2. BÖLÜM - KADER

185 11 2
                                    


ŞARKI;

DERYA ULUĞ - SANA ÇIKIYOR YOLLAR

9 YIL ÖNCE

Anadolu Yakası'ndan Avrupa Yakası'nı izlemek diye bir şey vardı. Özellikle Üsküdar sahilde iseniz bir de buna Kız Kulesi eklenirdi. Kaç yaşındaydı Ahu? Kaç yaşından beri bu sahile gelip denizi seyrederdi? Manzara mıydı ona çekici gelen, denizin dalga sesleri mi yoksa geçen gemiler mi? Son zamanlarda kafasında abileriyle izlediği dizinin sahneleri canlanıyordu artık ne zaman sahile gelip denizi izlese. Sanki bir yerden Mecnun çıkıp 'İsmail abi' diye seslenecek de, Ahu da bir refleks olarak 'hoop' diye karşılık verecekmiş gibi.

"Hişt çocuk." Mecnun muydu bu? 'Hoop' desemiydi acaba? "Kime diyorum?"  kafasını arkasına çevirip sesin geldiği yöne baktı. Tanımıyordu bu yüzü. "Düşersin oradan." diye ikaz etti çocuk. Yüzünde tedirgin bir hal vardı.

"Düşmem." dedi Ahu istifini bozmadan. Denizin sınırında hiç koruma yoktu ve o da gerideki banka oturmak yerine, yere oturup ayaklarını denize doğru sallamıştı.

"Senin annen nerede? Söyleyeceğim seni annene. Nasıl izin verdi sana?" 

Çocuk Ahu'dan hallice büyük duruyordu. İyi de bu yersiz telaşın sebebi neydi? Ona mı kalmıştı Ahu'yu annesine şikayet etmek.

"Sana ne be?" diye çıkıştı ona Ahu tiz çıkan sesiyle. Hiç sevmezdi işlerine karışılmasını. Ayrıca annesinin sahile geldiğinden haberi vardı. Gerçi haberi olmasa da bunun bekçiliğini yapmak bu sıska çocuğa kalmamıştı.

"Korkmuyor musun sen?" 

Bu soruyu sorarken sanki kendi sesinde korku var gibiydi. Denizden korkulacak ne yaşamış olabilirdi ki? Denizden korkulmaz, denize sığınılır; hayat yorar, deniz dinlendirir; insanlar boğar, deniz nefes verir.

"Neyden korkacakmışım?" dedi bu sefer Ahu. Çocuğun sesindeki telaşa anlam veremiyordu.

"Ya düşersen?"

Ahu bu zamana kadar hiç böyle bir şey düşünmemişti. Deniz ona kötülük yapmazdı. Düşse bile mutlaka çıkmanın bir yolunu bulurdu. "Denizden mi korkacağım?" dedi kendi kendine. Aslında bu çocuğa karşı bir tepkiydi.

"Neden korkmuyorsun?"

Sıkılmıştı Ahu artık bu baskıdan ve sesini biraz daha yükseltip artık çocuğu ikna etmek için dilendi.

"Yaramazlık yapmadan oturuyorum. Deniz bana ne yapabilir?"

"Ya düşersen?" 

Çocuk bir denize bir Ahu'ya bakarken yüzünde, sanki küçük kız denize düşmüş de bir de üzerine boğulmuş gibi bir hal vardı.

"Çok korkaksın." dedi Ahu gözlerini devirerek.

Çocuk arkasından bir şeyler daha mırıldandı ama Ahu dönüp bakmadı, cevap bile vermedi. Kız yüzünü tekrar denize döndüğünde büyük bir yük gemisi gördü. Ardından yanına bir gölge ve çok geçmeden gölgenin sahibi düştü. Çöküp oturdu yanına tıpkı onun gibi. Aynı gemiyi o da gördü ve sağ elini kaldırıp sallamaya başladı. Onun bu hareketi Ahu'nun gülümsemesine sebep olduğunda Ahu da tıpkı onun gibi el sallamaya başladı gemiye.

"Selim." dedi eli hala havadayken. Selim yüzünü Ahu'ya çevirdi. "Sen korkuyor musun?"

"Neyden?" 

Sorusuna karşı soruyla cevap verirken elindeki dondurmayı Ahu'ya uzattı. Ahu ona uzatılan dondurmayı alırken Selim'in sorusuna karşılık verdi.

Kırık PedalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin