11. Bölüm : "Yenilgi"

11.7K 715 207
                                    

Beni takip etmeyi unutmayın ki duyurularımı kaçırmayın.

Keyifli okumalar. 🖇

Ayrıca istediğiniz bir şarkıyla bölümleri okuyabilirsiniz. Ben yazarken genelde piyano dinliyorum. Özel dinlemenizi istediğim bir şey olursa medyaya koyuyorum zaten.

Birde satır arası yorumlar nerede sevgili okuyucularımm, göremiyorum? 🫡

•••

"Beşir onun hemen öldürülmesini istemiştir, odasından çıkmayacakmış. Kimse de girmesin, gireni vururim dedi." diye açıklama yaptı Emre. Adam beni süzüp derin bir iç çektiğinde Emre'nin kolumdaki eli sinirden gerildi.

"Öyle olsin." dedi ve arkasını dönüp gitti terörist.

Bizde ilerleyip arabaya bindik.

Beşir'in aldığı diğer kızı annesine kavuşturduktan sonra kamuflajlarımızı giyip buluşma noktasına geldik.

Dağın tepesindeydik, bir tane ağaç vardı. Birkaç kayanın dışında başka bir şey yoktu. Ben kayanın üstünde otururken diğerleri ağacın orada oturuyorlardı. Eldivenimle oynarken yanıma birinin geldiğini duyup kafamı kaldırdım.

Alpay yanıma oturup kaşları çatılı bir şekilde karşıdaki dağa bakıyordu. "Neye sinirlisin? Emre ile Burak'a mı?" diye sordum hafifçe gülerek.

Bana döndü hala kaşları çatılıydı. "O adam sana dokundu mu?" diye sorduğunda yüzümdeki gülüşü sildim. "Hayır." dedim kısaca ve gelen güneşten gözlerimi kısıp ileriye baktım.

Elini boynuma götürdü ve kamuflajımı hafifçe sıyırdı. Derin bir nefes verip gözlerimi kapattım. Oradan çıkarken görmemişlerdi çünkü saçlarım boynumu kapatıyordu.

"Boynun mosmor Ahu, hala hayır diyorsun." dedi. Sesinde hem sinir vardı hemde kahroluyormuş gibiydi. Ona baktım "Bu bizim işimiz Alpay, mecburdum. O an karşı gelemezdim zehir henüz vücuduna dağılmamıştı. Her şeyi berbat edebilirdi." dedim sakince.

"Kurşun yarası gibi bir şey bu." diye ekledim.

"Ama bu farklı, kurşun silahtan çıkıyor. Bu morluğu o adam sana dokunarak yaptı." dedi ve yumruk yaptığı elini sertçe oturduğumuz kayaya vurdu.

"Ruhuma dokunmadıktan sonra, bu benim için kurşun yarası gibi sayılır Alpay." dedim. Evet beni öptü, ama öpmek sadece bedenler arasında değildir.

Birinin ruhunu da öpersiniz. Öpüşmek öyle basit bir şey değildir, bedenler bir olurken ruhlar da aynı şekilde bir olur. O adam beni öptü, ruhumu değil.

Siniri geçince derin bir nefes verdi "Çok acıyor mu?" diye sordu boynuma bakarak.

Kafamı olumsuz anlamda salladım "Hayır, acımıyor." dedim. Onu rahatlatmak için ona bakıp gülümsedim. Gözleri gülüşümde oyalandı.

"Bazen öyle anlar oluyor ki Ahu, bana ne olduğunu anlayamıyorum." dediğinde kaşlarımı çatarak anlamadığımı belli eden bakışlarımı gönderdim.

"Daha doğrusu senin bana ne yaptığını anlamıyorum." dedi birkaç saniye bekledi ve ekledi "Bana ne yaptın Ahu?" diye sordu.

"Hiç," dedim safça "Hiçbir şey."

Gülümsedi, bakışlarım dudaklarına kaydığında hızlıca gözlerine çıkardım. Arsız mısın Ahu?

"Ahu isminin dört anlamı var," dedi uçuşan saçlarımı kulağımın arkasına alarak "Birincisi ceylan, karaca. İkincisi güzel, ince, zarif kadın. Üçüncüsü parlak, güzel bakışlı. Sonuncusu ise güzellerin gözü." kulağımın arkasına aldığı saç tutamını parmaklarının arasında nazikçe okşayarak en ucuna kadar geldi.

ASİL | Gerçek AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin