|Kazananı olmayan bu aşk oyununda, oyun arkadaşım olur musun?|
"Büyü yaptım.."
"Ona eminim.. Ama gözlerim kapalıydı.. Gözlerini kullanmadan nasıl yaptın?"
"Medusa mıyım ben?" diyerek güldü Dila. Gülüşü adamın derin bir nefes almasını gerektirmişti...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
|içimde bir ben var, asla senden gidemeyen|
Dila Aslı'nın yanına çıktığından beri odanın içinde bir o yana bir bu yana volta atıyordu.
"İçini kemiren şey ne?" diye sordu Aslı makyajını tamamen bitirdiğinde. Dila'ya kısa bir bakış attıktan sonra yatağa ilerledi ve kenarına oturdu. Dila da son bir volta atıp kadının yanına oturdu ve sırtını yatağın başlığına yasladı. Yastıklardan birini kucağına alıp kenarıyla amansız bir savaş verirken, tedirgin bir ifadeyle konuşmaya başladı.
"Se-sen Ekin konusunda kararlı mısın Aslı? Ya-yani kararlı derken emin misin?"
Aslı'nın meraklı yüz ifadesi suratından silinirken kaşları hafifçe çatılmıştı.
"O ne demek şimdi?"
Dila kısa bir homurdanmadan sonra oturduğu yerde dikleşti ve ciddi bir tavırla kadının sorusunu cevaplamaya koyuldu.
"Ne bileyim, sonuçta adam senelerdir başka bir kadına aşıkmış.. Hemde öyle böyle değil.."
Dila kalbinin garip bir korkuyla sarsıldığını hissettiğinde duraksadı. Kadının anlık duraksaması Aslı'ya araya girme fırsatı vermişti. "Dila'cım şu an yeni bir Ateş vakasından korkuyorsun ama Ekin ve Ateş birbirinden çok farklı," dedi ılımlı bir tavırla.
"Biliyorum," dedi Dila. Başını önüne eğip parmaklarını birbirine geçirdi. "Ben sadece üzülmeni istemiyorum. Sırf onu seviyorsun diye kendini kandırmaya çalışma, ya da içinde hissettiğin o aşkı onda gördüğünü sanma."
Söylediği her kelime boğazında acı bir tad bırakırken, Aslı'nın kendisine olan o acı dolu bakışıda tuzu biberi olmuştu. Yerin dibine girmek ve oradan hiç çıkmamak istedi Dila. Aylar önce yine bu odada hissettiği gibi...
-Flashback-
"Güzel kızım," diye seslenerek odaya girdi Suna hanım.
Dila yatağa cenin pozisyonunda yatmış, bacaklarını olabildiğince kendine çekmişti. Banyodan çıkalı neredeyse yarım saat olmuştu. Çıktığı gibi de yatağa yattığı için hala bornozluydu. Suna hanım tekrar seslendi.
"Dila?"
"Anne yalnız kalmak istiyorum."
"Bunu beni kovmak için söylüyorsan çok beklersin, çünkü kızımı görmeden hiçbir yere gitmeye niyetim yok." dedi Suna hanım kesin bir tavırla.
"Kızın buralarda değil.. Kayıplara karıştı."
Belli belirsiz bir takım mırıltılar çıkararak yatağa yaklaştı Suna hanım.
"Saklambaç mı oynuyoruz?"
"Keşke.." dedi Dila fısıltıya benzer bir sesle. "Keşke saklansam bütün herkesten, hatta yerin dibine girsem de kimseyle yüz yüze kalmasam. Ben bile görmek istemiyorum kendimi."
