebilme gibi bir ihtimali olsaydı seninle aynı odaya almazdık." Taehyun zaten Beomgyu'nun kendisine zarar vereceğini düşünmüyordu.

Taehyun ister istemez Beomgyu'nun kendisine olan sevecen tavırlarını düşündü.

"Yeonjun." Dedi Taehyun. Doktor kaşlarını kaldırıp, "sana bahsetti demek." Demişti. "Yeonjun, kendi hayal ürünü. Hayali arkadaşı."

Taehyun'un şuan konuşup konuşmamak umurunda değildi. Sadece bu hastalık hakkında bilgi almak istiyordu. "Ona, Yeonjun diye birisinin olmadığını söylersek," dedi ve sustu Taehyun devamını doktorun getireceğini bilerek.

"Beni görebiliyorsun değil mi?" Demişti doktor sadece. Taehyun kafasını olumlu anlamda sallamıştı. "Birisi gelip sana, aslında benim bir hayal ürünü olduğumu söylese inanır mısın?" Demişti sorgulayıcı ses tonuyla. Taehyun kafasını hayır anlamında sallamıştı. "Seni kanlı canlı görebiliyorum çünkü." Doktor, Taehyun'un verdiği yanıtla kafasını heyecanla ve hızla sallamıştı. "İşte, Beomgyu'da Yeonjun'u, senin beni gördüğün gibi görüyor." Demişti. Taehyun derin bir nefes almıştı.

Bana inanmadılar.

'Bana da inanmadılar, Beomgyu'

Taehyun kısılan ses tonuyla konuştu. "Peki bu hastalık, yalnızlıktan mı doğuyor?"

Doktor jetonun düşmesiyle kaşlarını kaldırdı ve gülümsedi. İkisini bir araya getirerek hayatının en iyi kararını vermişti belki de.

Taehyun'un hastalığı da yalnızlıktan oluşan bir psikolojik hastalıktı. İkisi de yalnızlığın kurbanıydı. Sessizliğin kurbanıydı. Kaygının kurbanıydı.

Doktor yeniden fark ettiği şey ile aslında Taehyun'u iki sene boyunca hiç tanımadığını anlamıştı. Taehyun, yalnızlıktan doğan hastalığı: sosyofobi yüzünden tıkılıp kaldığı bu yerde yine yalnızdı. Hastalığına derman bulmak için buradaydı ama bulamamıştı. Şimdi kendisini anlayan birisini bulduğu için kabuğunu kırıyor ve kozasından yeni çıkan kelebek gibi kaygılarını parçalıyordu.

Doktor "Evet." Dedi kesin bir dil ile.

Herkesin kafasını dinlemek için kaçmaya çalıştığı bu yalnızlık, bu kadar masum muydu?

Eva-

Victims Of Loneliness / TaegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin