Akıl hastanesi; hep kötü bir şeymiş gibi anlatılırdı. Oysaki insanların ruh sağlığını kazanması için değil mi bu hastaneler? Yatağa bağlanmalardan bahsedilirdi, ama kimse o yatağa bağlanmaların çevreye zarar gelmemesi ya da hastanın kendisine zarar vermemesi için olduğundan bahsedilmezdi. Elektro şoklardan bahsedilirdi, ama bunun bir tedavi yöntemi olduğundan bahsedilmezdi. Bağımlılık yapan ilaçlardan bahsedilirdi, ama bu ilaçların bağımlılık yapma sebebinin vücudun iyileşmeye dair gösterdiği dirençten bahsetmezlerdi. Doktorların ve hemşirelerin şiddet gösterdiğinden bahsedilirdi.
Sadece bahsedilirdi.
**
1 gün. Koskoca bir gün boyunca Beomgyu yoktu.
Taehyun defalarca koridorda gezen doktorlara sormak istemişti ama ağzını açtığında kelimeler çıkmamıştı. Hâlâ onun için zor bir durumdu konuşmak.
İnsanların düşüncesizce sarf ettiği, kimin kırılıp kimin alınacağını umursamadan söylediği kelimeler Taehyun'un ağzından çıkmıyordu.
Taehyun iğnesini vurulmaya gitti, Beomgyu yoktu. Doktorunun yanına gitti, Beomgyu yoktu. Lalelerini sulamaya gitti, Beomgyu yoktu.
Ne çabuk alışmıştı varlığına.
Şimdi ise müzik atölyesindeydi.
Öylece tabureye oturmuş gitara bakıyordu. Kendisi de biliyordu gitar çalmasını. Çok düşündü Taehyun. Beomgyu'nun eli değmediği sürece sadece bir gitar olan gitara dikkatli baktı ve düşündü.
Beomgyu'nun eli değdiğinde o gitar; geçmiş oluyordu, gelecek oluyordu. Çocukluk oluyordu. Gerçekleşmeyen hayaller oluyordu. Kalp kırıklıkları oluyordu.
Oturduğu tabureden kalkıp sadece bir metre uzağındaki gitarı aldı ve yere oturarak kucağına gelişi güzel yerleştirdi. Tellerin arasına sıkıştırılmış olan beyaz penayı çıkartıp parmaklarının arasına hapsetti.
Nereden gelmişti bu cesaret böyle? Daha düne kadar iki kelimeyi bir araya getiremeyen Taehyun, şimdi şarkı mı söyleyecekti?
Penayı tellere dokundurdu. 1*"yıldızlar şehri, sadece benim için mi parlıyorsun?"
"Yıldızlar şehri göremediğim çok şey var."
Taehyun sustu. Sesi uzun süredir konuşmadığı için çatlamıştı ve kısılmıştı. Bu onu sesinden iğrendirdi. Zaten kimse onun sesini duymak istemezdi ki, herkes susması için, kendisine yapılan zorbalıkların yalan olduğunu savunduğu için Taehyun'un susmasını isterdi.
Taehyun zaten hiçbir şey söylememişti ki daha.
Taehyun söylediği şarkıyı değiştirdi. Belki bu şarkı ile ses tonunu iyi ayarlayabilirdi. Direk nakarattan başladı.
2*"O yağmurda, Ne kadar güzel olduğuna baktığımda zaman duruyor. Şimdi gözlerimi açmak bile zor." Taehyun tekrar sustu.
Neden hep Beomgyu'yu düşünerek söylüyordu sözleri? Sözlerde geçen her bir anlam neden Beomgyu'yu niteliyordu?
"Neden sustun? Devam etsene."
Taehyun'un kucağındaki gitarı yere koyması ve ayağa kalkması sadece 3 saniye sürmüştü. "Sana şarkı söylemen için yalvarmıştım. Yoksa bilerek mi olmadığım bir anı seçtin?"
Şaka ile karışık sorulan soru cevapsız kaldı. Taehyun sorulan soruları umursamadı. Tek düşündüğü Beomgyu'ya sarılmaktı şuan.
Öyle de yaptı.
Kollarını ince bedene sararken aklından hiçbir şey geçmiyordu. Elindeki penayı yere fırlatırken de.
"Özledin mi beni?" Bu şaka ile karışık bir soru değildi bu sefer. Beomgyu ciddi anlamda sormuştu bu soruyu.
Taehyun kafasını salladı usul usul. Hâlâ kollarını çekmediğini fark edince yavaşça geriye çekildi. Beomgyu'nun bileğindeki kırmızılıklarda takılmıştı gözü.
"Doktorlara zorluk mu çıkardın?" Beomgyu kocaman gülümsedi. Gülümsemesinin sebebi Taehyun'un konuşuyor olmasıydı. Kriz anında hayal gördüğünü sanmıştı. O ilahi ses başkasına ait sanmıştı.
"Onlara senin yanına gelmek istediğimi söyledim." Beomgyu sustu ve ellerini arkasında birleştirerek tatlı tatlı salladı bedenini.
"Bana müşahade odasında kalmam gerektiğini söylediler." Dedi duruşunu bozmadan. Taehyun tek kaşını kaldırdı, "ve sende onlara zorluk çıkardın?" Dedi.
"Onun için 1 gün boyunca odaya gelmedin." Diye ekledi. Şuan Taehyun aydınlanma yaşıyordu. "Seni düşünmekten aklım çıkacak sandım." Dedi Taehyun, uzun saçlı olanın koluna sert olmayan bir yumruk geçirirken.
" 'Neden hâlâ odaya getirmediler, yoksa odaları mı ayırdılar?' diye düşündüm sürekli, haberin var mı senin?"
Beomgyu duydukları ile yumuş yumuş oldu. Küçük bir bebek gibi şımardı hemen. Taehyun'un ne tepki vereceğini umursamadan onu omuzlarından tuttu ve yanağına küçük bir buse kondurdu.
"Bu ani itiraflarını unutmayacağım." Dedi geri çekilirken. Taehyun'un yüzündeki ifadeyi izlemeyi daha çok sürdürebilirdi ama çalması gereken bir gitar vardı.
Taehyun'un da söylemesi gereken bir şarkı.
"Bunu sonra konuşacağız." Dedi Taehyun transtan çıktığında.
'Konuşacağız ve sen beni dinleyecek ilk kişi olacaksın Beomgyu. Aynı şuanda kalbimi böyle attırmayı başaran ilk kişi olduğun gibi.'
***
*1/ la la land- city of star
*2/ The Rose- she's in the rain
Eva-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Victims Of Loneliness / Taegyu
Fanfic"Sende mi deli olduğumu düşünüyorsun?" -minific-