4. BÖLÜM - BAZI ACILAR

173 8 16
                                    


ŞARKI:
VOLKAN KONAK - CERRAHPAŞA

7 YIL ÖNCE

Yeni bir okul, yeni arkadaşlıklar, sayısız anılar... Hiçbiri bilemezdi o gün, yıllar sonra bu okuldan çıkan çocukların birbirlerine sımsıkı bir iple bağlanacağını. Kim bilir, belki bir gün de o ipin hiç beklemedikleri bir anda, beklemedikleri bir yerden kopacağını. İlk hangisi girmişti okula acaba? İlk hangisi bağlamıştı bu kader bağını? 

Vera olmalıydı. Bir tarafında anaokulundan beri arkadaşı Deniz vardı, diğer tarafta ilkokul arkadaşı Hazar. Onları ilk el ele tutuşturan oydu. Ahu birkaç gün sonra gelmişti okula. Rüya, Gökçe'yi bulmuştu. Hazar Görkem'e sarılmıştı.

"Abi siz çok iyisiniz. Bunları aynı takıma koymayın ya." 

Hazar'ın huzursuz isyanı, sesinin fazla gür çıkmasıyla arka bahçede yankılandı. Laflarının hedefinde Deniz ve Görkem vardı. Deniz de, Görkem de bu çıkışa keyifli bir gülümsemeyle karşılık verdi.

"Evet ya, çok güçlü oluyorsunuz siz." Vera da Hazar'a hak vermişti. Çünkü şu an açık ara farkla yeniliyorlardı. 

"Tamam zaten zil çalacak birazdan. Yorulduk, dinlenelim."  derken Ahu'yla göz göze geldi Görkem. Elindeki basket topunu bankta oturan Ahu'ya doğru attı. Ahu topu çevik bir hareketle yakalayıp ayağa kalktı ve tuttuğu topu potaya doğru savurdu. 

Top potanın çerçevesinde tam tur döndükten sonra filelerinden aşağı doğru düştü. Ahu yaptığı bu hareketten sonra saçlarını savurarak kalktığı banka geri otururken, sahadaki kızlar da Ahu'nun oturduğu bankın üstünde duran sulukların yanında aldılar soluğu.

"Gökçe'yle Rüya nerede?"

"İçeri girdiler, zil çalacak zaten birazdan."

Görkem'in sorusunu cevapladı Ahu. Bankın tam ortasında otururken bir elinin dirseğini geri doğru yasladı. Bir yanına Görkem otururken, diğer yanına Hazar bırakmıştı kendini.

"Ders ne?" diye sordu Hazar dudaklarına suluğunu götürürken.

"Türkçe."

Yüzü ekşimişti Ahu'nun Vera'nın cevabına karşı. "Of şimdi dır dır konuşacak."

"Veli toplantısı öncesi ayar çekmece."

"Yarası olan gocunur."

Vera cümlesini tamamlarken bir Hazar'a, bir Görkem'e baktı. Bank arka bahçedeki basketbol sahasının çevresindeki kaldırımın üstündeydi. Vera ise bankta yer olmadığı için kaldırıma oturup sırtını kızlara çevirdi.

"Bu karı ne zaman bizim tarafımızda olacak?" dedi Hazar bıkkın bir tonda. Vera yine anlamsız bir şekilde karşı tarafın ağzıyla konuşmuştu. "Anlamıyorsun sanırım Vera. Biz bir ekibiz. Biri bir bok yediğinde, biz de şahıs adı vermiyorlar." durdu ve devam etti. "Hazar ve grubu diyorlar."

Haklıydı, gerçekten de öyle diyorlardı. "Seni de lider seçmişler." dedi Vera dudak büzerek.

"Sınıf başkanı, okul başkanı olunca; grubun da başkanısın sanıyorlar herhalde."

Tam olarak onun için değildi aslında. Herkes ergenliği farklı yaşardı, kimileriyse hiç yaşamazdı. Hatta çocuksu tavırlardan kurtulamamak bile bir ergenlik çeşidiydi belkide. Hazar lafını sakınmazdı. Biri ona ya da arkadaşlarına bir şey söylediğinde başını öne eğip geçmezdi. Bir plan yapılacaksa Hazar yapardı, izin alınacaksa Hazar alırdı, bir yerde biri onları temsil edecekse bu Hazar olurdu. Başlarda arkadaşlarının ortak kararıyla onu lider tayin etselerde, zaman ilerledikçe Hazar da bu mevkiye alışmış gibiydi. Artık bir yerde lider seçilecekse arkadaşlarına sormadan öne atılırdı.

Kırık PedalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin